Hadid Suresi 18. ayeti ne anlatıyor? Hadid Suresi 18. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Hadid Suresi 18. Ayetinin Arapçası:

اِنَّ الْمُصَّدِّق۪ينَ وَالْمُصَّدِّقَاتِ وَاَقْرَضُوا اللّٰهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَاعَفُ لَهُمْ وَلَهُمْ اَجْرٌ كَر۪يمٌ

Hadid Suresi 18. Ayetinin Meali (Anlamı):

Sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlarla Allah’a hoş bir borç verenlere, harcadıkları şey kat kat fazlasıyla geri ödenir. Üstelik onlar için sonsuz, böylece değerli bir mükâfat vardır.

Hadid Suresi 18. Ayetinin Tefsiri:

Allah Teâlâ, kendi yolunda yapılan fedakârlıkların mükafatlarını dünya ve âhirette kat kat verecektir. Allah’a ve peygamberlerine doğrusu iman edenler, Allah katında “sıddîk” ve “şehîd” mertebesinde olacaklardır. Sıddîk, içtenlikle onaylama eden, imanında en küçük bir tereddüt bulunmayan, sadâkat ve bağlılıkta ileri dışarı giden, özü sözü dürüst, içten kimsedir. Sıddîk, söylediği doğruların aksine davranmaz. Kabul ettiği bir fikri ihlâsla kabul eder ve ona gerçekte inandığını davranışlarıyla ispatlar.

Nitekim Sırrı-i Sakatî (k.s.) sıddîkların ilk hallerini şöyle izah eder:

  Elinde ne varsa onu kardeşleriyle paylaşır.

  İnsanların durumu neyse, kendisi için de onu ister.

  Allah rızâsı için iki işle karşılaşacak olursa, onların en zorunu seçer; isterse o işte can vermek olsun…” (el-Hadâiku’l-Verdiyye, s. 201)

Âyette laf edilen “şehîd” ise Allah yolunda can vermiş kimsedir. Bunlara, “cennetlik olduklarına şâhitlik edildiğinden” ya da “hakikatte ölmüş olmayıp kendilerine bile bile bir yaşam içinde bulunduklarına şâhitlik edildiğinden” şehîd denmiştir. Şehîd’in “hakka şâhit olan, hakkı görebilen ve hayatıyla hakkı bildiren” mânası da vardır. Bu mânaya göre tüm mü’minlere “şehîd” denilebilir. Nitekim âyet-i kerîmede: “Bu Nedenle sizi, tüm insanları denetim edip gözetim aşağı tutasınız, Peygamber de sizi gözetim aşağı tutsun diye ölçülü, dengelenmiş ve misal bir ümmet kıldık” (Bakara 2/143) buyrulur.

Bu mânayı destekler mâhiyetteki bir öteki âyet şöyledir:

“Kim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve sâlihlerle beraberdirler. Bunlar ne hoş arkadaştır! Bu, Allah’ın bahşettiği koskocoman bir lutuftur. Ona kimlerin lâyık olduğunu ve bunların derecesini Allah’ın bilmesi yeter!” (Nisâ 4/69-70)

Zikri geçen âyet-i kerîmelerin ve yapılan izahların bir hülasası ve işin neticesinin açık bir beyânı sadedinde Resûl-i Ekrem (s.a.s.) şöyle buyurur:

“- Cennetlikler, kendilerinden yüksekteki köşklerde oturanları, aralarındaki derece farkı nedeniyle, sizin sabaha aleyhinde doğu ya da batı tarafında, gökyüzünün uzak bir noktasında batmak üzere olan aydınlık ve kocaman bir yıldızı gördüğünüz gibi göreceklerdir.”

Bunun üstüne ashâb-ı kirâm:

“- Yâ Resûlallah! O yerler, başkalarının ulaşamayacağı sadece peygamberlere âit köşkler olmalı” dediler. Allah Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Canımı kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ancak, o yerler, Allah’a iman edip peygamberlere bütün benlikleriyle inanan kimselerin yurtlarıdır.” (Buhârî, Bed‘u’l-insanlar 8; Müslim, Cennet 11)

Ancak Allah’a ve Resûlü’ne iman, sadakat ve hakka şâhit olmanın yolu, dünyanın mânasını tamamiyle çakmak, onun süsüne aldanmayıp eldeki imkânları Allah’a kulluk için haracaktan geçer:

Hadid Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Hadid Suresi 18. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/hadid-suresi-18-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html