Hafızayı takviye etmek için özel bir dua var mıdır? Peygamber Efendimizin (s.a.v) Hz. Ali'ye (r.a) ettiği dua...

Müslüman her türlü gereklilik ve ricası için, zorunlu çalışmaları yapıp sebeplere sarılmanın yanı sıra Allah’a dua edip isteğini arz eder. Hafızayı kuvvetlendirmek, unutkanlıktan kurtulmak için de bilimin öngördüğü zihnî egzersizleri ve yarı faaliyetleri yaptığı gibi, Allah’a dua etmekten de geri durmaz. Bu konuda sıhhati hakkında bazı şüpheler bulunmakla birlikte İbn Abbas’tan (r.a.) şöyle bir söylenti gelmektedir: “Hz. Ali (r.a.) Resûlullaha (s.a.s.) gelerek ‘Anam babam sana feda olsun! Şu Kur’lahza göğsümde durmayıp gidiyor (unutuyorum). Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum.’ dedi. Resûlullah (s.a.s.) ona şu cevabı verdi:

‘Ey Ebu’l-Hasan! (Bu meselede) Allah’ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?’ Hz. Ali (r.a.) ‘Evet, ey Allah’ın Resûlü, öğret!’ dedi. Bunun üstüne Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurdu: ‘Cuma gecesi gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o lahza (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhûd bir andır. O anda yapılan dua makbuldür. Kardeşim Yakup da evlatlarına şöyle söyledi: ‘Sizin için Rabbime istiğfar edeceğim.’ (Yûsuf, 12/98) Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvaffak olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dört rekât namaz kıl. Birinci rekâtta, Fâtiha ile Yâsin sûresini, ikinci rekâtta Fâtiha ile Hâmîm’i (Duhân suresi) oku, üçüncü rekâtta Fâtiha ile Eliflâmmîm Tenzîlü’l-Kitabi (Secde sûresi), dördüncü rekâtta Fâtiha ile Tebâreke’l-Mufassal’ı (Mülk Suresi) oku. Teşehhüdden sonradan Allah’a hamdü sena et. Bana ve öteki peygamberlere salât oku. Mümin erkekler ve mümin kadınlar ve senden önce gelip geçen mümin kardeşlerin için bağış dile. Sonra da şu duayı oku:

اللَّهُمَّ ارْحَمْنِى بِتَرْكِ الْمَعَاصِى أَبَدًا مَا أَبْقَيْتَنِى وَارْحَمْنِى أَنْ أَتَكَلَّفَ مَا لاَ يَعْنِينِى وَارْزُقْنِى حُسْنَ النَّظَرِ فِيمَا يُرْضِيكَ عَنِّى اللَّهُمَّ بَدِيعَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ وَالْعِزَّةِ الَّتِى لاَ تُرَامُ أَسْأَلُكَ يَا اللَّهُ يَا رَحْمَنُ بِجَلاَلِكَ وَنُورِ وَجْهِكَ أَنْ تُلْزِمَ قَلْبِى حِفْظَ كِتَابِكَ كَمَا عَلَّمْتَنِى وَارْزُقْنِى أَنْ أَتْلُوَهُ عَلَى النَّحْوِ الَّذِى يُرْضِيكَ عَنِّى اللَّهُمَّ بَدِيعَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ وَالْعِزَّةِ الَّتِى لاَ تُرَامُ أَسْأَلُكَ يَا اللَّهُ يَا رَحْمَنُ بِجَلاَلِكَ وَنُورِ وَجْهِكَ أَنْ تُنَوِّرَ بِكِتَابِكَ بَصَرِى وَأَنْ تُطْلِقَ بِهِ لِسَانِى وَأَنْ تُفَرِّجَ بِهِ عَنْ قَلْبِى وَأَنْ تَشْرَحَ بِهِ صَدْرِى وَأَنْ تَغْسِلَ بِهِ بَدَنِى لأَنَّهُ لاَ يُعِينُنِى عَلَى الْحَقِّ غَيْرُكَ وَلاَ يُؤْتِيهِ إِلاَّ أَنْتَ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ  

(Allah’ım! Hayatta kaldığım müddetçe bana günahları terk ettirerek acıma eyle. Faydası olmayan şeylere teşebbüsüm nedeniyle bana acı. Seni benden razı kılacak şeylere hüsn-i nazar etmemi nasip et. Ey göklerin ve yerlerin yaratıcısı olan Yüce Allah’ım! Ey Allah! Ey Rahmân! Celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi zor kullanarak. Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasip et. Ey göklerin ve yerin Yaratıcısı! Celalin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi ve kalbimi açmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenimi yıkamanı istiyorum. Çünkü hakkı bulmakta bana fakat sen yardım edersin, onu bana ama sen nasip edersin. Her şeye ulaşmada şiddet ve baskı ancak büyük ve ulu olan Allah’tandır). Ey Ebu’l-Hasan (Hz. Ali)! Bu söylediğimi üç veya yedi cuma gecesi yap. Allah’ın izniyle duan kabul edilecektir. Beni hak üzere gönderen Zât-ı Zülcelâl’e ant olsun fakat, bu duayı yapan hiçbir mümin, duasının kabulünden yoksun kalmadı.”

İbn Abbas (r.a.) der fakat: “Allah’a ant olsun, Ali (r.a.) beş ya da yedi cuma geçtikten daha sonra her yerde Resûlullah’a (s.a.s.) gelerek, ‘Ey Allah’ın Resûlü! Önceleri dört beş âyet fakat öğrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onları da unutuyordum. Bugün ise, artık 40 kadar âyet öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah yarı gözümün önünde duruyor gibi oluyor. Vaktiyle hadisi dinliyordum da arkadan tekrarlamak istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonradan istediğimde bir başkasına ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum.’ Resûlullah (s.a.s.) bu söz üstüne Hz. Ali’ye, (r.a.) ‘Ey Ebu’l-Hasan! Kâbe’nin Rabbine yemin olsun sen müminsin!’ dedi.” (Tirmizî, Deavât, 131)

Kaynak: Diyanet Fetva Kurulu

Ayet ve Hadislerle Duanın Önemi Nedir?

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/hafizayi-guclendirmek-icin-ozel-bir-dua-var-midir.html