Suçlu ve hasta kişilere nasıl davranmalı? İslam'da recm cezası var mıdır? Hastaya ve ölüm mahkûmlarına iyi görmek ile ilgili hadis-i şerif.

Hastanın yakınlarına ve bakıcılarına, ona iyi bakmalarını ve ondan görecekleri tepkilere sabretmelerini tavsiye etmek; tekrar had, kısas ve yarı cezalar sebebiyle ölümü yaklaşmış olanlara iyi davranılmasını hatırlatmanın güzelliği ile ilgili hadis-i şerif.

İSLAM’DA RECM CEZASI VAR MIDIR?

İmrân İbni Husayn radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Cüheyne kabilesinden bir kadın, zina sonucu hamile kalmış olduğu halde Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve:

- Ey Allah’ın Resûlü! Had cezasını gerektiren bir suç işledim. Cezamı ver! dedi.

Bunun üstüne Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, kadının velisini çağırtıp getirtti ve ona:

–“Bu kadına iyi bak. Çocuğunu doğurunca bana getir!” buyurdu.

Adam, aldığı talimatın gereğini yaptı ve kadını doğumdan daha sonra getirdi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, kadının üzerine elbisesinin adamakıllı bağlanmasını söyledi, sıkı sıkı bağladılar. Sonradan Hz. Peygamber’in emri üzerine taşlanarak öldürüldü. Daha Sonra da Resûl-i Ekrem kadının cenâze namazını kıldı. (Müslim, Hudûd 24. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 24; Tirmizî, Hudûd 9; Nesâî, Cenâiz 64)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

İmam Nevevî, zina gibi ağır bir suçu işlemiş olana iyi davranılmasıyla ilgili Peygamber tavsiyesini nakletmek suretiyle bunun hastalara iyi bakma gereğini de ifade ettiğini düşünmüş olmalıdır.

Keza Nevevî, olayın pişmanlık konusunu ilgilendiren son kısmını -haklı olarak- burada her yerde etmemiştir. O buradaki konunun gereği olan “hasta ve mahkûmlara iyi bakmak”la ilgili tarafını zikretmek suretiyle devretmek istediği mesajın dağılmamasını sağlamıştır.

Ama her şeyden önce, memleketimizde zaman zaman gündeme getirilen İslam’da recm cezâsı var mı, yok mu tartışmalarına Hz. Peygamber’in bu uygulamasının susturucu bir yanıt olduğunu maddeler halinde sıralamak istiyoruz. Herhangi bir konunun açık açık Kur’an’da yer almamış olması, eğer o konuda Hz. Peygamber’e ait bir kullanım varsa, aynen Kur’an’da yer almış gibi işlem yapılmasını gerektirir. Hele konu, insanın yaşama hakkı gibi vefat kalım meselesi ise burada Peygamber’in uygulamasını görmezden gelmeye kimsenin hakkı olmaması gerekir. Huysuz halde Peygamber’i hileli bir kullanım yapmış olmakla itham etmek gibi sonu imana dokunan fazla sakıncalı bir yola girilmiş olur. Zaten bilinen bir gerçektir oysa Peygamber vahye zıt düşen bir uygulama yapma yetkisine aslâ sahip değildir. O halde, gerçekte İslâm dışı bazı etkilere dayalı ve fakat güya dinî amaç taşıyormuş izlenimini verecek tarzda söylemlerle, kaynağını Sünnet’cilt alan bir takım konulara karşı çıkma eğiliminden vazgeçilmelidir. Bu tür davranışlarla toplumun din dışılığa daha yakın kesimleri nezdinde saygınlık kazanma yolu seçilmemelidir. Gerçek saygınlık, daha kaliteli müslüman olabilmektedir.

Burada Hz. Ömer’in bir ön uyarısını nakletmek istiyoruz. Abdürrezzak İbni Hemmâm’ın (ö.211/826) Musannef’inin iki yerinde (VII,330 ve XI, 412) Hz. Ömer; recm cezasını, deccâli, havzı, kabir azâbını ve mü’minlerin cezalarını çektikten sonra cehennemden çıkacaklarını inkar edecek, bunların olmadığını ve olmayacağını ileri sürecek birtakım insanların türeyeceğini söyleyerek ta o günden müslümanları uyarmıştır. O halde bu konularda inkâra dayalı iddia sahipleri suçüstü
(cürm-i meşhûd halinde) yakalandıklarını bilmelidirler.

Hz. Peygamber’in, zina ederek hamile kalmış ve bu sebeple ölüme mahkûm edilmiş bir kadını, en yakın velisine teslim etmesi ve ona iyi davranmasını tenbih etmesi, suçlu ve hastalara iyi davranılması ve onlardan gelecek maddî-mânevî tepki ve rahatsızlıkara dayanıklılık gösterilmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Özellikle böyle ağır suç işlemiş kimselerin yakınları, toplumdan görecekleri ayıplama ve psikolojik baskılar nedeniyle birtakım negatif ve barbar davranışlara girişebilirler. Onların bu konuda fevkalâde halden anlayan ve sabırlı olması gerekmektedir. Aynı şekilde toplum da suçlulara, cezadan önce cinayet anlamına gelecek şekilde davranmamaya çaba etmelidir. Halkımız “düşenin dostu olmaz” der. Bu doğrudur. Ama hadisimiz “düşene düşman olmamalı” mesajını vermektedir. Yapılması gereken de budur. Özellikle işin ucunda ölüm varsa, halk daha dengelenmiş ve sabırlı davranmalıdır. Bu, topulumun genel sağlığı, huzuru ve düzeni ile ilgili fazla ciddi bir konudur.

Hadisten Öğrendiklerimiz

Hz. Peygamber suçlu ve hastalara iyi davranır ve bunu tavsiye ederdi. Suçu değişmez olana hakettiği cezayı saptamak, ayrıca ona ayrıca de topluma “iyi kullanmak” demektir. Hasta ve suçlulara iyi faydalanmak ve sabırla faydalanmak İslâm ahlâkının güzelliklerindendir. Gebe bayan, doğum yapıp temizleninceye dek cezalandırılmaz. Çocuğu yaşıyorsa, kendisi emzirmese bile, çocuk sütten kesilinceye değin cezası tehir edilir. Recm ve sözde cezalar sebebiyle öldürülen kimselerin cenâze namazı kılınır.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/hastaya-ve-olum-mahkumlarina-iyi-bakmak-ile-ilgili-hadis.html