Organ bağışı, kişinin hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarınızın başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin verilmesidir.Artık yaşarken de bazı organlar bağışlanabilmektedir.

Yaşarken yapılabilen organ bağışlarında böbrek ilk sıradadır. Vücudumuzda çift böbrek bulunduğu için, bir tanesi bağışlandığında diğer böbrek işlevini kaybetmez. Karaciğer de yaşarken bağışlanabilir. Yüksek oranda kendini yenileme özelliği olan karaciğerin tamamı bağışlanamaz. Ancak karaciğerden bir parça bağışlanabilir.

Organ bağışını yaşarken yapmak isteyen kişilerin 18 yaşını doldurmuş olması ve karar verebilecek yeterlilikte olması gerekmektedir. Bağış yapan kişiye, yapılacak müdahalenin şekli, olası tehlikeleri, sağlığına şimdi veya daha sonra gelebilecek olan zararlar konusunda bilgilendirilmelidir. Bilgilendirmeyi yapan kişi bir doktor olmalı ve başka bir doktorun da bulunduğu bir ortamda bu bilgilendirme yapılmalıdır. Eğer bağış yapacak kişi tüm bilgilendirmelerden sonra da bağışı yapmakta kararlıysa, organlarını yaşarken de bağışlayabilir.

Organ bağışı yapıldıktan sonra sadece bir yoğun bakım ünitesinde beyin ölümü (tıbben yaşamın sona ermesi) kararı alınması halinde organlar kullanılmaktadır.

Diğer ölüm hallerinde organlar alınmaz. Organ bağışı bazen görmeyen bir insanın görmesini ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir böbrek hastasının hayata dönmesini sağlar.

1979 tarih ve 2238 sayılı yasa gereği organ bağışının yapılabilmesi için 18 yaş veya üstünde olup akli dengesi yerinde olan herkes sağlık Müdürlüklerine, hastanelere, organ nakliyle ilgili dernek ve kuruluşlara başvurarak, doku ve organ bağış belgesi alabilir.

Organ bağışı yapıldığı mutlaka yakınlara da bildirilmelidir. Bunun nedeni; bir kişide beyin ölümü gerçekleştiğinde akrabalarının organ bağışı konusunda karar vermelerinin istenmesidir.

Bağış yapan kişi sonradan fikrini değiştirirse, bağış kartını yırtıp atması ve bu karar değişikliğini aileye bildirmesi yeterlidir.