Her peygamberin özenle kendi ümmetini uyardığı konu nedir? Hadisi şerifte nasıl geçiyor? Dr. Murat Kaya anlatıyor...

İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem aramızda iken Vedâ haccı’ndan söz ediyorduk, lakin Vedâ haccının ne olduğunu bilmiyorduk. Nihayet, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Allah’a hamd ve senada bulundu, sonradan da deccâldan bahsederek onun hakkında uzunca veri verdi. Şunları söyledi:

“Allah Teâlâ’nın gönderdiği her peygamber, ümmetini deccâl konusunda uyarmıştır. Nuh ve ondan sonraki peygamberler, ümmetlerini bu konuda uyarıp sakındırdılar. hiç kuşkusuz o sizin aranızda çıkarsa, onun durumu ve hali size gizli kalmaz. Rabbinizin tek gözü âmâ olmadığı size gizli kalan, bilmediğiniz bir şey değildir. Deccalin ise, sağ gözü âmâ olup, sanki salkımından dışarı fırlamış yaş bir üzüm parça başına gibidir. Kurnaz olunuz! Allah Teâlâ birbirinizin kanlarını ve mallarını, şu ayınızda bugününüzü haram kıldığı gibi, birbirinize haram kılmıştır. Dikkat ediniz, sizlere tebliğ ettim mi?”

Ashâb-ı kirâm:

- Evet bildiri ettin, dediler. Peygamberimiz:

–“Allah’ım! Şahit ol” diye üç kez tekrarladı. Daha Sonra da:

“Size eyvah olur, bakınız, sakın benden daha sonra birbirinizin boynunu vurup da küffara dönmeyiniz” buyurdular. (Buhârî, Meğâzî 77. Bir bölümü için bk. Müslim, Îmân 274, Fiten 100)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

İmam Nevevî’nin bu hadisi bu konuda zikretmesinin sebebi, Müslümanların kanlarının ve mallarının birbirlerine haram kılındığını gösteren kısmı dolayısıyladır. Hadisin ihtiva ettiği deccâle dair bilginin yeri burası değildir. Riyazü’s-sâlihîn’in son kısımlarında bu konuyla ilgili hadisler yer almaktadır. Orada yeterli veri verilmeye çalışıldı.

Vedâ haccı’na bu adın veriliş sebebi, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in bu hac esnasında yaptığı konuşmada müslümalara vedâ etmesindendir. Hem bu hac, Peygamber Efendimiz kendisini dinleyen sahabe topluluğuna üç kez “bildiri ettim mi?” diye soru yöneltmesi sebebiyle “belağ haccı”; ilk kere bu hacda Kâbe ve Mekke’ye hiçbir müşrik sokulmadığı için “İslâm haccı” diye de adlandırılmıştır.

Haksız yere kan dökmek, insanların canlarına ve mallarına göz dikmek, zulmün en büyüğüdür. Bunlar, inananlara hiç yakışmayan ve kendilerine haram kılınmış olan davranışlardır. Bunu fakat kâfirler yapar, öyleyse kâfirlere benzememek, küfre asla dönmemek icab eder. Küfür, yani inkâr içinde bulunmak, zulüm içinde yaşamak ve zâlim olarak ölmek demektir. Âhiretteki karşılığı ise ebedî azabdır.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir?

1. Deccâl inancı, semavi dinler aralarında karşılıklı konulardan birisidir. Herhangi bir dinden diğerine geçmiş değildir. Deccal İslâm ümmeti arasında ortaya çıkacaktır.

2. Deccâlin bazı keskin nitelikleri vardır. Peygamber Efendimiz onları bildirip, öğretmiştir.

3. Müslümanların kanı ve malı birbirine haram kılınmıştır. Haksız yere akıtılan kan, alınan mülk gayri müslimin de olsa haramdır.

4. Fitneden ve fitneci olmaktan kaçınmak gerekir.

5. Allah’ın ve Resûlullah’ın emirlerine aktarmak kişiyi zulümden ve fitnelerden korur.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

 

Kıyamet Alametleri: "Deccal"

Kıyamet Alametleri: "Deccal ve Cessâse" Kıssası

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/her-peygamber-ummetini-deccal-konusunda-uyarmistir-hadisi.html