Yahya ne demektir? Hz. Yahya (a.s.) ne zaman doğdu ve hangi kitapla (hangi peygamberin şeriatıyla hükmetti) amel etti? Hz. Yahya (a.s.) nasıl şehit oldu? Hz. Yahya’nın (a.s.) kabri nerededir? Hz. Yahya’nın (a.s.) özet olarak hayatı ve şehit edilmesi.

Yahyâ Aleyhisselâm, Hz. Zekeriya’nın (a.s.) oğludur. Annesi el-İşbâ, İsa Aleyhisselâm’ın annesi Hz. Meryem’in teyzesidir. Yahyâ Aleyhisselâm, İsâ Aleyhisselâm’dan altı ay önce Kudüs’te doğdu. Zekeriya Peygamber’in geçkin yaşına rağmen Allah’tan salih bir evlat dilemesi üstüne Allah kendisine Yahyâ’yı ihsan etti.

Kur’lahza’da hem Yahyâ’ya daha ufak bir çocukken hikmet, kalp yumuşaklığı ve safiyet ihsan edildiği, onun Allah’tan sakınan, annesine ve babasına karşısında iyi davranan bir birey olduğu belirtilir. Hz. Yahyâ (a.s.) hoş yüzlü ve yumuşak huylu bir kişi idi.

Babası Zekeriya Aleyhisselâm’ın şehit edilmesinden daha sonra İsa Aleyhisselâm’dan önce kendisine peygamberlik vazifesi beyanat edildi. Yahyâ Aleyhisselâm, peygamber öldürecek değin azgınlaşan İsrailoğullarına gönderildi. Adalet Teala, Yahyâ Aleyhisselâm’a kendisine şirk koşmamak, namaz kılmak, oruç yakalamak, sadaka saptamak ve Allah’ı zikretmekten ibaret beş şey emretti.

Hz. Musa’nın (a.s.) şeriatıyla hükmetti. Tevrat ile amel eden son peygamberdir. Hz. İsa’ya (a.s.) peygamberlik verilince onun (İncil) şeriatıyla amel etti.

Hz. Yahya (a.s.) peygamberliği sırasında Kral Herot’un (Hirodes) kardeşinin karısı ile zinâ etmesinin ilâhî kanunlara tutarsız olduğunu söyleyince kral göre zindana atıldı. Başı kesilmek suretiyle babası gibi şehit oldu. Yahyâ Aleyhisselâm şehît edildiği süre otuz küsur ya­şındaydı.

Yahyâ Aleyhisselâm’ın kutsal bedeni, muhtelif şehirler­dedir. Başı, Şam’daki Umeyye Câmiî’nde gömülüdür.

HZ. YAHYA (A.S.) KİMDİR?

Yahyâ Aleyhisselâm, Hazret-i Meryem’le teyze çocukları­dır. Hazret-i Yahya (a.s.) Tevrât’ı minik yaştan itibâren öğrenmiş, kendisine rüşd (ol­gunluk) çağında peygamberlik verilmiştir.

Zekeriyâ Aleyhisselâm’a Hazret-i Yahyâ’nın ihsân edilmesi, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle anlatılır:

“Orada (Beyt-i Makdis’te) Zekeriyyâ, Rabbine duâ etti: «–Bana tarafından hayırlı bir tür bağışla! Şüphesiz Sen du­âyı hakkıyla işitensin.» dedi.” (Âl-i İmrân, 38)

“Rabbim! dedi: Emin ki ben (o hâle geldim ancak) ke­miklerim zayıfladı; saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim! Sa­na (ettiğim) duâ sâyesinde hiç dertli olmadım!” (Meryem, 4)

“Açıkçası ben, arkamdan meslek başına geçecek olan yakın­larımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Kadar ba­na bir velî (oğul) ver!” (Meryem, 5)

“Ancak o, bana vâris olsun; Ya’kûb hânedânına da vâris ol­sun! Rabbim onu rızâna lâyık kıl!” (Meryem, 6)

Zekeriyâ Aleyhisselâm’ın can u gönülden yaptığı bu sa­mîmî duâ, ind-i ilâhîde makbûl oldu:

“Zekeriyâ mâbedde durmuş namaz kılarken melekler O’na şöyle nidâ ettiler: «–Allâh sana, kendisi tarafından ge­len bir kelimeyi tasdîk edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahyâ’yı müjdeler.»” (Âl-i İmrân, 39)

Müfessirlerin beyânına tarafından, âyetteki “sözcük” ile kastedilen, Hazret-i Îsâ’dır. Âl-i İmrân sûresinin 45. âyet-i kerîmesi de bunu açıkça ifâde etmektedir. Diğer bir âyet-i kerîme ise şöyledir:

“Allâh buyurdu oysa: «–Ey Zekeriyâ! Biz Sana bir oğul müjdeleriz fakat, O’nun adı Yahyâ’dır. Daha önce O’na kimseyi adaş yapmadık!»” (Meryem, 7)

Âyette “Daha önce, O’na kimseyi adaş yapmadık!” buyrulması, Hazret-i Yahyâ’yı tekrîm içindir. Zîrâ Yahyâ ismi başlangıçta O’na verilmiş, dahası kişisel olarak Cenâb-ı Yargı göre lutfedilmiştir. Bu bununla birlikte Yahyâ Aleyhisselâm’ın sâhip olduğu öteki müstes­nâ fazîletleri de ifâde etmektedir.

YAHYA NE ÇAĞRIDA BULUNMAK?

“Yahyâ” diri mânâsınadır. İki ihtiyardan bir evlâd bahşedilme­si, âdetâ ölüden diri yaratmak gibidir. Âyet-i kerîmelerde buyrulur:

“Zekeriyâ: «–Ey Rabbîm! Bana yaşlılık gelip çattığına, bundan başka karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum ola­bilir?» dedi. Allâh şöyle buyurdu: «–İşte böyledir! Allâh di­lediğini yapar!»” (Âl-i İmrân, 40)

(Allâh:) «–Öyledir!» dedi. Rabbin: «–O Bana kolaydır. Da­ha önce, Sen hiçbir şey değilken Sen’i de yaratmıştım!» bu­yurdu.” (Meryem, 9)

Hz. Zekeriya’nın (a.s.) Duasının Kabul Edilmesi Alametleri

Zekeriyâ Aleyhisselâm’ın duâsının kabûl olmasının alâ­meti, üç gün insanlarla işâretten başka şekilde konuşmaması ve Rabbini zikretmesi oldu:

(Zekeriyâ:) «–Rabbim! (Oğlum olacağına dâir) bana bir alâmet göster!» dedi. (Allâh) buyurdu fakat: «–Sen’in için alâmet, insanlara üç gün, işâretten diğer söz söylememendir. Bambaşka­ca Rabbini çok zikret; sabahleyin-akşam tesbîh et!»” (Âl-i İmrân, 41)

Zekeriyyâ Aleyhisselâm, üç gün insanlarla hiç söylev­dı. Kavmine teblîgâtını toprağa yazarak işâretlerle bildirdi:

“Bunun üstüne Zekeriyâ, mâbedden kavminin karşısı­na çıkarak onlara: «–Sabahtan akşam tesbîhte bulunun!» diye işâret verdi.” (Meryem, 11)

Cenâb-ı Adalet buyurur:

“Biz (de) O’nun duâsını kabûl ettik ve O’na Yahyâ’yı ver­düşey; zevcesini de kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar (bütün bu peygamberler) hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar bize karşı de­rin bir saygı içindeydiler.” (el-Enbiyâ, 90)

Musa Aleyhisselâm’ın Şerîati ile Amel Eden Son Peygamber

Allâh Teâlâ, Yahyâ Aleyhisselâm’a rüşd çağında iken Tevrât’a sarılmasını emretti:

“«–Ey Yahyâ! Kitâb’a (Tevrât’a) var gücünle sarıl!» (de­düşey) ve demin sabî iken O’na (ilim ve) hikmet verdik!” (Meryem, 12)

“Tarafımızdan O’na kalb yumuşaklığı ve temizleme de (ver­düşey). O fazla sakınan bir kimse idi.” (Meryem, 13)

“Başlıca-babasına çok iyi davranırdı; O, isyankâr bir zorba değildi.” (Meryem, 14)

Hazret-i Yahyâ’ya peygamberlik verildi. Ama Îsâ Aleyhisselâm’a peygamberlik ve İncîl gelene değin Mûsâ Aleyhisselâm’ın şerîatine tâbî oldu. Mûsâ Aleyhisselâm’ın şerîati ile amel eden peygamberlerin sonuncusudur. Babası Zekeriyâ Aleyhisselâm gibi şehît oldu.

HZ. YAHYA’NIN (A.S.) ŞEHİT EDİLMESİ

Mûsâ Aleyhisselâm’ın getirdiği şerîate göre kardeş karısıyla evlenmek yasaktır. Bunun cezâsı da kısırlaştırmadır. (Levililer, 18/6-18; 20/19-21) Tevrât’ta yabancılarla zinâ etmenin cezâsı ölüm iken, evlenilmesi yasak olan kişiler arasındaki zinânın cezâsı ise daha farklıdır. (Tesniye, 22/22-27; Levililer, 20/11, 12, 14, 17) Nitekim Hazret-i Yahyâ’nın şehîd edilmesine de sebep olan bu mevzû ile ilgili olarak şöyle bir hâdise nakledilir:

Hazret-i Yahyâ’nın peygamberliği esnasında Kral Herot (Hirodes) kardeşinin karısı ile zinâ eder. Bunun üstüne Hazret-i Yahyâ, bunun ilâhî kanunlara aykırı olduğunu söyleyince kral kadar zindana atılır. daha sonra kralın doğum günü şenliğine, zinâ ettiği kadın kızıyla birlikte katılır. Bu kız yapmış olduğu gösterilerle kralı âdeta büyüler ve mest eder. Kral, o gün kız ne dilerse onu yerine getireceğine söz verir. Annesi göre kandırılan kız, Hazret-i Yahyâ’nın başını ister. Bu istek aleyhinde kral fazla üzülür, ama verdiği sözü hatırlar ve Hazret-i Yahyâ, başı kesilerek şehît edilir. (Luka, 3/19-20; Matta, 14/1-12)

Bir rivâyette Yahyâ Aleyhisselâm, başı her zaman kesildikten daha sonra bile zâlim Herot’a:

“–Bu kız sana câiz değildir!..” diye hitâb etti.

Ne gaflettir oysa, Yahyâ Aleyhisselâm’ın peygamberlik mûci­zelerini gördüğü hâlde bedbaht I. Herot, O’na aleyhinde çıkmış ve O’nu şehîd etmiştir.

HZ. YAHYA’NIN (A.S.) KABRİ NEREDEDİR?

Yahyâ Aleyhisselâm’ın kutsal bedeni, muhtelif şehirler­dedir. Başı, Şam’daki Umeyye Câmii’nde gömülüdür.

Herot’la evlenen kız ise, sonra yerin dibine geçmiştir.

Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm’ın semâya çekilmesi de bu vakte rastlar. Çünkü o zaman Yahûdîler, peygamber öldürecek kadar azgınlaşmışlardı. Nitekim bu ve buna benzer pek çok aşırı cürümleri sebebiyle Cenâb-ı Yargı tarafından şöylece lâ­netlendiler:

“Sözlerinden dönmeleri, Allâh’ın âyetlerini inkâr etmele­ri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve «kalblerimiz kı­lıflanmıştır» demeleri nedeniyle (onları lânetledik; kendilerine türlü belâlar verdik. Onların kalbleri kılıflı değildir;) tam tersine küfürleri sebebiyle Allâh o kalbler üstüne mühür vurmuş­tur; pek azı müstesnâ artık îmân etmezler.” (en-Nisâ, 155)

“Doğduğu Gün, Öleceği Gün ve Diri Olarak Kabirden Kal­dırılacağı Gün Ona Selâm Olsun!”

Yahyâ Aleyhisselâm şehît edildiği zaman otuz küsur ya­şındaydı.

O, âyet-i kerîmede de bildirildiği üzere üç tehlikeli günde Allâh Teâlâ’nın rahmetine nâil olmuştur:

“Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kal­dırılacağı gün ona selâm olsun!” (Meryem, 15)

Beyzâvî, bu âyeti şöyle açıklar:

“İnsanlara musallat olan iblis, O’na hayâtında hasar veremesin! Kabir azâbından sâlim olsun! Hesâb korkusu ve cehen­nem azâbı görmesin!”

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 3, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/hz-yahyanin-as-kisaca-hayati--yahya-aleyhisselam-kimdir.html