İnsan Suresi 19. ayeti ne anlatıyor? İnsan Suresi 19. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

İnsan Suresi 19. Ayetinin Arapçası:

وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَۚ اِذَا رَاَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤً۬ا مَنْثُورًا

İnsan Suresi 19. Ayetinin Meali (Anlamı):

Etraflarında hiç yaşlanmayan ölümsüz gençler âdeta pervane olur. Onları bir görsen, parlaklıklarından ötürü saçılmış inciler sanırsın.

İnsan Suresi 19. Ayetinin Tefsiri:

Allah Teâlâ, önce anlatılanlara ilâveten has kulları için hazırladığı nimetleri saymaya şöyle devam ediyor:

        İtina ile tamamlanmış ve döşenmiş koltuklar üstüne oturup yaslanırlar. Cennette güneşin sıcağı gibi aşırı sıcak görmeyecekleri gibi, aşırı derecede soğuk da görmezler.

Çünkü cennet kendine has bir nurla aydınlanacak ve orada mü’mine bıkkınlık verecek hiçbir şey olmayacaktır. Onları cennet ağaçlarının gölgeleri bürür, meyveleri onlara içten eğildikçe eğilir. Pek fakat ayakta olan da, oturan da, yatan da onları kolaylıkla alabilir. Uzaklıkları ya da dikenli oluşları sebebiyle elleri geri abes dönmez.

        Cennetliklerin önlerinde parlak gümüş kaplarla yemekler, berrak billûr testilerle içecek dolaştırılır. Kadehlerine istedikleri dek meşrubat konulup kendilerine ikram edilir. (bk. Zuhruf 43/71)

        Onlara gümüş billûr kadehlerle, içine zencefîl karıştırılmış bir içecekten doldurulup ikram edilir.

Zencefîl, hoş kokusuyla içeceğe lezzet veren çok hoş bir baharattır. Buradan anlaşıldığına kadar, cennet ehline içirilen içeceğe yukarıda geçtiği gibi kâh kâfûr, kâh zencefîl karıştırılmaktadır. Yahut bu içecek, kâh kâfûr pınarından, kâh zencefîl pınarından doldurulmaktadır. Kâfûr serinlik, zencefîl ise sıcaklık verir. Cennetliklerin her iki zevki de tatmaları istenir. Zencefil karışımlı olan ve müslümana yalnızca neş’e üstüne neş’e veren bu içecek de tükenmeyecek kadar çoktur. Çünkü onun kaynağı Selsebîl denilen bir pınardır. Selsebîl, içilmesi gayet lezzetli, tatlı, boğazdan çok rahat geçen bir içecektir.

        Altın ve gümüş kaplara konmuş lezzetli yemekleri, gümüşten üretilmiş billûr kadehlerdeki leziz şarapları dolaştıranlar, etrafa saçılmış inci daneleri dek güzel, parlak, ihtiyarlamaz, tazelikleri bozulmaz, ölümsüz civanlardır.

Saçılmış inci daneleri, ışıkları birbirine değdiği için hoş ve aydınlık bir dış görünüş verir. Bu sebeple o gençler etrafa dağılmış incilere benzetilmişlerdir. Bunların ışığı çevreye vurmakta ve hizmet için dolaşmaktadırlar. Bu manzarayı görenler, bunun gerçekte büyük bir nimet, heybetli bir mal varlığı, görkem ve devlet olduğunu anlarlar.

        Cennetlikler altlık olarak سُنْدُسٌ (sündüs) denen ince ipekten, üstlük olarak da اِسْتَبْرَقٌ (istebrak) denilen kalın ipekten elbiseler giyerler. Bu elbiselerin renkleri yeşildir. parıl parıl parlayan bu giysilere ilaveten bileklerine gümüş bilezikler takarlar. (bk. Kehf 18/30-31)

        Rableri onlara tertemiz bir içecek içirir.

Bu içecek ayrıca temizdir, keza temizleyicidir. Onda dünya içeceklerinde yer alan lekelerden eser yoktur. Onu içtiklerinde cennetliklerde de hiçbir leke ve üzüntü bırakmaz.  Çünkü شَرَابًا طَهُورًا  (şerâben tahûren) diye isimlendirilen bu meşrubat daha önce sözü edilen biri kâfur katkılı, diğeri zencefil katkılı iki çeşitlilik içeceğin ikisinden de üstün ve direkt âlemlerin Rabbi kadar içirilen, içine hiçbir katkı katılmamış, saf ve tertemiz bir içecektir. Bunu içenlerde Hakk’ın cemâline kavuşma neşesi doğar. Rivayete göre cennetliklere gıda ve içecekler verilir. En sonunda da tertemiz bir meşrubat sunulur ancak, bununla kalpleri ve bütün içleri tertemiz olur; dışlarından misk kokusu gibi bir ter halinde taşar. Tekrar rivayete tarafından bu, cennet kapısında bir kaynaktır oysa her kim ondan içerse yüce Allah onun kalbinde kin, aldanma ve hasetten veya içinde kirden lekeden eser bırakmaz, hepsini çekip çıkarır. (Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXX, 225) Nitekim bu mânaya sinyâl etmek üzere: “Biz onların kalplerinde kin ve nefret edilen şey namına ne varsa hepsini söküp atarız. Arkadaş ve kardeş olarak tahtlar üstünde karşılıklı otururlar” (Hicr 15/47) buyrulur. Bundan maksadın sırf ruhanî olan bir içecek olup, insanı Allah’ın dışında her şeyden uzaklaştıran ilâhî bir tecelli olduğu da söylenmiştir.

Hikâye olunduğuna tarafından, Bâyezid-i Bistâmî’ye bu âyeti sormuşlar. Şöyle demiş: “Allah onlara tertemiz bir içecek sundu. Onlardan kendi zatından diğer her şeyin sevgisini temizledi.” Daha Sonra da şöyle demiş: “Yüce Allah’ın ikram edeceği bir içecek vardır ki, onu kullarının en faziletlileri için saklamıştır. Bu içeceği onlara direkt kendisi içirir. İçtiler mi coşarlar, coştular mı uçarlar, uçtular mı ererler, erdiler mi ayrılmazlar. Onlar “Gücü her şeye yeten ve hükmü her şeye geçen Hükümdar’ın huzurunda, hoşnut olacakları çok onurlu bir adalet ve dürüstlük meclisindedirler” (Kamer 54/55) sırrına ermişlerdir. (bk. Elmalılı, Adalet Dini, VII, 5510-5511)

Nihâyetinde Allah Teâlâ onlara hitap ederek, eriştikleri bu nimetlerin dünyada yaptıkları güzel amellerin karşılığı olduğunu, çünkü o amellerinin kabule şayan görüldüğünü haber verir. Bunun melekler göre söylenmesi de mümkündür. (bk. Hâkka 69/24; Ra‘d 13/23-24; Zümer 39/73)

Acilen de Resûlullah (s.a.s.)’e hitap edilerek, onun muazzez şahsında tüm inananlara bu hoş ve ebedi nimetlere ulaşmanın yolu beyân buyrulur:

İnsan Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

İnsan Suresi 19. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/insan-suresi-19-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html