İnsan Suresi 4. ayeti ne anlatıyor? İnsan Suresi 4. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

İnsan Suresi 4. Ayetinin Arapçası:

اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلْكَافِر۪ينَ سَلَاسِلَا۬ وَاَغْلَالًا وَسَع۪يرًا

İnsan Suresi 4. Ayetinin Meali (Anlamı):

Ama şunu unutmasın ki, biz kâfirler için zincirler, demir kelepçeler ve alevli bir ateş hazırladık.

İnsan Suresi 4. Ayetinin Tefsiri:

İnsan, kâinat sarayının en değerli misafiridir. Allah Teâlâ gökleri, yeri ve bunların içinde yer alan bütün varlıkları yarattı. Son olarak insanı var edip, tüm varlığı onun hizmetine verdi. İşte bu yaratılış sürecinde böylece uzun zamanlar geçti oysa, olur ya bunu rakamla tarif etmek muhtemel olmayabilir. Bu başı sonu belirli olmayan uzun zamana اَلدَّهْرُ  (dehr) denilir. ح۪ينٌ (hîn) ise sınırlı herhangi bir zaman, bir zaman anlamındadır. Dehr dediğimiz bu uzun süre içinde öyle bir süre oldu oysa, insan az önce o vakitte zikre değerinde bir varlık değildi. Evren onun için yaratılıyor, her şey onun için hazırlanıyordu, fakat o az önce besbelli yoktu. İlm-i ilâhîde insan denen varlığın yaratılacağına karar verilmişti, ama onun demin ilimden fiile geçip gün yüzüne çıkma zamanı gelmemişti. Yani insan sefalet içinde bulunuyordu, yoktu.

İnsanın demin zikre bedel bir varlık olmadığı zaman, toprak ve çamur safhasından başlayıp, belli başlı rahmindeki safhaları geçerek insan halinde dünyaya gelmesine dek geçen vakit de olabilir. Nitekim devamlı âyetler insanın bu yaratılış sürecini anlatır:

Nutfe, menî içindeki milyonlarca spermden biridir. İnsanın tohumudur. Burada “emşâc” olarak sıfatlanmıştır. اَمْشَاجٌ (emşâc), burnunu sokmak, karıştırmak mânasındaki اَلْمَشْجُ (meşc)in, yahut karışım anlamındaki اَلْمَش۪يجُ (meşîc)in çoğuludur. Burada erkeğin suyu ile kadının suyunun karışımına, yani spermin kadının suyuyla birleşmesi durumuna نُطْفَةٌ اَمْشَاجٌ (nutfetun emşâc) denilir. Bu Nedenle âyette insanın, menî hayvancığının yumurta ile birleşmesiyle yaratıldığına göze çarpan edilmiş olur. Allah Teâlâ, nutfe safhasından başlayarak aşama aşama insanı yaratmış, gerçekleri idrak edebilmesi için onu işitme ve görme melekesiyle donatmıştır. Bundan maksat, onun önünü sonunu düşünecek, duyup gördüklerinden ders ve ibret alacak zeki bir varlık olmasıdır. Çünkü Allah Teâlâ’nın muradı, onu sınav etmektir. Bu sebeple imtihanın tüm şartlarını düzenlemiştir. Bunlarla birlikte peygamber göndermek ve kitaplar indirmek suretiyle insana cennete ve cemâlullaha varan içten yolu da göstermiştir; onu cehenneme sürükleyecek çarpık yolu da. Bu durumda insan için iki yoldan birini seçmek düşer:

    Ya tüm bu nimetlerin sahibine inanır, O’nu tanır ve kendine lütfettiği nimetlerin şükrünü yerine getirmeye çalışır;

    ya da kalbinin kapılarını hidâyete kapatarak küfür ve nankörlük yolunu tutar.

Ancak bu değin lütf u inâyetten sonradan küfür ve nankörlük yolunu tutanları, cehennemde ayakların bağlanacağı zincirler, ellerin boyunlara takılacağı demir halkalar ve alev ateş yanan deli bir alev beklemektedir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Cehennemlikler, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler, kaynar suyun içine! Sonradan da ateşte cayır cayır yakılacaklar.” (Mü’min 40/71-72)

Şükreden mü’min kullara gelince:

İnsan Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

İnsan Suresi 4. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/insan-suresi-4-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html