Peygamber (s.a.v) Efendimiz ve Müslümanları hicvedip kötülemesi ve Müslümanlar aleyhine Mekke müşriklerine yar­dım etmesi, onları Müslümanlara karşı kışkırtması ile bilinen Kab bin Eşref’in öldürülmesi hadisesi.

Kab bin Eşref, Medine Yahudileri’nin en azgın bir şâiri idi. Nadîr Oğulları’ndan idi. Rasûlullah (s.a.v) ile Müslümânları hicvedip kötüler ve Müslümânlar aleyhine Mekke müşriklerine yar­dım eder, onları Müslümanlara karşısında kışkırtırdı. Bedir Gazvesi’nde müşriklerin tam mânâsıyle hezimete uğramaları Kab bin Eşref’e böylece ağır gelmişti. Bedir’de öldürülen müşrikler için devamlı ağlar, on­lar hakkında şiirler, mersiyeler düzer ve onları inşâd ederdi. Hassân bin Sâbit (r.a) de Kab’ın bu şiirlerine cevâb verirdi.

KAB İBNÜL EŞREF’İN HAKKINDAN KİM GELİR?

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) bir gün sahâbîlerine:

“‒Kab ibnu’l Eşref’in hakkından kim gelir? Çünkü o, Allah’a ve Rasûlü’ne ezâ etmiştir” buyurdular.

Muhammed ibn-i Mesleme (r.a) ayağa kalktı ve:

“‒Yâ Rasûlallah, onu öldürmemi ister misin?” dedi. Rasûlullah (s.a.v):

“‒Evet” buyurdular. Muhammed ibn-i Mesleme (r.a):

“‒O hâlde sizin aleyhinize ona bazı şeyler söylememe müsade verin!” dedi. Rasûlullah (s.a.v):

“‒Söyle!” buyurdular. Bunun üstüne Muhammed ibn-i Mesleme (r.a), Kaʻb’a vardı ve:

“‒Şu kişi bizden sadaka vermemizi istiyor, sahiden bizi fazla ağır bir yükün altına soktu ve meşakkatlere dûçâr etti. Ben de ödünç bir şeyler almak için sana gel­dim” dedi. Kab:

“‒Sizin bu sıkıntınız daha da artacak, vallâhi O’ndan bıkacak, ayrıntılarıyla sıkılacaksınız!” dedi. Muhammed ibn-i Mesleme (r.a):

“‒Bir defâ O’na uymuş bulunduk, işinin nereye varacağına bakmadan kendisini terk etmeyi de istemiyoruz. Derhal senden bize bir ya da iki vesk (gıda) borç vermeni istiyoruz!” dedi. Kaʻb:

“‒Peki, o vakit siz de bana rehin verin” dedi. Muhammed ibn-i Mesleme ve arkadaşları:

“‒Ne istiyorsun?” diye sordular. Kab:

“‒Kadınlarınızı bana rehin olarak veriniz” dedi. Onlar:

“‒Sen Arapların en güzeli iken biz kadınlarımızı sana nasıl rehin verebiliriz!” dediler. Kab:

“‒O hâlde oğullarınızı rehin bırakın!” dedi. Onlar:

“‒Oğullarımızı sana nasıl rehin bırakabiliriz! Daha Sonra onlara hakâret edilir, «Bir veya iki vesk hurma karşılığında rehin bırakıldı» denir. Bu bizim için büyük bir ârdır. Lâkin sana silâhlarımızı rehin olarak verebiliriz!” dediler.

Kab bunu kabul edince kendisine silâhları getireceklerine dâir söz verip ayrıldılar. Muhammed ibn-i Mesleme (r.a) onun yanına gece gitti, beraberinde Kab’ın sütkardeşi Ebû Nâile de vardı. Kaʻb onları kale içine dâvet etti ve yanlarına indi. O ineceği süre karısı:

“‒Bu saatte nereye çıkıyorsun?” diye îtirâz etti. Fakat Kab:

“‒Bu seslenen Muhammed ibn-i Mesleme ile kardeşim Ebû Nâi­le’dir” dedi. Bayan:

“‒Ben böylece bir ses işitiyorum fakat, sanki ondan kan damlıyor!” dedi. Kaʻb:

“‒O benim kardeşim Muhammed ibn-i Mesleme ile sütkardeşim Ebû Nâile’dir. Ayrıca kuşkusuz kerîm olan insan geceleyin kılıç darbe­sine çağırılsa bile o çağrıya belirli icabet eder” dedi.

Muhammed bin Mesleme (r.a) beraberinde içeriye iki (veya üç) birey daha soktu. Bunlar Ebû Abs ibn-i Cebr, Hâris ibn-i Evs ve Abbâd ibn-i Bişr idi. Onlara:

“‒Kab gelince, ben onun saçını tutup koklarım, size de koklatırım. Başını sıkıca tuttuğumu gördüğünüz zaman anında kılıçlarını­zı çekip Kab’a vurunuz!” dedi.

KAB BİN EŞREF’İ KİM ÖLDÜRDÜ?

Kab bin Eşref hoş elbiselerini giymiş ve silâhını kuşanmış olarak yanlarına indi. Kendisinden güzel kokular geliyordu. Muhammed ibn-i Mesleme:

“‒Bugüne dek böylesine güzel bir koku hiç koklamamıştım!” dedi. Kab:

“‒Benim yanımda Arap kadınlarının en güzel kokulusu ve en asîli var!” dedi. Muhammed ibn-i Mesleme (r.a):

“‒Başını koklamama izin verir misin?” dedi. Kab:

“‒Tabiî” diye cevap verdi. Kendisi kokladı, sonradan arkadaşlarına da koklattı. Arkasından:

“‒Baştan koklayabilir miyim?” dedi. Kab:

“‒Olur” dedi. Muhammed ibn-i Mesleme (r.a) bu bahaneyle onun başını sıkıca tuttu ve arkadaşlarına:

“‒Vurun!” dedi. Bu şekilde onu öldürdüler. Sonra Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’e gelip vaziyeti haber verdiler. (Buhârî, Meğâzî, 15)

İlk kılıç darbesi üstüne Kab haykırdı ve bu feryadı duyan kale içindeki yahu­diler toplandılar, daha sonra da Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e gelerek Kab’ın aldatılarak öldürüldü­ğünü şikâyet ettiler. Rasûlullah (s.a.v) de Kab’ın kendisine ve müslümanlar üzerine müşrikleri nasıl kışkırttığını birer birer sayıp dökünce, yahudiler söy­leyecek söz bulamadılar.

Kab bin Eşref’in öldürülmesi, hicre­tin 3. senesinde Bedir’den daha sonra ve Benü’n-Nadîr Gazvesi’nden evvel Rabîu’l-Evvel’in 14’ünde vâki olmuştur.

Kab bin Eşref’i, Evs kabilesinden sahâbîler öldürmüşlerdi. Bunun üzerine Hazrecli sahâbîler İslâm’a hizmet ve Allah yolunda cihâd husûsunda Evsli kardeşlerinden geri kalmak istemediler. “Biz de bir şeyler yapmalıyız” diye düşündüler. Onlara da öteki bir azılı İslâm düşmanını öldürmek nasîb oldu. Onlar da Ebû Râfi’i öldürdüler.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Siyer-i Nebi.

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/kab-bin-esref-olayi.html