Kalem Suresi 12. ayeti ne anlatıyor? Kalem Suresi 12. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kalem Suresi 12. Ayetinin Arapçası:

مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ اَث۪يمٍۙ

Kalem Suresi 12. Ayetinin Meali (Anlamı):

İyiliğin sürekli önünü kesen, davranışlarında hiç ölçü tanımayan, alabildiğine günaha dadanmış olana,

Kalem Suresi 12. Ayetinin Tefsiri:

Müşrikler, Peygamberimiz (s.a.s.)’den İslâm’ı tebliğ konusunda birazcık gevşeklik göstermesini istiyorlardı. Böyle yaparsa, karşılığında ona karşı düşmanlıklarını hafifleteceklerini söylüyorlardı. Hâsılı uzlaşabilmek için dinin buyruklarından imtiyaz vermesini bekliyorlardı. Nitekim bu konuya ışık tutan âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Rasûlüm! Müşrikler akıllarınca seni kandıracak, sana vahyettiğimizi bıraktırıp, onun yerine diğer şeyleri bize isnat etmeni sağlayacaklardı. Ancak böyle yaptığın takdirde seni arkadaş edineceklerdi. Eğer biz sana tam sebat vermemiş olsaydık, onlara fazla ufak de olsa bir meyil gösterebilirdin. O takdirde biz de sana ayrıca yaşarken hem de ölünce kat kat acılar tattırırdık. Daha Sonra bize aleyhinde sana destek edecek kimseyi de bulamazdın.” (İsrâ 17/73-75)

Bu sebeple Allah Teâlâ keza Peygamberimiz (s.a.s.)’i keza de mü’minleri, dinlerinden taviz verme talebinde yer alan yalancılara asla boyun eğmemelerini emreder. Dini yalanlayana itaatin haramlığını bildirir. Çünkü onların itaat edilecek şanslı bir vasıfları yoktur. En kötü sıfatlar onlarda toplanmıştır. Âyetlerin ifadesine göre, şu vasıflar, müşriklerin ileri gelenlerinin karşılıklı sıfatları idi:

  Içten yanlış demeden bol bol yemin etmek; her sözüne yeminle başlamak, yeminle son vermek.

  Hakîr, zelîl ve alçak bir durumda olmak. Çok ant eden kimse de bu nitelik vardır. Çünkü o, kendini herkesin palavracı bildiğini ve yemin etmeden kimsenin kendine inanmayacağını zanneder. Bu yüzden o, keza kendi nazarında zelildir, keza de toplum içinde değer verilmeyen âdi, aşağılık bir kimsedir.

  Tekrar Tekrar ayıplamak; eliyle diliyle insanların kusurunu arayıp ortaya atmaya kastetmek.

  Fesat dahil etmemek ve insanların arasını bozmak için daimâ söz getirip götürmek.

  Her türlü iyiliğe mâni olmak. Kendisi cimri olup kimseye zerre kadar bir iyilikte bulunmadığı gibi, her iyi işe aleyhinde çıkar ve insanların İslâm’a girmelerini önlemek için bütün gücüyle çabalar.

  Haddi aşarak insanlara eziyet etmek, onların haklarına tecavüz etmek, hakkı terk edip daima bâtıl üzere bulunmak.

  Günahlara dalmak ve onları düşüncesizce dağlamak.

  Câhil, vahşi, küfründe fazla şiddetli ve katı edinmek; bâtıl üzere adaletsizlik ve düşmanlığı çok ileri götürmek, insanları azaba dürüst çekip çekmek.

  Soysuzlukla damgalanmış edinmek, özellikle nesep itibariyle fena bir şöhrete sahip edinmek.

  Mal ve çocukların çokluğuyla övünmek.

  Allah’ın âyetlerini inkâr edip, onlara “öncekilerin masalları” seslenmek.

Sanılan bu kötü sıfatlara sahip olan, baskı ve zenginliği nedeniyle şımararak Allah’ı ve Peygamber’i tanımayan, kibrinden dolayı burnu çok yukarıda olan kimsenin burnunu Allah şerefsizlik ve onursuzluk damgasıyla damgalayacaktır. Bu Nedenle gurur ve kibrini kırıp onu zelil hale getirecek, dünya da âhirette de o hiçbir süre zilletten kurtulamayacaktır.

Allah Teâlâ acilen de mülk ve evladının çokluğuna aldanıp, Allah’ın âyetlerine inanmaya tenezzül etmeyen müşriklerin önderlerine bir ikaz ve ibret elde etmek üzere “Bahçe sahipleri”nin kıssasını anlatıyor; bu bahçe sahiplerini belaya uğrattığı gibi onları da belaya uğratacağını hatırlatıyor:

Kalem Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kalem Suresi 12. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/kalem-suresi-12-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html