Kalem Suresi 13. ayeti ne anlatıyor? Kalem Suresi 13. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kalem Suresi 13. Ayetinin Arapçası:

عُتُلٍّ بَعْدَ ذٰلِكَ زَن۪يمٍۙ

Kalem Suresi 13. Ayetinin Meali (Anlamı):

Barbar ve katı kalpli olup, bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye.

Kalem Suresi 13. Ayetinin Tefsiri:

Müşrikler, Peygamberimiz (s.a.s.)’den İslâm’ı beyanname konusunda azıcık gevşeklik göstermesini istiyorlardı. Böyle yaparsa, karşılığında ona karşısında düşmanlıklarını hafifleteceklerini söylüyorlardı. Hâsılı uzlaşabilmek için dinin buyruklarından taviz vermesini bekliyorlardı. Nitekim bu konuya ışık tutan âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Rasûlüm! Müşrikler akıllarınca seni kandıracak, sana vahyettiğimizi bıraktırıp, onun yerine diğer şeyleri bize isnat etmeni sağlayacaklardı. Oysa böyle yaptığın takdirde seni dost edineceklerdi. Eğer biz sana bütün sebat vermemiş olsaydık, onlara çok ufak de olsa bir meyil gösterebilirdin. O takdirde biz de sana hem yaşarken ayrıca de ölünce kat kat acılar tattırırdık. Daha Sonra bize aleyhinde sana destek edecek kimseyi de bulamazdın.” (İsrâ 17/73-75)

Bu sebeple Allah Teâlâ ayrıca Peygamberimiz (s.a.s.)’i hem de mü’minleri, dinlerinden taviz verme başvurusunda bulunan yalancılara katiyen boyun eğmemelerini emreder. Dini yalanlayana itaatin haramlığını bildirir. Çünkü onların itaat edilecek bahtı açık bir vasıfları yoktur. En kötü sıfatlar onlarda toplanmıştır. Âyetlerin ifadesine göre, şu vasıflar, müşriklerin ileri gelenlerinin müşterek sıfatları idi:

  Doğru hatalı demeden bol bol yemin etmek; her sözüne yeminle başlatmak, yeminle son vermek.

  Hakîr, zelîl ve hain bir durumda edinmek. Fazla yemin eden kimse de bu özellik vardır. Çünkü o, kendini herkesin palavracı bildiğini ve yemin etmeden kimsenin kendine inanmayacağını zanneder. Bu yüzden o, keza kendi nazarında zelildir, ayrıca de toplum içinde layık verilmeyen âdi, aşağılık bir kimsedir.

  Defalarca ayıplamak; eliyle diliyle insanların kusurunu arayıp ortaya atmaya niyetlenmek.

  Fesat içeri almamak ve insanların arasını karışıklığa itmek için daimâ laf getirip götürmek.

  Her türlü iyiliğe mâni edinmek. Kendisi cimri olup kimseye zerre değin bir iyilikte bulunmadığı gibi, her iyi işe karşısında çıkar ve insanların İslâm’a girmelerini önlemek için bütün gücüyle çabalar.

  Haddi aşarak insanlara zulmetmek, onların haklarına tecavüz etmek, hakkı terk edip tekrar tekrar bâtıl üzere bulunmak.

  Günahlara dalmak ve onları düşüncesizce dağlamak.

  Câhil, vahşi, küfründe fazla şiddetli ve katı edinmek; bâtıl üzere haksızlık ve düşmanlığı çok ileri götürmek, insanları azaba içten çekip sürüklemek.

  Soysuzlukla damgalanmış elde etmek, özellikle nesep itibariyle kötü bir şöhrete sahip edinmek.

  Mülk ve çocukların çokluğuyla övünmek.

  Allah’ın âyetlerini inkâr edip, onlara “öncekilerin masalları” demek.

Sayılan bu kötü sıfatlara sahip olan, güç ve zenginliği nedeniyle şımararak Allah’ı ve Peygamber’i tanımayan, kibrinden nedeniyle burnu fazla yukarıda olan kimsenin burnunu Allah şerefsizlik ve onursuzluk damgasıyla damgalayacaktır. Böylece gurur ve kibrini kırıp onu zelil ayla getirecek, dünya da âhirette de o hiçbir zaman zilletten kurtulamayacaktır.

Allah Teâlâ şimdi de mal ve evladının çokluğuna aldanıp, Allah’ın âyetlerine inanmaya tenezzül etmeyen müşriklerin önderlerine bir ikaz ve ibret edinmek üzere “Bahçe sahipleri”nin kıssasını anlatıyor; bu bahçe sahiplerini belaya uğrattığı gibi onları da belaya uğratacağını hatırlatıyor:

Kalem Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kalem Suresi 13. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/kalem-suresi-13-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html