Kalem Suresi 34. ayeti ne anlatıyor? Kalem Suresi 34. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kalem Suresi 34. Ayetinin Arapçası:

اِنَّ لِلْمُتَّق۪ينَ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتِ النَّع۪يمِ

Kalem Suresi 34. Ayetinin Meali (Anlamı):

Allah’a gönülden hürmet besleyip O’na karşısında gelmekten sakınanlar için Rableri katında nimetlerle batmış cennetler vardır.

Kalem Suresi 34. Ayetinin Tefsiri:

Müşriklerin ileri gelenleri, kendilerinin dünyevî imkânlar bakımından üstün olduklarını, buna karşılık müslümanların fakir ve zayıf olduklarını görüyorlardı. Âhirete ait âyetleri ve Allah’ın müminlere va‘dettiği nimetleri işitince şöyle diyorlardı: “Eğer Muhammed’in ve onun­la birlikte bulunanların ileri sürdükleri gibi, bizim öldükten sonra dirileceğimiz içten ise, bizim ve onların durumu oysa bu dünyadaki gibi olabilir. Onların sahip olacakları nimetler hiçbir şekilde bizden artı olmayacaktır. Ulaşabilecekleri en ileri düzey bize eşit olmaktan öteye gitmeyecektir.” Bunun üstüne yüce Allah “Öyle ya, biz bütün benlikleriyle Allah’a teslim olanları, günaha gömülmüş inkârcı suçlularla bir mi tutacağız?” (Kalem 68/35) buyurmuştur. (Zemahşerî, el-Keşşâf, VI, 144)

Sonradan Cenâb-ı Hak, müşriklerin nefsânî arzularına kadar söyledikleri sözlerin ve verdikleri hükümlerin dürüst olmadığını anlatmak üzere onları susturucu sualler sormaktadır:

Birincisi; bahşedilen hükmün doğru olması için onun Allah’tan gelen bir kitapta yer alması gerekir. Size ait böyle bir kitap var da, beğendiğiniz her şeyin şüphesiz sizin olacağını, veya seçtiğiniz her şeyin lehinize olacağını, yoksa iyi dediğinizin iyi ve fena dediğinizin fena olacağını, veya üstünüzde sizi bağlayan bir adalet ve hakikat bulunmayıp kafanıza göre istediğiniz hükmü verebileceğinizi oradan mı okuyup öğreniyorsunuz? Halbuki hükmetme salahiyeti, hayrı ve şerri belirleme yetkisi yalnızca Allah’a aittir. Bu yetkiyi kuşkusuz bir başkasına vermemiştir.

İkincisi; verilen hükmün doğru ve geçerli olması için bu hususta Allah adı ile pekiştirilmiş yeminin veya Allah Teâlâ’nın hususi bir taahhüdünün olması gerekir. Halbuki “her neye hükmederseniz o kuşkusuz sizin olur” diye Allah’ın size kıyamete dek geçerli olacak bir yemini, bir ahdi yoktur. Bugün elinizde kısmen bir hâkimiyet olabilir, bir kısım imkânlara sahip olabilirsiniz, zâhiren müslümanlardan üstün gözükebilirsiniz. Fakat bu böyle kıyamete değin devam edecek diye bir kanun yoktur. Bugün çelimsiz gördüğünüz müslümanların yarın hâkimiyeti altına girebilirsiniz. Bugün “akılsızca yapılan, deli” dediklerinize yarın “amma da akıllıymış” çağrıda bulunmak durumunda kalabilirsiniz. Bugün güldüğünüze yarın ağlayabilirsiniz. Çünkü işlerin neticesi sizin arzunuza göre yok, Allah’ın muradına tarafından tahakkuk edecektir.

Üçüncüsü; bahşedilen hükmün doğru ve geçerli olduğunu savunacak, belgelerle ispatlayacak bir kefil gerekir. Halbuki onların, ne akla ne de nakle dayanan bu yalan yanlış iddialarını savunacak bir kefilleri de yoktur.

Dördüncüsü; bunların hiçbiri yoksa, hiç değilse, Allah’a koştukları putlara müracaat ederek, onlardan aldıkları destekle adalet ve hakikati kendi arzuları istikâmetinde değiştirmeleri gerekir. Halbuki değil sahte tanrılar bütün dünya bir araya gelse Allah’ın bir hükmünü bozamaz, bir gerçeği değiştiremezler. Tümü Allah’ın hükmü aleyhinde aşağılanmaya ve kahrolmaya mahkûmdür.

Dünyada Allah’ın davetine ve buyruklarına yüz çevirenlerin kıyamet günü halleri içler acısı bir durumda olacaktır:

Kalem Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kalem Suresi 34. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/kalem-suresi-34-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html