Kalem Suresi 37. ayeti ne anlatıyor? Kalem Suresi 37. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kalem Suresi 37. Ayetinin Arapçası:

اَمْ لَكُمْ كِتَابٌ ف۪يهِ تَدْرُسُونَۙ

Kalem Suresi 37. Ayetinin Meali (Anlamı):

Yahut elinizde Allah’tan gelmiş bir kitap var da, bu nesil bilgileri oradan mı öğreniyorsunuz?

Kalem Suresi 37. Ayetinin Tefsiri:

Müşriklerin ileri gelenleri, kendilerinin dünyevî imkânlar bakımından üstün olduklarını, buna karşılık müslümanların yoksul ve zayıf olduklarını görüyorlardı. Âhirete ait âyetleri ve Allah’ın müminlere va‘dettiği nimetleri işitince şöyle diyorlardı: “Eğer Muhammed’in ve onun­la birlikte bulunanların ileri sürdükleri gibi, bizim öldükten daha sonra dirileceğimiz doğru ise, bizim ve onların durumu ancak bu dünyadaki gibi olabilir. Onların sahip olacakları nimetler hiçbir şekilde bizden pozitif olmayacaktır. Ulaşabilecekleri en ileri seviye bize eşdeğer olmaktan öteye gitmeyecektir.” Bunun üzerine ulu Allah “Pek ya, biz bütün benlikleriyle Allah’a teslim olanları, günaha gömülmüş inkârcı suçlularla bir mi tutacağız?” (Kalem 68/35) buyurmuştur. (Zemahşerî, el-Keşşâf, VI, 144)

Sonradan Cenâb-ı Adalet, müşriklerin nefsânî arzularına göre söyledikleri sözlerin ve verdikleri hükümlerin doğru olmadığını anlatmak üzere onları susturucu sualler sormaktadır:

Birincisi; bahşedilen hükmün içten olması için onun Allah’tan gelen bir kitapta yer alması gerekir. Size ait böyle bir kitap var da, beğendiğiniz her şeyin şüphesiz sizin olacağını, ya da seçtiğiniz her şeyin lehinize olacağını, yahut iyi dediğinizin iyi ve kötü dediğinizin kötü olacağını, ya da üstünüzde sizi bağlayan bir yargı ve realite bulunmayıp kafanıza tarafından istediğiniz hükmü verebileceğinizi oradan mı okuyup öğreniyorsunuz? Halbuki hükmetme salahiyeti, hayrı ve şerri belirleme yetkisi sadece Allah’a aittir. Bu yetkiyi kesinlikle bir başkasına vermemiştir.

İkincisi; bahşedilen hükmün doğru ve geçerli olması için bu hususta Allah adı ile pekiştirilmiş yeminin ya da Allah Teâlâ’nın hususi bir taahhüdünün olması gerekir. Halbuki “her neye hükmederseniz o kesinlikle sizin olur” diye Allah’ın size kıyamete dek geçerli olacak bir yemini, bir ahdi yoktur. Bugün elinizde kısmen bir hâkimiyet olabilir, bir kısım imkânlara sahip olabilirsiniz, zâhiren müslümanlardan üstün gözükebilirsiniz. Fakat bu böyle kıyamete kadar devam edecek diye bir kanun yoktur. Bugün güçsüz gördüğünüz müslümanların yarın hâkimiyeti altına girebilirsiniz. Bugün “düşüncesiz, deli” dediklerinize yarın “amma da akıllıymış” aramak durumunda kalabilirsiniz. Bugün güldüğünüze yarın ağlayabilirsiniz. Çünkü işlerin neticesi sizin arzunuza göre değil, Allah’ın muradına kadar tahakkuk edecektir.

Üçüncüsü; bahşedilen hükmün doğru ve geçerli olduğunu savunacak, belgelerle ispatlayacak bir kefil gerekir. Halbuki onların, ne akla ne de nakle dayanan bu asılsız iddialarını savunacak bir kefilleri de yoktur.

Dördüncüsü; bunların hiçbiri yoksa, hiç değilse, Allah’a koştukları putlara başvuru ederek, onlardan aldıkları destekle adalet ve hakikati kendi arzuları istikâmetinde değiştirmeleri gerekir. Halbuki değil sahte tanrılar tüm dünya bir araya gelse Allah’ın bir hükmünü bozamaz, bir gerçeği değiştiremezler. Hepsi Allah’ın hükmü karşı aşağılanmaya ve kahrolmaya mahkûmdür.

Dünyada Allah’ın davetine ve buyruklarına yüz çevirenlerin kıyamet günü halleri içler acısı bir durumda olacaktır:

Kalem Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kalem Suresi 37. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/kalem-suresi-37-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html