Kalem Suresi 39. ayeti ne anlatıyor? Kalem Suresi 39. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kalem Suresi 39. Ayetinin Arapçası:

اَمْ لَكُمْ اَيْمَانٌ عَلَيْنَا بَالِغَةٌ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِۙ اِنَّ لَكُمْ لَمَا تَحْكُمُونَۚ

Kalem Suresi 39. Ayetinin Meali (Anlamı):

Yahut, “siz neye hükmederseniz o sizin olur” diye, kıyâmet gününe kadar geçerli edinmek üzere size yeminle verilmiş sözümüz mü var?

Kalem Suresi 39. Ayetinin Tefsiri:

Müşriklerin ileri gelenleri, kendilerinin dünyevî imkânlar bakımından üstün olduklarını, buna karşılık müslümanların yoksul ve zayıf olduklarını görüyorlardı. Âhirete ait âyetleri ve Allah’ın müminlere va‘dettiği nimetleri işitince şöyle diyorlardı: “Eğer Muhammed’in ve onun­la birlikte bulunanların ileri sürdükleri gibi, bizim öldükten sonra dirileceğimiz doğru ise, bizim ve onların durumu oysa bu dünyadaki gibi olabilir. Onların sahip olacakları nimetler hiçbir şekilde bizden fazla olmayacaktır. Ulaşabilecekleri en ileri düzey bize eşdeğer olmaktan öteye gitmeyecektir.” Bunun üstüne yüce Allah “Öyle ya, biz tüm benlikleriyle Allah’a teslim olanları, günaha gömülmüş inkârcı suçlularla bir mi tutacağız?” (Kalem 68/35) buyurmuştur. (Zemahşerî, el-Keşşâf, VI, 144)

Sonradan Cenâb-ı Yargı, müşriklerin nefsânî arzularına göre söyledikleri sözlerin ve verdikleri hükümlerin doğru olmadığını anlatmak üzere onları susturucu sualler sormaktadır:

Birincisi; bahşedilen hükmün içten olması için onun Allah’tan gelen bir kitapta yer alması gerekir. Size ait böyle bir kitap var da, beğendiğiniz her şeyin kuşkusuz sizin olacağını, veya seçtiğiniz her şeyin lehinize olacağını, yoksa iyi dediğinizin iyi ve fena dediğinizin fena olacağını, veya üstünüzde sizi bağlayan bir hak ve realite bulunmayıp kafanıza tarafından istediğiniz hükmü verebileceğinizi oradan mı okuyup öğreniyorsunuz? Halbuki hükmetme salahiyeti, hayrı ve şerri tespit yetkisi yalnızca Allah’a aittir. Bu yetkiyi kuşkusuz bir başkasına vermemiştir.

İkincisi; verilen hükmün dürüst ve geçerli olması için bu hususta Allah adı ile pekiştirilmiş yeminin veya Allah Teâlâ’nın hususi bir taahhüdünün olması gerekir. Halbuki “her neye hükmederseniz o şüphesiz sizin olur” diye Allah’ın size kıyamete değin geçerli olacak bir yemini, bir ahdi yoktur. Bugün elinizde kısmen bir hâkimiyet olabilir, bir kısım imkânlara sahip olabilirsiniz, zâhiren müslümanlardan üstün gözükebilirsiniz. Ama bu böyle kıyamete kadar devam edecek diye bir kanun yoktur. Bugün kuvvetsiz gördüğünüz müslümanların yarın hâkimiyeti altına girebilirsiniz. Bugün “akılsız, deli” dediklerinize yarın “amma da akıllıymış” demek durumunda kalabilirsiniz. Bugün güldüğünüze yarın ağlayabilirsiniz. Çünkü işlerin neticesi sizin arzunuza tarafından yok, Allah’ın muradına tarafından tahakkuk edecektir.

Üçüncüsü; bahşedilen hükmün dürüst ve geçerli olduğunu savunacak, belgelerle ispatlayacak bir kefil gerekir. Halbuki onların, ne akla ne de nakle dayanan bu yalan yanlış iddialarını savunacak bir kefilleri de yoktur.

Dördüncüsü; bunların hiçbiri yoksa, hiç değilse, Allah’a koştukları putlara başvuru ederek, onlardan aldıkları destekle adalet ve hakikati kendi arzuları istikâmetinde değiştirmeleri gerekir. Halbuki yok sahte tanrılar tüm dünya bir araya gelse Allah’ın bir hükmünü bozamaz, bir gerçeği değiştiremezler. Tümü Allah’ın hükmü aleyhinde aşağılanmaya ve kahrolmaya mahkûmdür.

Dünyada Allah’ın davetine ve buyruklarına yüz çevirenlerin kıyamet günü halleri içler acısı bir durumda olacaktır:

Kalem Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kalem Suresi 39. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/kalem-suresi-39-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html