Kıyamet Suresi 40. ayeti ne anlatıyor? Kıyamet Suresi 40. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kıyamet Suresi 40. Ayetinin Arapçası:

اَلَيْسَ ذٰلِكَ بِقَادِرٍ عَلٰٓى اَنْ يُحْيِيَ الْمَوْتٰى

Kıyamet Suresi 40. Ayetinin Meali (Anlamı):

Peki, tüm bunları yapan Allah’ın, ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

Kıyamet Suresi 40. Ayetinin Tefsiri:

36. âyette yer alan سُدًى (südâ), “başı abes bırakılmış, kendi keyfine terk edilmiş, ilişiksiz, teklifsiz” gibi mânalara gelir. Nitekim Araplar, başıboş gezen, ağzına ne gelirse yiyen develere اِبِلٌ سُدِّيٌّ (ibilün süddiyyün) derler. Demek insan kendini, tıpatıp yularsız bir deve gibi sahipsiz ve başıboş zannetmektedir. Sanki onu yaratan Allah, onu yeryüzünde sahipsiz ve başıboş bırakmış ve ona hiçbir sorumluluk yüklememiştir. Benzeri insan, kendine her şeyin hür bırakıldığını ve bir müddet sonra ona hiçbir hesap sorulmayacağını sanmaktadır. Halbuki bu zihin, tamamen bir zandan, bir kuruntudan ibarettir. Gerçekle hiçbir alakası yoktur. Çünkü yaratan Allah insanı başıboş bırakmamış, gönderdiği peygamberler ve indirdiği kitaplarla onu kendine kullukla sorumlu tutmuştur. Öldükten sonradan her yerde dirilterek bunların hesabını soracaktır. O’nun ölüleri dirilteceğinin delili ise, insanın bana kalırsa kendi yaratılışındaki ilâhî kudret tecellileridir. İnsan kendi yaratılışı üstünde azıcık düşünecek olsa, âhiret gerçeğini açık ve net bir şekilde görecektir. Şöyle oysa:

Başlangıçta o, rahme bırakılmış bir istif menî içinde gözle görülmez minicik bir nutfe halindedir. Daha Sonra bu nutfe gelişerek rahim duvarına tutunan bir aleka yani anne rahmine yapışmış bir cenîn haline geliyor. Allah onu beyni, kalbi, eli, ayağı, iç organlarıyla birlikte mükemmel bir insan olarak yaratıp şekillendiriyor. Ondan bir kısmını erkek, bir kısmını dişi yapıyor. Öylece dünyaya getiriyor, erkek ve kadınsı ahengi içinde insan hayatını devam ettiriyor. İşte bunu yapan ve milyarlarca insanın yaratılışı üzerinde bu koskocaman kudretini sergileyen Yüce Allah, kuşkusuz ölüleri yeniden diriltmeye kadirdir. Bu sebepledir ama, Resûlullah (s.a.s.) bu âyeti okuduğu zaman: “Evet Allahım! Kesinlikle sen ölüleri diriltmeye kadirsin!” buyururdu. (Ebû Dâvûd, Salât 150)

İnsanın sorumluluğundan, esas yaşam âhiret hayatı olup ölüleri diriltmeye Allah’ın kuşkusuz güç yetireceğinden bahisle son bulan Kıyâmet sûresini, yine insanın yaratılışının başlangıcını, gelişimindeki hikmeti ve çalışmalarının sonuçlarını açıklayacak olan İnsan sûresi takip edecektir:

Kıyamet Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kıyamet Suresi 40. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/kiyamet-suresi-40-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html