Uğraşma Suresi 3. ayeti ne anlatıyor? Uğraşma Suresi 3. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Uğraşma Suresi 3. Ayetinin Arapçası:

وَالَّذ۪ينَ يُظَاهِرُونَ مِنْ نِسَٓائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَتَحْر۪يرُ رَقَبَةٍ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَتَمَٓاسَّاۜ ذٰلِكُمْ تُوعَظُونَ بِه۪ۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ

Mücâdele Suresi 3. Ayetinin Meali (Anlamı):

Hanımlarına zıhâr yapıp onlardan ayrılmaya kalkan, sonradan da söylediklerinden geri dönenlerin, onlarla cinsî münasebetten önce bir esir azat etmeleri gerekir. Size emredilen budur. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Uğraşma Suresi 3. Ayetinin Tefsiri:

Câhiliye döneminde kadınların maruz kaldığı “zıhâr” denilen fena bir âdet vardı. Buna kadar bir koca hanımına: “Sen bana anamın sırtı gibisin” dediği zaman, artık bayan ona ebediyen haram sayılırdı. Fakat boşanma da gerçekleşmez, kadın evli iken kocasız duruma düşerdi. Ashâb-ı kirâmdan Evs b. Sâbit de, kızgınlığa kapılarak hanımı Havle’ye böyle zıhâr yapmıştı. Havle (r.a.) gelip durumu Allah Resûlü (s.a.s.)’e arzetti. Gençliğini kocası uğruna tükettiğini, ona çocuklar verdiğini lakin şimdi yaşlanınca kapı dışa­rı edildiğini dertti gözü yaşlı anlattı. Biçare haline bir tedavi bulmasını söyledi. Efendimiz (s.a.s.) ise mevcut uygulamadan hareketle “sen ona haramsın” buyurdu. Havle iki kez daha gelip ısrar etmesine karşın benzer cevabı aldı. Daha Sonra halini Cenâb-ı Hakk’a şöyle arzetti:

 “Allahım! Fazla yalnızım. Bu ayrılık bana çok acı verecek. Ufak çocuklarım var; onları babalarına bıraksam acınacak halde olacaklar, yanıma alsam aç kalacaklar. Halimi sana arz ediyorum, beni bu sıkıntıdan kurtar! Rasûlü’nün dilinden bir vahiy inzal buyur!”

Kısa bir zaman sonradan bu âyetler indi. Kocanın bir sözüyle hanımın abes olmayacağı bildirildi. Zıhâr denen âdetin fazla çirkin ve yalan bir sözden ibaret olduğu haber verildi. (bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXVIII, 2-3) Yalnız yeminin ciddiyetini gözetmek üzere böyle bir sözü söyleyen cezasız bırakılmadı. Bunlara sırasına ve imkânlarına kadar hanımlarıyla cinsî münâsebetten önce şu kefâretlerden birini ödemeleri emredildi:

  Köle azat etmek.

  Köle azat etme imkânı yoksa iki ay peş peşe oruç yetişmek.

  İki ay peş peşe oruç tutmaya kuvvet yetiremezse altmış fakiri doyurmak.

Peygamberimiz (s.a.s.) ile Havle (r.a.) aralarında geçen bu hâdiseye şâhit olan Hz. Âişe şöyle der:

“Bütün ses­leri işiten Allah ne değin yücedir! O kadın hâlini anlatırken ve Allah’a yalvarır­ken öylesine yavaş, fısıltıyla konuşuyordu oysa dediklerinin bir kısmını, yanında olmama karşın, ben bile işitemiyordum.” (İbn Mâce, Talâk 25/2063)

Pek bir Allah ama, ona karşısında gelmenin bedeli çok ağırdır:

Uğraşma Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mücâdele Suresi 3. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/mucadele-suresi-3-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html