Müddessir Suresi 19. ayeti ne anlatıyor? Müddessir Suresi 19. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Müddessir Suresi 19. Ayetinin Arapçası:

فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَۙ

Müddessir Suresi 19. Ayetinin Meali (Anlamı):

Kahrolası nasıl da ölçtü biçti!

Müddessir Suresi 19. Ayetinin Tefsiri:

Rivayete kadar bu âyet-i kerîmeler, müşriklerin liderlerinden Velid b. Muğîre hakkında nâzil olmuştur. Fakat sebep bu olsa da, âyet-i kerîmeler Peygamberimiz (s.a.s.) ve Kur’ân-ı Kerîm karşısında kıyâmete kadar aynı inkârcı tavrı sergileyen her kâfiri amaç almaktadır. Velid’le alakalı kaynaklarımızda bulunan şu hâdise, bu âyet grubunun daha basit ve hoş bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak keyfiyettedir:

Velîd b. Muğîre, birgün Resûlullah (s.a.s.)’in yanına gidip kendisine Kur’ân okumasını istemişti. Allah Resûlü (s.a.s.) ona:

“Kuşkusuz Allah adâletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle tavsiye verir” (Nahl 16/90) âyetini tilâvet etti. Velîd:

“–Bunu bana yeniden oku!” dedi. Peygamberimiz âyeti bitmiş okuyunca, Velîd:

“–Vallahi, bu iddiaya göre öyle bir sevimlilik, öylesine bir alımlılık ve parlaklık var ancak, dalları bol yemişli, kökü sulak, yemyeşil bir ağaca benziyor. bir insanın böyle bir laf söylemesi olası değildir. Hiç şüphesiz bu laf her şeye üstün kazanç. Ona ise hiçbir şey gâlip gelemez, muhâliflerini mutlaka mağlup eder” demekten kendini alamadı. Hayretler içinde kalan Velîd, kalkıp Hz. Ebubekir’in evine gitti ve ona Kur’ân-ı Kerîm hakkında birtakım sorular sordu. Sonradan Kureyşlilerin yanına giderek:

“–Ebû Kebşe’nin oğlunun söylediği şeyler, açık konuşmak gerekirse hayrete şâyandır! Vallahi o ne şiir, ne sihir, ne de bir çılgın saçmasıdır! O’nun söylediği, hiç şüphesiz Allah kelâmıdır” dedi. Onun bu sözleri Ebû Cehil’e ulaşınca:

“−Vallahi Velîd dîninden dönecek olursa tüm Kureyş de dîninden döner” dedi ve derhal yanına gitgide artarak:

“−Ey amca! Kavmin sana saptamak üzere mülk topluyorlar. Muhammed’e gitmiş ve ondan bir şeyler istemişsin galibâ” dedi. Velîd:

“−Kureyş beni iyi bilir, onların en zengini benim” dedi. Ebû Cehil:

“−O hâlde Muhammed hakkında o kadar bir şey söyle ancak, senin O’nu inkâr ettiğini ve O’ndan hoşlanmadığını kavmin bilsin” dedi. Velîd:

“–Ne söyleyeyim? Vallahi, içinizde şiiri, recezi ve kasîdeyi benden daha iyi bilen kimse yoktur. O’nun söyledikleri bunlardan hiçbirine benzemiyor. Vallahi, Muhammed’den demin öyle bir laf dinledim fakat, ne insan sözü ne de cin sözüne benziyordu. Onun harikulade bir tatlılığı ve hoşluğu var” dedi. Ebû Cehil ısrâr ederek:

“−Kavmin, O’nun aleyhinde bir şey söylemediğin müddetçe senden râzı olmayacak” dedi. O da:

“−Bırak beni, birazcık düşüneyim” dedi. Sonradan da:

“Bu Kur’an olsa olsa eski zamanlardan beri büyücülerin nakledegeldiği çok etkin bir büyüden ibarettir. Bu bir insan sözünden başka bir şey değildir!” (Müddessir 74/24-25) hezeyânında bulundu. (bk. Hâkim, el-Müstedrek, II, 550/3872; Taberî,  Câmi‘u’l-beyân, XXIX, 195-196; Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 468)

İşte hususiyle 18-25. âyetler onun, gönlündeki reel düşünceyi bastırmaya çalışarak Kur’an hakkında karar verip bir şeyler söyleme sürecinde yaşadığı tedirgin ruh halini, yüz ve kaş hareketlerini, şekilden şekle girişini son derece tesirli tasvirî bir üslup ile gözler önüne serer. Lakin çektiği bu değin zihnî, kalbî ve ruhî sıkıntıdan daha sonra ulaştığı netice fazla berbat bir sonuç olmuş, Kur’lahza’ın Allah kelamı olduğunu reddederek kendini ebedî bir hüsranın, son derece brülör bir ateşin içine yuvarlamıştır:

Müddessir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Müddessir Suresi 19. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/muddessir-suresi-19-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html