Müddessir Suresi 20. ayeti ne anlatıyor? Müddessir Suresi 20. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Müddessir Suresi 20. Ayetinin Arapçası:

ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَۙ

Müddessir Suresi 20. Ayetinin Meali (Anlamı):

Hay kahrolası, nasıl, nasıl da ölçtü biçti!

Müddessir Suresi 20. Ayetinin Tefsiri:

Rivayete göre bu âyet-i kerîmeler, müşriklerin liderlerinden Velid b. Muğîre hakkında nâzil olmuştur. Oysa sebep bu olsa da, âyet-i kerîmeler Peygamberimiz (s.a.s.) ve Kur’ân-ı Kerîm karşı kıyâmete dek aynı inkârcı tavrı sergileyen her kâfiri gaye almaktadır. Velid’le alakalı kaynaklarımızda yer alan şu hâdise, bu âyet grubunun daha basit ve hoş bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak keyfiyettedir:

Velîd b. Muğîre, birgün Resûlullah (s.a.s.)’in yanına gidip kendisine Kur’ân okumasını istemişti. Allah Resûlü (s.a.s.) ona:

“Kuşkusuz Allah adâletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle tavsiye verir” (Nahl 16/90) âyetini tilâvet etti. Velîd:

“–Bunu bana yeniden oku!” dedi. Peygamberimiz âyeti her yerde okuyunca, Velîd:

“–Vallahi, bu güya o kadar bir tatlılık, öylesine bir güzellik ve parlaklık var ancak, dalları bol yemişli, kökü sulak, yemyeşil bir ağaca benziyor. bir insanın böyle bir söz söylemesi mümkün değildir. Hiç kuşkusuz bu laf her şeye üstün kazanç. Ona ise hiçbir şey gâlip gelemez, muhâliflerini mutlaka mağlup eder” demekten kendini alamadı. Hayretler içinde kalan Velîd, kalkıp Hz. Ebubekir’in evine gitti ve ona Kur’ân-ı Kerîm hakkında birtakım sorular sordu. Sonradan Kureyşlilerin yanında gitgide artarak:

“–Ebû Kebşe’nin oğlunun söylediği şeyler, açık konuşmak gerekirse hayrete şâyandır! Vallahi o ne şiir, ne büyü, ne de bir çılgın saçmasıdır! O’nun söylediği, hiç şüphesiz Allah kelâmıdır” dedi. Onun bu sözleri Ebû Cehil’e ulaşınca:

“−Vallahi Velîd dîninden dönecek olursa bütün Kureyş de dîninden döner” dedi ve anında yanına artan bir şekilde:

“−Ey amca! Kavmin sana vermek üzere mal topluyorlar. Muhammed’e gitmiş ve ondan bir şeyler istemişsin galibâ” dedi. Velîd:

“−Kureyş beni iyi bilir, onların en zengini benim” dedi. Ebû Cehil:

“−O hâlde Muhammed hakkında öyle bir şey söyle fakat, senin O’nu inkâr ettiğini ve O’ndan hoşlanmadığını kavmin bilsin” dedi. Velîd:

“–Ne söyleyeyim? Vallahi, içinizde şiiri, recezi ve kasîdeyi benden daha iyi bilen kimse yoktur. O’nun söyledikleri bunlardan hiçbirine benzemiyor. Vallahi, Muhammed’den demin öyle bir laf dinledim ki, ne insan sözü ne de cin sözüne benziyordu. Onun müthiş bir tatlılığı ve hoşluğu var” dedi. Ebû Cehil ısrâr ederek:

“−Kavmin, O’nun karşı bir şey söylemediğin müddetçe senden râzı olmayacak” dedi. O da:

“−Bırak beni, birazcık düşüneyim” dedi. Sonradan da:

“Bu Kur’lahza olsa olsa eski zamanlardan beri büyücülerin nakledegeldiği fazla etkili bir büyüden ibarettir. Bu bir insan sözünden başka bir şey değildir!” (Müddessir 74/24-25) hezeyânında bulundu. (bk. Hâkim, el-Müstedrek, II, 550/3872; Taberî,  Câmi‘u’l-beyân, XXIX, 195-196; Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 468)

İşte hususiyle 18-25. âyetler onun, gönlündeki hakiki düşünceyi bastırmaya çalışarak Kur’lahza hakkında karar verip bir şeyler söyleme sürecinde yaşadığı sıkıntılı ruh halini, yüz ve kaş hareketlerini, şekilden şekle girişini son derece tesirli tasvirî bir üslup ile gözler önüne serer. Fakat çektiği bu dek zihnî, kalbî ve ruhî sıkıntıdan daha sonra ulaştığı sonuç çok berbat bir sonuç olmuş, Kur’lahza’ın Allah kelamı olduğunu reddederek kendini ebedî bir hüsranın, son derece yakıcı bir ateşin içine yuvarlamıştır:

Müddessir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Müddessir Suresi 20. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/muddessir-suresi-20-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html