Müddessir Suresi 21. ayeti ne anlatıyor? Müddessir Suresi 21. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Müddessir Suresi 21. Ayetinin Arapçası:

ثُمَّ نَظَرَۙ

Müddessir Suresi 21. Ayetinin Meali (Anlamı):

Sonra fazla kayda değer bir söyleyecekmiş tavırlarıyla şöyle bir bakındı.

Müddessir Suresi 21. Ayetinin Tefsiri:

Rivayete kadar bu âyet-i kerîmeler, müşriklerin liderlerinden Velid b. Muğîre hakkında nâzil olmuştur. Oysa sebep bu olsa da, âyet-i kerîmeler Peygamberimiz (s.a.s.) ve Kur’ân-ı Kerîm aleyhinde kıyâmete değin aynı inkârcı tavrı sergileyen her kâfiri maksat almaktadır. Velid’le alakalı kaynaklarımızda bulunan şu hâdise, bu âyet grubunun daha basit ve güzel bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak keyfiyettedir:

Velîd b. Muğîre, birgün Resûlullah (s.a.s.)’in yanına gidip kendisine Kur’ân okumasını istemişti. Allah Resûlü (s.a.s.) ona:

“Şüphesiz Allah adâletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle tavsiye verir” (Nahl 16/90) âyetini tilâvet etti. Velîd:

“–Bunu bana bir daha oku!” dedi. Peygamberimiz âyeti her tarafta okuyunca, Velîd:

“–Vallahi, bu sözde öyle bir tatlılık, öylesine bir güzellik ve parlaklık var fakat, dalları bol yemişli, kökü sulak, yemyeşil bir ağaca benziyor. bir insanın böyle bir söz söylemesi muhtemel değildir. Hiç şüphesiz bu söz her şeye üstün gelir. Ona ise hiçbir şey gâlip gelemez, muhâliflerini mutlaka mağlup eder” demekten kendini alamadı. Hayretler içinde kalan Velîd, kalkıp Hz. Ebubekir’in evine gitti ve ona Kur’ân-ı Kerîm hakkında birtakım sorular sordu. Daha Sonra Kureyşlilerin yanına giderek:

“–Ebû Kebşe’nin oğlunun söylediği şeyler, açıkçası hayrete şâyandır! Vallahi o ne şiir, ne büyü, ne de bir çılgın saçmasıdır! O’nun söylediği, hiç kuşkusuz Allah kelâmıdır” dedi. Onun bu sözleri Ebû Cehil’e ulaşınca:

“−Vallahi Velîd dîninden dönecek olursa bütün Kureyş de dîninden döner” dedi ve derhal yanında gitgide artarak:

“−Ey amca! Kavmin sana tahsis etmek üzere mal topluyorlar. Muhammed’e gitmiş ve ondan bir şeyler istemişsin galibâ” dedi. Velîd:

“−Kureyş beni iyi bilir, onların en zengini benim” dedi. Ebû Cehil:

“−O hâlde Muhammed hakkında o kadar bir şey söyle ama, senin O’nu inkâr ettiğini ve O’ndan hoşlanmadığını kavmin bilsin” dedi. Velîd:

“–Ne söyleyeyim? Vallahi, içinizde şiiri, recezi ve kasîdeyi benden daha iyi bilen kimse yoktur. O’nun söyledikleri bunlardan hiçbirine benzemiyor. Vallahi, Muhammed’den hemen şimdi pek bir söz dinledim fakat, ne insan sözü ne de cin sözüne benziyordu. Onun harikulade bir tatlılığı ve hoşluğu var” dedi. Ebû Cehil ısrâr ederek:

“−Kavmin, O’nun karşı bir şey söylemediğin müddetçe senden râzı olmayacak” dedi. O da:

“−Bırak beni, birazcık düşüneyim” dedi. Sonra da:

“Bu Kur’an olsa olsa eski zamanlardan beri büyücülerin nakledegeldiği fazla etkili bir büyüden ibarettir. Bu bir insan sözünden diğer bir şey değildir!” (Müddessir 74/24-25) hezeyânında bulundu. (bk. Hâkim, el-Müstedrek, II, 550/3872; Taberî,  Câmi‘u’l-beyân, XXIX, 195-196; Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 468)

İşte hususiyle 18-25. âyetler onun, gönlündeki hakiki düşünceyi bastırmaya çalışarak Kur’an hakkında karar verip bir şeyler söyleme sürecinde yaşadığı tedirgin ruh halini, yüz ve kaş hareketlerini, şekilden şekle girişini son derece tesirli tasvirî bir üslup ile gözler önüne serer. Ama çektiği bu dek zihnî, kalbî ve ruhî sıkıntıdan sonra ulaştığı sonuç fazla berbat bir sonuç olmuş, Kur’an’ın Allah kelamı olduğunu reddederek kendini ebedî bir hüsranın, son derece brülör bir ateşin içine yuvarlamıştır:

Müddessir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Müddessir Suresi 21. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/muddessir-suresi-21-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html