Müflis kimdir? Ümmetin en fena iflas edeni kimdir? Ahiret günü kulun bahtı açık amelleri nasıl birer birer erir? Dr. Murat Kaya anlatıyor...

Ebü Hüreyre radıyallahu anh'den söylenti edildiğine tarafından, Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem:

"Müflis kimdir, biliyor musunuz?" diye sordu. Ashab:

- Bizim aramızda müflis, parası ve malı olmayan kimsedir, dediler. Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem:

"şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekat sevabıyla gelip, ama şuna sövüp, buna zina isnad ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna bahşedilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, yargı sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir" buyurdular. (Müslim, Birr 59. Hem bk. Tirmizî, Kıyamet 2)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

İnsanlar arasında müflis, parası ve malı bulunmayan ya da böylece eksik olan kimse diye bilinirse de, Peygamber Efendimiz, gerçek müflisin bunlar olmadığını açıklamıştır. Çünkü bu koşul, daha sonra zengin olmakla ortadan kalkabilir veya ölümle sona erebilir. Hakiki müflis ise hadiste bildirilendir. Böyle kimseler en ince ayrıntısına kadar harap, helak olmuş, ahirete götürdüğü hayır ve hasenattan elinde hiç bir şeyi kalmamıştır. Bunların tüm iyilik ve sevapları, üzerlerinde hakları olanlara ve alacaklılarına verileceği gibi, günahları da onların üzerlerine yüklenecek, sonradan da cehen­neme atılacaklardır. Reel zarar ve ziyan, hakiki iflas işte budur. Böyleleri ahiret yoksulu sayılırlar.

Hz. Peygamber'in "müflis kimdir?" tarzındaki sorusu, toplum tarafından onun kelime olarak bilinen manasını açıklamak değil, onları irşad etmek, aydınlanmak gayesi taşımaktadır. Nitekim, Allah Resülü'nün müflisin öbür dünya hayatıyla ilgili olan gerçek anlamını onlara açıklamasından bunu çakmak muhtemel olmaktadır.

Kişinin namazı, orucu, zekatı ve benzeri ibadet ve taatları onun iyilik kazanmasını ve sevap elde etmesini sağlar. Ancak, cennete girmek için bunlar yeterli olmaz. Emredilen ibadet ve taatlarla birlikte, hatta bunlardan daha manâlı olarak dinin haram kıldığı, nehyettiği şeylerden sakınılması icab etmektedir. Özellikle maddî ve manevî yönü itibariyle, kulların haklarına tecavüz, amme mallarına hıyanet, Allah'ın affetmeyeceğini bildirdiği büyük günahlar arasındadır. Bu nevi günahları işleyenler, dünyada hak sahipleriyle helalleşip tevbe etmedikleri takdirde, ahirette yargı sahipleri onlardan haklarını alacak ve Allah'ın huzurunda hesaplaşacaklardır.

Başkasına sövmek, hakaret etmek, fena laf bildirmek, yermek, namuslu insanların namusuna fırça atmak, hileli yere birinin malını yemek, kanını dökmek, insanları dayak atmak, her nevi zulüm ve haksızlık, iyilikleri ve onlardan elde edilen sevabı ortadan kaldırır, sahibini cehenneme sürükler.

Kıyamet gününde ödenecek bir mal ve mülk yoktur. Dolayısıyla haksızlıkların karşılığı adaletsizlik yapanın iyi amellerinin sevaplarının alınması, üstünde hakkı olanların günahlarının haksızlık yapanların üzerine yükletilmesi biçiminde olacaktır. Orada hiçbir yargı zayi olmayacak, kimseye en minik bir zulüm ve haksızlık yapılmayacaktır.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir? Kul hakları öncelikle olmak üzere, her türlü haramdan sakınmak gerekir. Kul hakları, maddî veya manevî olabilir. Kişinin ibadet ve taatleri, üstünde yer alan kul haklarını affettirmez. Kul hakları, ibadet ve taatin ve her çeşitlilik iyiliğin sevabını ortadan kaldırabilir. Gerçek müflis, ibadet ve taatı olduğu halde, üzerinde yer alan haklar nedeniyle, bu amellerin sevabı adalet sahiplerine verilince, kıyamet gününde cehenneme girmeyi adalet edenlerdir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/muflis-kimdir-biliyor-musunuz-hadisi.html