Mürselât Suresi 50. ayeti ne anlatıyor? Mürselât Suresi 50. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Mürselât Suresi 50. Ayetinin Arapçası:

فَبِاَيِّ حَد۪يثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ

Mürselât Suresi 50. Ayetinin Meali (Anlamı):

Bu Kur’lahza’a da inanmazlarsa, artık bundan sonra hangi söze inanacaklar acaba?

Mürselât Suresi 50. Ayetinin Tefsiri:

Dünya üzerinde meydana gelen en büyük hâdise, insana içten yolu bildiren, hakla bâtıl arasındaki farkı en ince noktalarına dek anlatan Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olmasıdır. O, Allah’ın en büyük rahmet tecellisidir. Göklerin, yere emsalsiz armağanıdır. Mûcizedir; kıyâmete dek bir âyetinin bile benzerini getirmek olası değildir. İnanmak, bağlanmak ve şükretmek gereken en büyük nimet odur. Dolayısıyla Kur’an’ı okuyarak ve dinleyerek iman etmeyen bir kişiye, başka hangi laf tesir edebilir ve onu doğru yola getirebilir?

Bu âyet, kalplerin kilitlerini açıp onları iman nûruna kavuşturacak reel hidâyet anahtarının Kur’ân-ı Kerîm olduğuna göze çarpan etmektedir.

Ağırlıklı olarak öncekilerin ve sonrakilerin toplanıp arasında hüküm verilerek ayrılacağı kıyâmet gününün anlatıldığı Mürselât sûresini, Kur’ân’ın inişiyle birlikte Resûlullah (s.a.s.)’in bu büyük haberi getirmesi üzerine müşriklerin gâh telâş gâh alay etme türünden sorup soruşturarak bu haber civarda tartışmalara kendini kaptırmış bulunmalarını söz konusu ederek başlayan Nebe sûresi peşine düşüp takip edecektir:

Mürselât Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mürselât Suresi 50. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/murselat-suresi-50-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html