“Resûl-i Ekrem, abdest için kendisine getirilen kaba elini soktu, parmaklarının arasından kaynayan sudan yetmiş, seksen kadar adam abdest aldı” hadisini nasıl anlamalıyız?

Enes radıyallahu anh şöyle dedi:

- Namaz vakti girince evi yakın olanlar evlerine gittiler. Bazıları da oldukları yerde kaldılar. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e taştan yapılma bir kap getirdiler. İçine Resûl-i Ekrem’in eli sığmayacak değin gizli olan bu kaptan orada bulunanların hepsi abdest aldı.

Bazıları Enes’e:

- Orada kaç kişi vardınız, diye sorunca, Enes:

- Seksen kişiden fazlaydık, dedi. (Buhârî, Vudû’ 32, 45, Menâkıb 25; Müslim, Fezâil 5)

Buhârî ve Müslim’in diğer bir rivayeti de şöyledir:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir su kabı istedi. İçinde azıcık su yer alan, ama derin olmayan geniş bir kap getirdiler. Resûl-i Ekrem elini suya soktu.

Enes şöyle dedi:

Resûl-i Ekrem’in parmaklarının arasından kaynayan suya bakmaya başladım. O sudan yetmiş, seksen dek adam abdest aldı. (Buhârî, Vudû’ 46; Müslim, Fezâil 4. Ayrıca bk. Nesâî, Tahâret 61; Tirmizî, Menâkıb 6)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Hadîs-i şerîfin konumuzla ilgili yanı, taştan yapılma pak kapları kullanmanın herhangi bir sakıncası olmadığı hususudur.

Hadisimizde Peygamber Efendimiz’in mûcizelerinden biri anlatılmaktadır. Sahîh-i Müslim’deki rivayetten anlaşıldığına tarafından bu olay bir ikindi vakti meydana geldi. Namaz vakti girdiği halde abdest alacak dek su bulamayan Müslümanlar durumu Resûlullah Efendimiz’e arzettiler. O da bir kap içinde  birazcık su getirmelerini söyledi. İçine el sığmayacak dek sıcacık bir kap veya o kadar derin olmayan geniş bir kap getirdiler. Mübarek eli suya temas edince, benzeri su, parmaklarının arasından çıkıyormuş gibi kaynamaya başladı.

Enes’in haber verdiğine göre, bir defasında yeniden Medine’de böyle bir mûcize meydana geldi. O zaman da, Enes’in tahminine göre üç yüz kişi Peygamber aleyhisselâm’ın parmaklarının arasından kaynayan sudan abdest aldılar.

Resûl-i Ekrem Efendimiz’in parmaklarının arasından su çıkması mûcizesi daha diğer zamanlarda, meselâ savaşta suları tükenince de meydana geldi. Bu mûcizeleri görüp yaşayanlardan Abdullah İbni Mesûd, Câbir İbni Abdullah ve İmrân İbni Husayn gibi sahâbîler onları bize nakletmişlerdir.

Suyun Peygamber Efendimiz’in parmaklarından kaynaması veya Allah Teâlâ suyu çoğalttığı halde, sahâbîlere onun parmaklarından kaynıyormuş gibi görünmesi arasında bir ayrım yoktur. Her ikisi de mûcizedir.

Peygamber Efendimiz’in ve ashâb-ı kirâmın böylece sade bir hayatları vardı. Onların bizim gibi farklı alanlara yönlendirilmiş maddelerden yapılmış eşyaları faydalanma imkânı yoktu. İçmek için, temizleme için, hatta abdest olmak için su bulamadıkları, çok uzaklardan su taşıdıkları olurdu. Buna rağmen onlar hayatlarından şikâyet etmezlerdi. Dillerinden hamd ve şükrü düşürmezlerdi. Onların gayesi, Resûlullah’ın gösterip öğrettiği gibi bir yaşam yaşamak ve sonunda Allah’ın rızasını kazanmaktı. Yüce Rabbim bizlere, onların yolunca yürümeyi nasip etsin.

Hadisten Öğrendiklerimiz

Pak almak şartıyla taştan yapılma eşyalar ve su kapları kullanılabilir. Ashâb-ı kirâmın yiyecek ve içecek bulamadığı zamanlar, Allah Teâlâ’nın izniyle, Peygamber Efendimiz birçok defa mûcizeler göstermiş, suları ve yemekleri bereketlenmiştir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/o-sudan-yetmis-seksen-kadar-adam-abdest-aldi-hadisi.html