Okçular Tepesi’nde neler yaşandı? Okçular Tepesi komutanı Abdullah Bin Cübeyr (r.a.) ve refiklerinin şehadetleri.

Abdullah Bin Cübeyr radıyallahu anh Uhud Harbi’nde, vuruşma öyle ziyade zorlama buldu. Ve Kureyş ordusu da fenâ halde bozuldu. Hatta geride müşrikleri özendirme için def çalan Hind ile öteki karılar, paçaları sıvayıp vâveylâ ederek dağa dürüst firar etmeye başladılar.

OKÇULAR TEPESİ’NDE NE OLDU?

Asâkir-i İslâmiye ise yağmaya koyuldular. Abdullah İbn-i Cübeyr radıyallahu anh’ın kumandasında bulunan kemankeş askerler bu hali görünce, “Yoldaşlarımız galib oldu. Düşman bütün bütün bozuldu. Ne duruyorsunuz? Ganîmet ey cemaat ganimet” dediler.

Abdullah bin Cübeyr radıyallahu anh da “Siz Rasûlullah’ın emrini unutdunuz mu?” diyerek yağmacılıktan men etti ise de kemankeş askerleri dinlemeyip “Biz de azıcık malı ganimet alalım” diyerek dağıldılar.

Abdullah bin Cübeyr radıyallahu anh da yedi-sekiz sadık nefer arkadaşları ile emr-i nebevîye imtisâl ederek, muhafazasına memur oldukları mevkide sebat edip kaldılar.

Kureyş ordusunun sağ kol kumandanı olan Halid bin Velid (o vakit az önce Müslüman olmamıştı) ise süvari sınıfı askeri ile o mevkiden geçip de ordu-i Hümayun’un sol cenahına atak etmeyi birkaç kere tasavvur etmiş iken kemankeşlerden sakınıp bu niyetini icra edememiş idi. Bu defa kemankeşlerin (okçuların) dağıldığını görür görmez, fırsatı ganimet bildi. Ve ganimet için dağılan kemankeşler üzerine şiddetli bir atak eyledi. Onları çiğneyerek Abdullah Bin Cübeyr radıyallahu anh’ın yanında geldi. Ve yanına kalıp emr-i nebevîye imtisalen, ganimete koyulmayan, ashâb-ı kiram ile Abdullah bir Cübeyr radıyallahu anh’ı şehid eyledi. Radıyallahu anhum ecmaîn.

Halbuki Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Abdullah bin Cübeyr radıyallahu anh’ı orduyu hümayunun sol tarafındaki “Ayneyn” denilen tepeden düşman süvarisinin atak etmesi melhuz (ihtimal zarfında) olduğundan elli nefer kemankeş (okçu) ile süvari hücumunu men için vadinin ağzına memur eyledi ve buyurdu ama:

– “Düşman, lüzum galip gelsin ve lüzum mağlup olsun benden haber gelmedikçe siz buradan ayrılmayınız!” diye katî dikte verdi. Berâ bin Âzib radıyallahu anh der ki:

“Rasûlği Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri Uhud Gazası’nda piyadelerin üstüne Abdullah bin Cübeyr’i kumandan ödev etmişti. Elli neferden mürekkeb olan müfrezeye hitaben:

“Sakın siz bu mevkiden ayrılmayıp burada devam ediniz. Hatta siz bizim cümlemizi katl ve yıkılmış, vücudumuzun etini kuşlar gelip kapdığını gözlerinizle görmüş olsanız bile size haber gönderinceye kadar sakın olduğunuz yerden ayrılmayınız ve belki düşman ordusunu hezimete dûçâr ederek cümlesini katledip onların cesetlerine ayaklarımızı basıp geçmiş olduğumuzu görseniz bile ben haber gönderinceye değin bu mevkinizden sakın müfarakat etmeyiniz (ayrılmayınız)” diye tenbih buyurmuşlar idi.”

Sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin tenbîhâtına icabet etmemek ne fena sonuç getirdi. İslâm ordusu muzaffer iken, Abdullah bin Cübeyr radıyallahu anh’ın maiyyetindeki asâkirin dağılıvermelerinden istifade ederek, o boşluktan istifade eden Halid bin Velid süvarisi ile beraber daldılar, Müslüman ordusu bu şekilde muzaffer vaziyette iken, hezimete dönüşmüş oldu.

Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/okcular-tepesi-hikayesi.html