“Resûlullah bize şu yedi şeyi emretti: Hasta ziyaretini, cenâzeye iştirak etmeyi, aksırana hayır dilemeyi, zayıfa takviye etmeyi, mazluma asistan olmayı, selâmı yaygın hale getirmeyi ve ant edenin yemininin yerine gelmesini tedarik etmeyi” hadisini nasıl anlamalıyız?

Ebû Umâre Berâ İbni Âzib radıyallahu anhümâ şöyle demiştir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize şu yedi şeyi emretti:

“Hasta ziyaretini, cenâzeye iştirak etmeyi, aksırana hayır dilemeyi, zayıfa takviye etmeyi, mazluma yardımcı olmayı, selâmı yaygın hale getirmeyi ve yemin edenin yemininin yerine gelmesini temin etmeyi.” (Buhârî, Mezâlim 5; Müslim, Libâs 3. Ayrıca. bk. Tirmizî, Edeb 45; Nesâî, Cenâiz 53)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Bu hadisin, gösterilen kaynaklarında ve onlar dışındaki muteber hadis eserlerinde bambaşka rivayetleri vardır. Buhârî ve Müslim’in Sahih’lerinde pat diye çok yerde ayrı olarak râviler ve öbür metinlerle nakledildiğini görürüz. Bu rivayetlerden bir kısmı daha uzun ve muhteva olarak daha öbür, bir kısmı ise burada sayılanlar açık havada bazı özelliklere yer vermektedir.

Peygamber Efendimiz’in bu hadiste emrettiği hususlar halk müziği arasında iyi ilişkiler geliştirmeye karşın esas prensiplerden bazılarıdır. Dinimizin beşerî münasebetlere ne kadar büyük yük verdiğini Riyâzü’s-sâlihîn’in o kadar çok birim ve bâblarındaki âyet ve hadislerde görmekteyiz. Özellikle bu hadiste farzedilen bazı prensipler farz, bazıları da sünnet olarak kabul edilir. Zayıfa ve mazluma yardımcı olmak farz-ı kifâyedir. Bahşedilen selâmı almak bir kişiye farz-ı ayn, cemaate farz-ı kifâyedir. Hasta ziyareti, cenazenin ardındaki kabre kadar gitmek, aksıran “el-hamdülillah” dediğinde, “yerhamükellah” diye ona hayır arzu etmek ve ant edenin yeminini yerine getirmesine yardımcı olmak sünnettir. Bunlar İslâm medeniyeti açık havada hiçbir medeniyette ibadet kabul edilmez. Hadisimizde geçen hususların her biri hakkında daha önce geçtiği yerlerde data vermiştik. Hadisin burada her tarafta edilişinin sebebi, Efendimiz’in ümmete emrettiği hususlardan birinin de selâmı yaymak oluşudur. Bu konuyle ilgili âyet ve hadisler görüldüğü gibi hiç de eksik değildir. sırası gelmişken Müslümanların tanıdık tanımadık tüm din kardeşlerine karşılaştıkları yerde selâm vermeleri gerektiğini, bahşedilen selâmın da mutlaka alınması icab ettiğini bir kere daha hatırlamalıyız.

Hadisten Öğrendiklerimiz

Müslümanların birbirleri üzerinde birtakım maddî ve manevî hakları vardır. Bunları yerine getirmeleri, onların Müslümanlıklarının gereğidir. İslâm dini, millet arasındaki münasebetlerin gelişmesine ve iyiliklerin yaygınlaşmasına büyük tartma verir. Zayıflara ve mazlumlara yardımcı olmak farz-ı kifâyedir. Selâm tahsis etmek sünnet, almak ise farzdır. Selâm verilen tek kişi ise selâmı alması farz-ı ayn, bir cemaat ise farz-ı kifâyedir. Yani cemaatten bir ya da birkaç kişinin selâmı almasıyla geri kalanların üzerinden bu farz kalkmış olur. Hastaları ziyaret etmek, cenazenin arkasında kabre değin gitmek, aksırana dua etmek, yemin eden kimsenin yeminini yerine getirmesine yardımcı olmak sünnettir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/peygamberimiz-yedi-seyi-emretti-hadisi.html