Dayanma; îtidâli muhâfaza etme, katlanma bakış, acıya dayanma, göğüs germe, can sıkıntısı ve meşakkatlere aleyhinde soğukkanlılıkla mukâvemet etme, aklın ve dînin gösterdiği yolda sebât etme mânâlarına gelir.

Bütün ahlâkî güzellikleri içine aldığı için sabrın dînimizdeki mevkii fazla ihti­şamlıdır. Dayanıklılık, ilâhî rızâyı mûcib mübârek bir ahlâkî vasıftır.

Dîn ve ahlâkta tahammül, hoşa gitmeyen ve ıztırap veren hâdiseler aleyhinde muvâzeneyi bozmadan sükûnete bürünmek, Hakk’a teslîm olmaktır.

Bu hususta İmam Nevevî şöyle der:

“Dayanıklılık, nefsi emredilen şeyleri yapmaya zoraki kılmaktır. Bu da ibâdetlerin meşakkatlerine, belâlara ve günah dışındaki zararlara tahammülle gerçekleşir.”

Sabredilecek hâdiseler aleyhinde; rûhânî vasıflar olan affetme, hilim, tevâzû, iffet, kanâat, şefkat, merhamet, nezâket ve müsâmaha gibi ahlâkî meziyetlerimizi kullan­mamız lâzımdır.

Dayanıklılık, güzel ahlâkın tartma merkezidir. Îmânın yarısı, ferah ve saâdetin anah­tarıdır. Cennet nîmetlerine kavuşturan büyük bir fazîlettir. Her türlü hayırlar ve yüksek kazançlar “tahammül”da olduğu için başta ülü’l-azm peygamberler, bil-cümle enbiyâ, evliyâ ve ulemâ, sabrı iş hâline getir­mişlerdir.

SABIR HAKKINDAKİ ÂYET-İ KERİMELER

Kur’ân-ı Kerîm’de yetmiş küsur yerde sabırdan bahsedilir. Muhtelif âyetlerde Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e ve O’nun şahsında bütün ümmete sabır öğüt edilmiştir. Bu âyetlerden birkaçı şöyledir:

وَاصْبِرْ وَمَا صَبْرُكَ إِلاَّ بِاللهِ وَلاَ تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَلاَ تَكُ فِي ضَيْقٍ مِمَّا يَمْكُرُونَ

“Sabret, Sen’in sabrın da oysa Allâh’ın (yardımı) iledir. (Îmân etmiyorlar diye) onlara üzülme! Hîlele­rinden nedeniyle da sıkıntıya düşme!” (en-Nahl, 127)

وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ

“Rabbinin hükmüne sabret! Çünkü Sen, Bizim nezâretimiz altındasın! Kalktığın sırada Rabbini hamd ile tesbîh et!” (et-Tûr, 48)

وَاصْبِرْ حَتَّىَ يَحْكُمَ اللهُ

“…Allâh’ın hükmü gelinceye değin sabret!..” (Yûnus, 109)

وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُم بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ

“Sabah akşam Rabbine ibâdet ve niyazda bulunan ve O’nun cemâlini (rızâsını) isteyen mü’min­lerle beraber Sen de sabret!..” (el-Kehf, 28)

Peygamberlerin hayatı, tevhîd mücâdelesi esnâsında mâruz kaldıkları sıkıntılara karşısında sergiledikleri dâsitânî dayanıklılık örnekleri ile doludur. Hazret-i Nûh -aleyhisselâm-, dövülme ve alay edilme gibi muhtelif eziyetlere 950 sene sabretmiştir. Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm-, İsrâîloğulları’na:

اسْتَعِينُوا بِاللهِ وَاصْبِرُوا

“…Allâh’tan destek isteyin ve sabredin!..” (el-A’râf, 128) tavsiyesinde bulun­muştur. Hazret-i Eyyûb -aleyhisselâm-, başına gelen her türlü ibtilâ ve musîbete sabretmiş:

إِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِرًا نِعْمَ الْعَبْدُ إِنَّهُ أَوَّابٌ

“…Biz O’nu her hususta sabırlı bulduk; O ne güzel kuldu! Dâimâ Allâh’a yöne­lirdi!” (Sâd, 44) biçiminde ilâhî iltifâta mazhar olmuştur. Âyet-i kerîmede buyrulduğu üzere Hazret-i Lokmân -aleyhisselâm- da oğluna:

يَا بُنَيَّ أَقِمِ الصَّلوةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنكَرِ وَاصْبِرْ عَلَى مَا أَصَابَكَ إِنَّ ذلِكَ مِنْ عَزْمِ اْلأُمُورِ

“Yavrucuğum! Namaz kıl, iyilikleri emret, kötülüklerden nehyet, başına gelene de sabret! İşte bunlar, azmedilmeye değer işlerdir!” (Lokmân, 17) diye nasî­hatte bulunmuştur.

Hazret-i Peygamber -aleyhissalâtü vesselâm- Efendimiz ise, özellikle Mekke ve Tâif halkının ağır hakâret ve zulümlerine aleyhinde büyük bir katlanma göstermiş, bir müddet sonra da bu ırk îmân ile şereflenmişlerdir.

Enbiyâ ve evliyâ, sabırla Allâh’ın yardımına nâil oldular. Bu sebeple onlar bizim örnek alacağımız numûne şahsiyetler olmalıdır. Sabrın dünyevî tarafı acı, uhrevî tarafı fazla tatlıdır. Sabrın acılarını sîneye çe­kenler, sonsuzluk devleti olan cennete ve Allâh’ın rızâsına kavuşurlar.

Bizler, nefs ne değin isterse istesin, harâm olan şeylere meyletmemek; bilakis ne derece ağır olursa olsun, sabredip sabır göstermekle mükellefiz. Allâh’ın emirlerini, ne değin baskı gelirse gelsin, sabırla îfâ etmek mecbûriyetindeyiz!

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/sabir-nedir-sabirla-ilgili-ayetler.html