Şafii fıkhında ezan ve kametin hükmü nedir? Ezan okurken dikkat ediecek hususlar nelerdir? Kamet ile ilgili kurallar nelerdir?

Şafi mezhebi; İmam Şafi’ye (r.a) nisbet edildiği için bu adla anılmıştır.  Şâfi mezhebinin kurucusu farzedilen İmam Şafi (r.a) 767 (Hicri 150) yılında Gazze şehrinde (Filistin) doğdu. 

Şafi mezhebi önce Darı’da sonra kısmen Suriye, Yemen, Irak ve Mâverâünnnehir’de yayıldı. Günümüzde Irak, Suriye ve Anadolu’nun güney ve doğu bölgelerinde Şafi mezhebi yaygındır.

EZAN VE KÂMETİN HÜKMÜ (ŞAFİİ FIKHI)

Hicrî l. yılda uygulamaya giren ezan kelime olarak ilan etmek, duyurmak, söylemek anlamına gelir. Fıkhî terim olarak ezan; farz namazlar için belirli vakitlerde, bi­linen tarzda okunan mübarek sözlerden ibarettir.

Her dinde, o dinin mensuplarını ibadet zamanlarında uyarıcı, ibadete çağırıcı bir kısım sözler, sesler mevcuttur. Borazan Yahudilerin, çan Hristiyanların, ezan da İslamiyet’in alâmet-i fârikâsıdır.

Ezan, bir ülkede İslam varlığının sembolüdür. Bu yüzden hangi millette olursa olsun Arapça okunur. Ezanla topluma hem namaz vakitleri bildirilmiş keza de İslam dininin en ulu esasları cihana bildiri edilmiş olur. Namaz için okunan ezan yeryüzünde Allah'ın adının her saniye anılmasına bir vesiledir.

Ezan Kur'an, sünnet ve icma ile sabittir. Ayette;

"Namaza çağırdığınız zaman..."[1] buyrulmaktadır.

Peygamberimiz “Üç birey bir arada bulunur da ezan okumazlar ve aralarında cemaatle namaz kılmazlarsa şeytan mutlaka onlara şampiyon kazanç.”2  buyurmuştur.

İslam’ın en önemli şiarlarından sayılan ezanı ve kameti bir bölge halkının adamakıllı terk etmesi âlimler göre büyük bir problem olarak karşılanmıştır.

Ezan okuyana Müezzin denir.

Ezan ve kamet okumak sünnet-i müekkededir. İkisi de sadece farz namazlar için okunur, beyhude için okunmazlar. Bir kimse, kazaya kalmış birkaç namazı sırt sırta kılarsa veya iki namazı cem’ederse, yalnızca bir ezan okur. Lakin her farz için ayrı olarak kamet getirir.

II. Ezan ve Kametin Lafızları

Sabahtan ezanında, (حَيَّ عَلَى الْفَلاَحِ) "Hayye ale’l Felâh" sözlerinden sonra iki defa (اَلصَّلاَةُ خَيْرٌ مِنَ النّوْمِ) "Essalêtü hayru’m mine’n-nevm " sözleri ek edilir.

Kâmet sözleri ezanla aynıdır, fakat "Hayye ale’l Felâh"dan sonradan iki kez, (قَدْ قَامَتِ الصَّلَوةِ ) “Kad Gâmeti's-Salêh" (Namaz başladı) sözleri söylenir.

Hanefilere tarafından ezan ve tekbir ifadelerinde sayılar aynıdır. Maliki mezhebine göre tekbirler hariç kamet sözleri birer defa söylenir ve 10 lafızdır. Şafi ve Hanbeli mezheplerine tarafından 11 lafızdır, “kad gâmeti’s-salêh” sözü ve tekbirler çift söylenir.

Kamet Şöyle Okunur:

“Allâhü ekbar, Allâhü ekbar. Eşhedü ellê ilêhe illêllâh. Eşhedü enne Muhammede’r rasûlullâh. Hayye ale’s salêh. Hayye ale’l felâh. Kad gâmeti’s-salêh. Kad gâmeti’s-salêh. Allâhü ekbar, Allâhü ekbar. Lê ilêhe illâllâh.”

Meali: (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Ben, şehadet ediyorum oysa, Allah’tan diğer ilah yoktur.  Ben, şehadet ediyorum ki, Muhammed aleyhisselam Allah’ın peygamberidir.  Namaza gelin. Felaha kurtuluşa gelin. Namaz başladı. Namaz başladı. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah’tan başka ilah yoktur.)

III. Ezan Okurken Dikkat Edilecek Hususlar

Ezan okuyan kimsenin Müslüman, mümeyyiz bir erkek olması gerekir. Ezan için vaktin girmiş olması, Arapça okunması, ezan okurken tertibe riayet edilmesi, başkasının ezanına eklenmemesi, kelimeler arasında uzun fasıla verilmemesi şarttır.

Ezanın sünnetleri şunlardır:

“Tertil” yapmak. Yani her kelimeyi teker teker okumak. “Terci” yapmak. Yani Sözcük-i şehadeti yüksek sesle söylemeden önce, kendi kendine rahat olarak söylemek. Sabah ezanında “Tesvib” yerine getirmek. Yani “hayye alel-felah” dedikten sonra iki defa, “essalêtü hayru’m mine’n-nevm” sözlerini söylemek. Minare veya mescidin damı gibi yüksek bir yerde okunması. Ezan okurken kıbleye dönmek, “hayye ale’s salêh” derken sağına, “hayye ale’l felâh” derken de soluna başını çevirmek. Ezan okuyacak kimsenin; sesinin gür ve hoş olması, âdil biri olması. Ezanı işiten kimselerin durup dinlemeleri, konuşmayı kesmeleri ve dediğini bitmiş ederek ezana icabet etmeleri. Birkaç camiden okunan ezanlardan sadece ilkine icabet edilir. İlim öğrenen ve öğretenler ile Kur’ân okuyanlar ezana icâbet etmeyebilirler. Fakat Kur'an okuyanın bile okumayı bırakıp dinlemesi efdâldir. Peygamber aleyhisselâm bununla ilgili şöyle buyurur; "Ezanı işittiğinizde (müezzini takip ederek) dediklerini tekrarlayınız. Sonra bana salât ve selamlama getiriniz. Her kim ancak, Hayyê-ale’s-salêhlardan diğer müezzinin dediklerini tıpkı tekrarlarsa Cennete girer. Hayye-ale’s-salêhlerde da “Lê havle velê guvvete illê billêh” deyiniz." Sabahleyin ezanında, müezzin “essalêtü hayru’m mine’n-nevm” dediğinde “sadakte ve berirte” (içten ve haklı söyledin) denir. Ezan bitince Peygamberimize salât ve selam getirildikten sonradan vesile duâsı okumalıdır. Çünkü Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Ezânı duyduğunuz süre siz de tıpkı (müezzinin) söylediklerini her yerde edin! Sonra bana salât ü selâm getirin! Çünkü her kim bana bir kere salavât getirirse, Allâh buna karşılık on salavât (rahmet) eder. Bunu tâkiben benim için vesîle isteyin. O (vesîle), cennette öyle bir derecedir ama, ancak Allâh’ın kullarından birine verilir. İşte ben, o kul olmayı temennî ederim. Kim de benim için vesîle dilerse, ona bundan böyle şefâatim helâl olur.”3

Fâsık kimsenin ezan okuması, müezzinin ifadeler arasına fasıla koyup konuşması, kelimeleri yamultarak okuması (telhin), ezan okurken bir nağmeden diğerine geçmesi (teganni) mekruhtur.

Yangın çıktığında, savaşa başlandığında, gezgin uğurlarken ezan okunabilir.4

Yeni doğan çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına ise kamet oku­mak tavsiye edilmiş olup sünettir. Hz. Fâtıma, Hz. Hasan'ı doğurduğunda Peygamber Efendimiz (s.a.v) Hz. Hasan'ın sağ kulağına ezan okumuştur.

Epilepsi hastalığına tutulan kimsenin kulağına ezan okumak menduptur.

IV. Kâmet İle İlgili Kurallar

Ezan yavaş yavaş, kâmet ise azıcık daha seri bir şekilde okunur. Son sözcük yani “lê ilahe illallâh” hariç, öteki kelimeler, bir nefeste; ikişer ikişer beraber okunmalıdır. Ezan okuyan kimsenin, kameti de okuması mendubtur. Kadınlar, kendi arasında cemaatle namaz kıldıkları zaman, kamet getirmeleri sünnettir. Yalnız başına na­maz kılacak olan, kendine duyu­racak değin hafif sesle kamet okumalıdır. Arap olmayan bir birey, cemaat için değil de yalnızca kendi şahsı için okuyacaksa ve Arapça'yı da iyi bilmiyorsa kendi diliyle okuyabilir. Ezan ile kamet arasında dua etmek sünnettir. Çünkü ezan ile kamet arasında yapılan duanın reddedilmeyeceği varid olmuştur. Müezzin, kad gâmeti’s-salêhdediğinde, cemaat; “egâmehellâhü ve edêmehê mê dêmeti’s-semêvêtü ve’l-erdu” (Yerler ve gökler var olduğu müddetçe Allah, bu namazı kullarına kıldırsın ve devam ettirsin,) der. Müezzinin, ara vermesi, kametten bir kelimeyi okumaması, uzun bir arz susması ya da arada konuşması kameti bozar. Aynı şart ezan için de geçerlidir. Cemaatle namaz kılacak olan kişinin, kametin tamamlanmasından sonra farz namaz için ayağa kalkması sünnettir. (Hanefî mezhebine kadar ise "hayye ale's-salêh" dendiği zaman ayağa kalkılır.) Belki kamet ile imamın ihram tekbiri aralarında iki rekât namaz kılınacak dek ara verilirse, kamet bitmiş okunur.

1 Maide sûresi, 58. ayet

2 Neylü’l-Evtâr, II, 31

3 Müslim, Salât, 11

4 Zühaylî, el-Fıkhü'l-İslâmî, 1/720

Kaynak: Hasan Serhat Yeter, FIKIH 1 (Şafii Mezhebi), 2017

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/safii-mezhebine-gore-ezan-ve-kamet.html