Peygamber Efendimiz'e (s.a.v) salavat getirmenin fazileti ile ilgili ayet ve hadisler...

Salavât, salât kelimesinin çoğuludur. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin ismi zikredildiğinde yapılan duâ demektir.

PEYGAMBERİMİZE SELAMLAMA NASIL VERİLİR? (Tıklayınız...) SALAVAT NEDİR VE NASIL GETİRİLİR? (Tıklayınız...) EN GÜZEL SALAVATLAR (Tıklayınız..)

Sözlükte “dua, tâzim, rahmet” gibi anlamlara gelen salât ile (çoğulu salavât) “esenlik” anlamındaki selâm kelimelerinden oluşan salât ü selâm, “aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm” ya da “sallallahu aleyhi ve sellem” biçiminde kullanılır. Böyle dua etmeye “salavat getirme” denir.

Salavat birçok şekilde getirilebilir.

En kısa şekli ile salavat: “Âllâhümme salli alâ Muhammed.”

Anlamı: “Allâh’ım, Efendimiz, büyüğümüz Muhammed'e, salatu selam eyle.” demektir.

SALAVAT İLE İLGİLİ AYET

Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“ hiç kuşkusuz Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey mü’minler, siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslîmiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)

SALAVAT GETİRMEK İLE İLGİLİ HADİSLER

Dünya ve âhirete âit bütün arzuların ihsân eylenir ve günahların bağışlanır!

Übey bin Kâ‘b -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e:

“–Yâ Rasûlâllah! Ben Siz’e çok salevât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?” diye sordum.

“–Dilediğin kadar.” buyurdular.

“–Duâlarımın dörtte birini salevât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?” diye sordum.

“–Dilediğin kadarını ayır. Fakat daha artı süre ayırırsan senin için iyi olur.” buyurdular.

“–Öyleyse duâmın yarısını salevât-ı şerîfeye ayırayım!” dedim.

“–Dilediğin dek yap. Ama daha artı zaman ayırırsan senin için hayırlı olur.” buyurdular. Ben yine:

“–Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?” diye sordum.

“–İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için uğurlu olur.” buyurdular.

“–Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde Sana salevât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?” deyince:

“–O takdirde Allah Teâlâ, dünya ve âhirete âit tüm arzularını ihsân eyler ve günahlarını bağışlar!” buyurdular. (Tirmizî, Kıyâmet, 23/2457; Hâkim, II, 457/3578; Beyhakî, Şuab, III, 85/1418; Abdurrazzâk, II, 214)

Benim için vesîleyi isteyen kimseye şefatim vâcip olur

Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine tarafından, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ezanı işittiğiniz süre, müezzinin söylediklerinin aynısını siz de söyleyin. Daha Sonra bana salâvat getirin. Çünkü bir kimse bana bir kere salâvat getirirse, Allah buna karşılık ona on defa salât eder. sonradan benim için Allah’tan vesîleyi isteyin. Çünkü vesîle,  cennette Allah’ın kullarından bir tek kuluna lâyık olan bir makamdır. O kulun ben olacağımı umuyorum. Benim için vesîleyi isteyen kimseye şefatim vâcip olur.” (Müslim, Salât 11)

Allah Teâlâ da ona on misli acınacak şey eder

Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Kim bana bir kere salâtü selâm getirirse, bu sebeple Allah Teâlâ da ona on misli merhamet eder.” (Müslim, Salât 70)

Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları

İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir.” (Tirmizî, Vitir 21)

Günlerinizin en faziletlisi

Evs İbni Evs radıyallahu anh’den söylenti edildiğine kadar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- "Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur” buyurunca, ashâb-ı kirâm:

- Yâ Resûlallah! Ölüm ettiğin ve senden hiçbir eser kalmadığı vakit salâtü selâmlarımız sana nasıl sunulur? diye sordular.

Bunun üstüne Peygamber aleyhisselâm:

- "Allah Teâlâ peygamberlerin bedenlerini çürütmeyi toprağa haram kıldı" buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât 201, Vitir 26)

Salâtü selâm getirmeyen kimse biçare olsun

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den söylenti edildiğine kadar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimse biçare olsun.” (Tirmizî, Daavât 100)

Nerede olursanız olun sizin salâtü selâmınız bana ulaşır

Yeniden Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine kadar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kabrimi bayram yeri haline çevirmeyiniz. Bana salâtü selâm getiriniz. Zira nerede olursanız olun sizin salâtü selâmınız bana ulaşır.” (Ebû Dâvûd, Menâsik 97)

"Bir kimse bana salâtü selâm getirdiği vakit..."

Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den söylenti edildiğine göre  Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse bana salâtü selâm getirdiği zaman, onun selâmını almam için Allah Teâlâ ruhumu iade eder.” (Ebû Dâvûd, Menâsik 96)

Cimri kime denir?

Ali radıyallahu anh’den söylenti edildiğine tarafından Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir.” (Tirmizî, Daavât, 100)

Dua ederken buna uyarı edin!

Fedâle İbni Ubeyd radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazdan sonra Allah’a hamd etmeden, Peygamber  aleyhisselâm’a salâtü selâm getirmeden dua eden bir adamı işitti. Bunun üstüne:

“Bu adam acele etti” buyurdu. Sonra o adamı yanında çağırdı. Ona veya bir başkasına şöyle buyurdu: “Biriniz dua edeceği vakit önce Allah Teâlâ’ya hamdü senâ etsin, sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e salâtü selâm getirsin. sonra da dilediği şekilde dua etsin.” (Ebû Dâvûd, Vitir 23)

Yâ Resûlallah! Sana nasıl salavât getireceğiz?

Ebû Muhammed Kâ‘b İbni Ucre radıyallahu anh şöyle dedi: 

Bir gün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza gelmişti. Kendisine:

- Yâ Resûlallah! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavât getireceğiz? diye sorduk. O da şöyle buyurdu:

- “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd. Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: Allahım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve âline de rahmet et. Kuşkusuz sen övülmeye lâyık ve yücesin. Allahım! İbrâhim’in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed’e ve âline de hayır ve bolluk ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin, deyiniz.” (Buhârî, Daavât 32, Tefsîru sûre (33), 10; Müslim, Salât 66)

Kim kabrimin yanında bana salât ederse ben onu işitirim

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

“Bir kimse bana salât ü selâm getirdiği süre, onun selâmına karşılık vermem için Allah Teâlâ rûhumu iâde eder.” (Ebû Dâvûd, Menâsik, 96)

“Kim kabrimin yanına bana salât ederse ben onu işitirim. Kim de uzaktan salât ederse o bana ulaştırılır.” (Beyhakî, Şuab, II, 215)

Peygamberimize (s.a.v) ve Ehline salat-u selam

Ebû Mes‘ûd el-Bedrî radıyallahu anh şöyle dedi:

Biz Sa‘d İbni Ubâde radıyallahu anh ile birlikte otururken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza geldi. Beşîr İbni Sa‘d ona:

- Yâ Resûlallah! Allah Teâlâ sana salavât getirmemizi emretti. Sana nasıl salâtü selâm getireceğiz? diye sordu.

Bunun üstüne Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sükût buyurdu. Sükûtun uzaması nedeniyle biz içimizden, keşke sormasaydı, diye geçirdik. Daha Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

- “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: Allahım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve âline de rahmet et. Allahım! İbrâhim’in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed’e ve âline de hayır ve bolluk ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin, deyiniz. Selâm ise bildiğiniz gibidir.” (Müslim, Salât 65)

Cuma günü bana fazla salevât getirin!

Ebu’d-Derdâ -radıyallâhu anh- anlatıyor:

Bir gün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Cuma günü bana çok salevât getirin! Zira o gün, meleklerin hazır ve şâhid olduğu bir gündür. O gün bir kişi bana salât ettiğinde onun salâtı mutlakâ bana arz edilir. Salevât getirmeyi bırakıncaya dek bu şart böyle devam eder.” buyurdular. Ben:

“–Vefâtınızdan daha sonra da mı?” diye sordum. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Evet, vefâtımdan daha sonra da! Allah Teâlâ peygamberlerin vücutlarını yemeyi yeryüzüne haram kılmıştır. Allâh’ın Nebîsi hayattadır ve dâimâ rızıklandırılır.” buyurdular. (İbn-i Mâce, Cenâiz, 65. Bkz. Ebû Dâvûd, Salât 201/1047, Vitir 26)

"Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihî..."

Ebû Humeyd es-Sâ‘idî radıyallahu anh şöyle dedi:

Ashâb-ı kirâm:

- Yâ Resûlallah! Sana nasıl salavât getireceğiz? diye sordular. Şöyle buyurdu:

- “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ salleyte alâ İbrâhîm, ve bârik alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ bârekte alâ İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: Allahım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed’e, hanımlarına ve zürriyetine de rahmet et. İbrâhim’e hayır ve bolluk lutfettiğin gibi Muhammed’e, hanımlarına ve zürriyetine de hayır ve bereket ihsan et. Kuşkusuz sen övülmeye lâyık ve yücesin, deyiniz.” (Buhârî, Enbiyâ 10, Daavât 33; Müslim, Salât 69)

Büyük noksanlıktır

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Bir topluluk bir mecliste oturur da orada Allah Teâlâ Hazretleri’ni zikretmez ve Peygamber’lerine salevât getirmezlerse, bu yaptıkları büyük bir noksanlıktır ve kendileri için acı bir hasret ve nedâmet sebebi olur, bununla beraber Allah göre bir cezâyı da hak etmiş olurlar. Bundan Böyle Allah Teâlâ dilerse onlara azâb eder, dilerse mağfiret eder.” (Tirmizî, Deavât, 8/3380)

Salavat Getirmek ile İlgili Sözler

Hazret-i Ebû Bekir Sıddîk -radıyallâhu anh- şöyle buyurur:

“Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e (ihlâsla) salevât getirmek; günahları, suyun ateşi söndürmesinden daha çabuk yok eder. Ona (muhabbetle) selâm göndermek, pek fazla köle âzâd etmekten daha fazîletlidir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i hoşuna gitmek ise canların özünden ve Allah yolunda kılıç vurmaktan daha üstündür.” (Hatîb el-Bağdâdî, Târihu Bağdâd, Beyrut 1422, VIII, 39)

***

Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- bu hususta şöyle demiştir:

“Her kim cuma günü Peygamberimiz’e yüz kez salevât getirirse kıyâmet günü mahşer yerine yüzü çok hoş ve nurlu olarak kazanç. İnsanlar gıptayla, «Bu zât acaba hangi ameli işliyordu?» diye birbirlerine sorarlar.” (Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, III, 212)

Peygamber Efendimize (s.a.v) oldukça çok salavat getirelim...

Salavat Getirmenin Önemi ve Fazileti

Peygamber Efendimize Salavat Getirmenin Önemi

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/salavat-getirmek-ile-ilgili-hadisler.html