Satır arası/satır altı yöntemle Kur’ân-ı Kerîm meâli yazımı ve basımının dini hükmü nedir?

Din İşleri Yüksek Kurulu 26.05.2021 tarihinde Komite Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman HAÇKALI başkanlığında toplandı. Kur’an-ı Kerim Meallerini İnceleme Komisyonu tarafından hazırlanan “Satır arası/satır altı yöntemle Kur’ân-ı Kerîm meâli yazımı ve basımı caiz midir?” konulu metin müzakere edildi. Yapılan müzakereler neticesinde aşağıdaki metnin Komite Kararı olarak kabulüne karar verildi:

Satır arası Kur’ân tercümesi, her bir Arapça kelimeyi, altına ya da üzerine öbür ya da aynı renklerle başka dilde yazılmış bir kelimeyle karşılama (kelimesi kelimesine) şeklinde oluşturulmuş meal yazım türüdür. Bu meal yazımında her bir kelimenin anlamı, kelimenin anında altına/üzerine verildiğinden, türü gereği niyet dilin söz dizim (sentaks) kurallarına yerinde tümce yapısı ortaya çıkmamaktadır.

Satır arası meal yazımı birincil kez X. Yüzyılda Sâmânoğulları döneminde gerçekleşmiştir. Bundan yaklaşık bir yüzyıl sonra yazılan Türkçe çeviri de bu tarzda yapılmıştır. Beylikler döneminden itibaren satır arası meal yazımı artarak devam etmiştir.

Bu nesil meal yazımının caiz olup olmama durumu, Mushaf’ın içerisine Mushaf’tan olmayan bir şeyin yazılıp yazılamayacağının cevâzı çerçevesinde ele alınmıştır. Nitekim Hz. Peygamber’in vefatından sonra Kur’ân-ı Kerim’e nokta ve hareke konulması hakkında âlimler göre bambaşka fikirler ortaya konulmuştur. Bu bağlamda İmam Malik’e dayandırılan bir görüşte onun, eğitim amacıyla Mushaf’a hareke ve nokta gibi bazı işaretlerin konulmasına cevaz verdiği nakledilmiştir (Ebû Amr ed-Dânî, el-Beyân fi ‘addi âyi’l-Kur’ân, 129-130). İmam Gazzâlî de Mushaf’ta nokta veya yazıların üzerine işaret koymayı ya da bir takım işaretler ek etmeyi, Mushaf’ı güzelleştireceği, daha açık ayla getireceği, okuyucuları hata ve yanlışlardan koruyabileceği gibi gerekçelerle caiz görmüştür. (Gazzâlî, İhyâu Ulûmi’d-Din, I/276). Arapçaya bütün anlamıyla vâkıf olamayan Müslümanların, Kur’lahza-ı Kerim’i doğru ve kuytu okuyabilmeleri için Mushaf’ta harfleri noktalama ve harekeleme yapılmıştır. Bu noktalama ve harekelemelerin, Mushaf’a ek olmadığı kanaati hâkim olmuş ve Mushaflar bu şekilde basılmıştır. Satır arası meal yazımında Arapça metnin altına veya üstüne çevirisinin konulması da Arapça metnin orijinaline bir halel getirmediği gibi Mushaf’a yapılan bir ek de sayılmayacaktır.
Tarihi gelişim sürecinde satır arası meallerdeki temel hedef, Kur’lahza Arapçasını öğrenmek ve aydınlatmak ya da sözcük ve terkiplerin manasının anlaşılmasını sağlamak olmuştur. Bu sebeple laf konusu mealler, ayetleri mana bütünlüğü içerisinde yok de kelime kelime tercüme ettiğinden Türkçe söz dizimine uygun cümleler kurulamamakta dolayısıyla bu stil meallerde Türkçenin açıklama gücü bütünüyle yansıtılamamaktadır. Bu da ayetin anlamının totaliter olarak kavranması açısından bir anlama sorunu oluşturabilmektedir. Kur’an’ı anlayış noktasında bu tür meallerden yararlanmak isteyen bir okuyucunun, toplu manayı anlayacak şekilde bir kaynaktan da istifade etmesi yerinde olur.

sonuç olarak yetkin kişiler tarafından yapılan satır arası mealin basımında ve Kur’an Arapçasına vukûfiyet kazanmak için bu nesil mealden istifade edilmesinde bir sakınca yoktur. bununla birlikte bu tarz meal çalışmalarında, yalnızca sözcük meali vermekle yetinilmeyip sayfa kenarında ya da satır aşağıda Türkçe söz dizimine yerinde cümlelerle toplu mealin verilmesi daha yardımsever olacaktır.

Kaynak: Diyanet İşleri Fetva Kurulu

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/satir-arasisatir-alti-yontemle-kuran-i-kerim-meali-yazimi-ve-basiminin-dini-hukmu.html