Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Hârise İbni Vehb radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim dedi:

“Size cennetlikleri bildireyim mi? Onlar ayrıca güçsüz oldukları hem de halk göre zayıf görüldükleri için kimsenin önemsemediği ve lakin şöyle olacak diye ant etseler, isteklerini Allah’ın gerçekleştireceği kimselerdir.

Size cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Katı kalbli, barbar, pinti ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.”

Buhârî, Eymân 9, Tefsîru sûre (68), 1, Edeb 61; Müslim, Cennet 47. Ayrıca bk. Tirmizî, Cehennem 13; İbni Mâce, Zühd 4

Hârise İbni Vehb Kimdir?

Huzâa kabilesinden olup Hz. Ömer’in üvey oğludur. Hz. Ömer’in oğlu Ubeydullah’ın başlıca bir kardeşidir. Kûfe’de yaşadığı bilinmektedir. Hz. Peygamber’den 6 hadis rivayet eden Hârise hakkında pozitif veri yoktur.  Allah ondan razı olsun.

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

İnsanları dış görünüşleriyle koyulmak, onları giyimlerine kuşamlarına göre değerlendirmek bizim en cılız yanlarımızdan biridir. Hadîs-i şerîf bu cins değerlendirmelerin ne kadar hatalı ve yanıltıcı olduğuna, insanları kabuğa ve kalıba kadar yok, kalb ve gönül zenginliklerine tarafından değerlendirmenin gereğine işaret etmektedir.

En kıymetli incilerin gösterişsiz istiridye kabukları içinde yattığı gibi, sâde ve basit kıyafetler içinde ne cevherler yatar; ama mâlum alışkanlığımız sebebiyle biz onların farkında olmayız.

İbrahim Hakkı Erzurûmî  hazretlerinin dediği gibi:

Harâbât ehline hor bakma, Şâkir

Defîneye mâlik vîrâneler var

Göz ucuyla bakıp geçtiğimiz veya bakmaya değer bulmadığımız niceleri, eli öpülecek insanlardır. Onlar Allah katında böylece hatırlı kişilerdir fakat, “Vallahi bu iş şöyle olacak” diye yemin etseler, Allah Teâlâ onların yeminini yerine getirir. Kur’ân-ı Kerîm, “Biz o ülkedeki cılız sayılanlara iyilikte bulunmak, onları önderler seviyesine içeri almamak ve onları ötekilerin yerine mirasçı kılmak istiyorduk” Kasas sûresi (28), 5 şeklindeki âyet-i kerîmelerle, Cenâb-ı Hakk’ın dâima bu nevi insanların yanına olduğunu ve onları dinç zorbalara aleyhinde koruduğunu anlatır.

Halkımızın Veysel Karânî diye bildiği Üveysü’l-Karenî’nin, “tâbiîn neslinin en hayırlısı olduğunu” söyleyen Peygamber Efendimiz, Hz. Ömer’e ve öteki sahâbîlere onun hakkında bir tavsiyede bulunmuş ve:

“Üveys bir şey hakkında Allah’a ant edecek olsa, muhakkak Allah onun yeminini yerine getirir, duasını kabul eder. Duası makbul bir zât olduğu için, eğer kendinize dua ve istiğfâr ettirebilirseniz ettirin” buyurmuş ve görmediği Üveys’in başlıca özelliklerini söyleyerek onu tanıtmıştı (Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 224).

Peygamber Efendimiz’in vefatından daha sonra Üveys Medine’ye gelince, Hz. Ömer Resûlullah’ın bu kara sevdâlı âşığını bulmuş, Efendimiz’in sözlerini ona nakletmiş ve kendisine dua ettirmişti. daha sonra da kendisi hakkında Kûfe valisine bir öğüt mektubu yazmayı önerge ettiği halde Üveys buna yanaşmamış, onu mükemmel tanıyan birinin söylediği üzere, kuru bakır tam takır evine gürültüsüz sedâsız dönüp gitmişti. Bir süre sonra millet onun ne büyük biri olduğunu anlayınca, Üveys memleketini bırakıp bilinmeyen bir diyarın yolunu tutmuştu.

Hadîs-i şerîfte “şöyle olacak diye ant etseler, isteklerini Allah’ın gerçekleştireceği” söylenen bu kimseler, Allah rızasından başka bir şey düşünmeyen, gösterişe hiç değerinde vermeyen kimselerdir. Düzensiz hâllerine bakıp da onları küçümsemeye kalkanlar yanılır ve aldanırlar. Zira bu Allah dostları “Takvâ elbisesi daha hayırlıdır” A`râf sûresi (7), 26 âyet-i kerîmesini kendilerine düstur edinmişlerdir.

Hadîs-i şerîfte sözü edilen cehennemliklere gelince, onlar bu mütevâzi insanların tersine, kendini beğenmiş, cömertlik taslayan kimselerdir. Yemek Yemek içmekten başka düşünceleri yoktur. Ellerine geçen malın nereden geldiğine bakmazlar. “Haram helâl ver Allahım / Çoluk çocuk yer Allahım” zihniyetine sahip olan zâlim ve katı insanlardır. Çalımlı tavırları, kurumlu yürüyüşleri ile kendilerini kabul ettirmek ve saygı biriktirmek isterler. Bunların Allah katında beş paralık değeri yoktur. Zira Allah Teâlâ “soylu davranış taslayanları sevmez” Nahl sûresi (16), 23.

İşin garibi ve üzücü yanı şudur ancak, bu kendini beğenmiş adamlar, ilâhî gazaba niyet olan davranışları yüzünden cehenneme dürüst gittiklerinin farkında olan bile değildirler.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir?
Cennetliklerin ve cehennemliklerin ayrı olarak özellikleri vardır. Allah Teâlâ sevdiği kullarının isteklerini geri çevirmez. Müslümanlara aleyhinde son derece mütevâzi olmak, gönüllerini hiçbir şekilde incitmemek gerekir. Gurur, gurur ve kendini beğenme, cehennemliklerin özellikleridir. Allah Teâlâ bu huylara sahip olanları sevmez.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/size-cennetlikleri-bildireyim-mi-hadisi.html