Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Ebû Yahyâ (ya da Ebû Muhammed) Sehl İbni Ebû Hasme el-Ensârî radıyallahu anh şöyle dedi:

Abdullah İbni Sehl ve Muhayyısa İbni Mes’ûd, sulh günlerinde Hayber’e gitmişlerdi. (İşlerini görmek için birbirlerinden) ayrıldılar. Sonuç Olarak Muhayyısa, (buluşma yerine geldiğinde) Abdullah İbni Sehl’i kanlar içinde can çekişirken buldu. Onu defnetti ve sonra Medine’ye döndü. (Abdullah’ın kardeşi) Abdurrahman İbni Sehl (durumu öğrenince yanında) Mes’ûd’un oğulları Muhayyısa ve Huvayyısa’yı da alarak Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’e gitti. Oradakilerin yaşça en küçüğü olan Abdurrahman, olayı anlatmaya başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber:

“Sözü büyüğünüze bırak, sözü büyüğünüze bırak!” buyurdu.

Abdurrahman sustu ve olayı ötekiler anlattı. Neticede Hz. Peygamber:

Kâtil üstünde hakkınız olabilmesi için ant eder misiniz? buyurdu. (Ebû Yahyâ, hadisin tamamını nakletti.)

(Buhârî, Cizye 12, Edeb 89, Diyât 22; Müslim, Kasâme 1,3,6. Keza bk. Ebû Dâvûd, Diyât 8; Tirmizî, Diyât 4,22; Nesâî, Kasâme 3,4,5; İbni Mâce, Perhiz 28)

Sehl İbni Ebû Hasme

Ebû Yahyâ veya Ebû Muhammed  künyesiyle anılan Sehl, Hazreç kabilesine mensup Medineli bir sahâbîdir. Hz. Peygamber vefat ettiği sırada sekiz yaşlarında olduğu sanılmaktadır. 15 hadis söylenti etmiştir. Hadisleri Kütüb-i Sitte’de söylenti edilmiştir. Muaviye devrinde ölüm etmiştir.

Allah ondan razı olsun.

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Hadiste anlatılan durum, Hayber yahûdileri ile müslümanlar arasında sulh varken, iki sahâbînin akrabalarının hurma toplamasına yardımcı olmak üzere hadiste adı geçen Hayber’e gitmeleriyle başlamıştır. Arkadaşı, buluşma yerine geldiğinde Abdullah İbni Sehl’i -rivayete kadar- boynu gücenmek suretiyle öldürülmüş olarak bulmuştur. Arkadaşını oraya defneden Muhayyısa, Medine’ye dönmüş, yanına öldürülmüş olan Abdullah’ın kardeşi ile kendi kardeşlerini de alarak  Hz. Peygambere gidip olayı haberdar etmek istemiştir. Yaş bakımından en küçükleri olmasına rağmen  maktulün kardeşi Abdurrahman, olayı açıklama yapmak üzere söze başlamış, fakat Hz. Peygamber, büyüklerin hakkını gözetmek gerektiğine dikkat çekmiş ve “Sözü büyüğünüze bırak” buyurmuştur. Olayın, konumuzu ilgilendiren noktası işte burasıdır. Hukûkî bir konuda bile sözü önce büyüklere bırakmak, bu nedenle onların  haklarına riâyet etmek gerektiği ortaya çıkmış olmaktadır.

Herhangi bir kavme ya da topluluğa ait arazide bir müslüman katledilir de, onu kimin öldürdüğü bilinemezse, öldürülen kişinin yakınlarına, o arazinin sahipleri yaptı diye elli kez yemin etmeleri teklif edilir. Onlar yemin etmezlerse, bu defa zanlılar arasından seçilen elli kişiye o cinâyeti işlemedikleri ve işleyeni de bilmediklerine dair ant etmeleri önerge edilir. Böyle hareket etmeye İslâm hukukunda “Kasâme” adı verilir. Birinciler öneri edilen yemini yerine getirirlerse, öldürülmüş olan kişinin kan bedeli zanlıların tümü kadar ödenir. İkinciler yemin ederlerse, bu bedeli ödemekten kurtulurlar. Sonuç itibariyle hadisimizdeki olayda ne davacılar ne de davalılar yemin etmişlerdir. Bunun üzerine Hz. Peygamber öldürülen Abdullah’ın diyetini kendisi vererek davayı halletmiştir. Hz. Peygamber böyle davranmakla Hayber yahûdilerinin müslüman olmalarını desteklemek istemiştir.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir? Kasâme olayında kısas yok, yalnızca perhiz gerekir. Müslüman ile kâfir arasındaki davada hüküm İslâm’a tarafından verilir. Dava açmakta ve savunmada  sözü yaşça büyük olana ele vermek, büyüklere gösterilmesi zorunlu saygının  tabiî bir neticesidir. Müslümanların yakın çevrelerinde olup biten olaylara karşı aklıselim davranmaları gerekir.  Aksi halde fâili meçhûl cinâyetlerin sorumluluğuna iştirak etmek zorunda kalırlar.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Cemaate İmamlık Yapacak Kişide Olması Gereken Özellikler Nelerdir?

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/sozu-buyugunuze-birak-hadisi.html