Tekâsür Suresi 3. ayeti ne anlatıyor? Tekâsür Suresi 3. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tekâsür Suresi 3. Ayetinin Arapçası:

كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۙ

Tekâsür Suresi 3. Ayetinin Meali (Anlamı):

Hayır! Böyle yapmayın! Yakında bileceksiniz.

Tekâsür Suresi 3. Ayetinin Tefsiri:

Birinci âyette bulunan اَلإلْهَاءُ (ilhâ’), misafir etmek, gaflete yıkmak, faydasız şeylerle uğraştırarak esas yapılması gereken işlerden alıkoymaktır.

اَلتَّكَاثُرُ (tekâsür)’ün ise üç mânası vardır:

  İnsanın fazla şey almak için çalışmasıdır.

  İnsanların bereket almak için birbirleriyle yarışması ve birbirinin üzerine çıkmaya çaba göstermesidir.

  Çokluk ve bereket sebebiyle insanların birbirlerine kibirli davranmalarıdır.

Allah’ın rızâsına yerinde olması şartıyla birinci mânada “tekâsür” yasaklanmamıştır. İkinci ve üçüncü mânada olanların yasaklandığı anlaşılmaktadır. Bunları değerlendirdiğimiz süre âyette kötülenen “tekâsür”, sırf dünyevî düşüncelerle evlat, mal, mal varlığı ve saire gibi çokluğu ile övünülebilen şeyleri fazla bir tutkuyla tekrar tekrar çoğaltma yarışına girmek; bunların dinî ve uhrevî mesuliyetini hiç hesaba katmadan, helâl haram ayırımı yapmadan kendini daha fazla kazanma hırsına kaptırmak; bununla başkalarına aleyhinde böbürlenmektir.

“Nihâyet kabirleri ziyaret ettiniz” (Tekâsür 102/2) âyetine şu üç mâna verilebilir:

Birincisi; siz ölünceye dek mülk ve evlat çoğaltmakla oyalandınız. Buna kadar “kabirleri gezmek”, “ölüp kabre gömülmek” demektir. Nitekim Şakîk-i Belhî (k.s.), bir mezarlığın kenarından geçerken ibretle bakar ve yanındakilere:

“–Buradakilerin çoğu dünyada iken aldandıklarının farkına vardılar...” der.

“–Niçin?” diye sorduklarında ise:

“–Onlar hayattayken malım var, mülküm var, evim var, bineğim var, akrabam var, bağım-bahçem var zannetmezler miydi? Ama şu anda siz de görüyorsunuz oysa böylece değilmiş!..” diye cevap verir.

İknicisi; “Kabirleri ziyaret etmek”, kabirlerdeki ölüleri kutlamak, onların çokluğu ile bile övünmektir. Yani çoklukla övünç sizi pek oyaladı ki, ölüleri sayıp onlarla övünecek derecede fazla gittiniz.

Üçüncüsü; “Kabirleri ziyaret ettiniz” çağırmak, “fiilen kabirlere gittiniz” demektir. Nitekim bazı kimseler kabirlere gider, erkek akrabalarının kabirlerini göstererek, “İşte şu şu kabir bizimdir” çağırmak suretiyle onlarla övünürlerdi.

Bu davranışlar Allah’ı tanımamanın ve âhirete inanmamanın bir neticesidir. İnsan yaptığının yanlış ve bunun âhirette hesabının zorlama olacağını “yakinî, emin bir bilgiyle” bilse, aslâ böyle hatalara cür’et edemez. Bunları hemen terk eder.

عِلْمُ الْيَق۪ينِ  (ilmu’l-yakîn), “kesinlikle dürüst olan aklî ve naklî delillerin açıklama ettiği veri; gerçeğe tam yerinde olan ve içinde en minik bir şüphenin bulunmadığı veri” demektir. Allah, âhiret, hesap, cennet ve cehennem hakkında böyle bir data, insanı elbette bütün yanlış hal ve hareketlerden uzaklaştıracak ve onu İslâm çerçevesinde güzel bir kulluk hayatına yönlendirecektir.

Gerçek şu ama: 

Tekâsür Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tekâsür Suresi 3. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/tekasur-suresi-3-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html