Tekvir Suresi 10. ayeti ne anlatıyor? Tekvir Suresi 10. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tekvir Suresi 10. Ayetinin Arapçası:

وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْۙۖ

Tekvir Suresi 10. Ayetinin Meali (Anlamı):

Amel defterleri açıldığı süre,

Tekvir Suresi 10. Ayetinin Tefsiri:

    Nefisler eşleştirilecek. Ölümle birlikte bedenlerini terk eden ruhlar, mahşer günü baştan yaratılan bedenleriyle birleştirilecek. Ya Da herkes dünyada yaptığı amelleriyle orada buluşacak, ona kadar bir bünyeye kavuşacak ve ona kadar bir karşılık görecektir. Yoksa her bir insan inanç ve ameline yerinde bir gruba ilhak edilecektir. Yani mü’minler mü’minlerle, kâfirler kâfirlerle buluşturulacaktır. Nitekim Vâkıa sûresinde haber verildiğine göre o gün halk müziği “ashâb-ı meymene”, ashâb-ı meş’eme” ve “sabikûn” elde etmek üzere üç gruba ayrılacaklardır. (bk. Vâkıa 56/7-11)

    Günahsız yere diri diri toprağa gömülen kız çocuklarına, hangi günahları sebebiyle öldürüldükleri sorulacak. Câhiliye Araplarında böyle menfûr bir adet vardı. Bazan yokluk korkusuyla, bazan de namuslarına fazla düşkünlükleri nedeniyle kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi. (bk. Nahl 16/58-59) Günümüzde de farklı alanlara yönlendirilmiş sebeplerle, kürtaj ve güya yollarla çocuklar hemen şimdi doğmadan telef edilmektedir. İşte masum olarak öldürülen bu çocukların hesabının sorulacağı tehdidiyle, halk müziği bu fecaatten sakındırılmaktadır.

Kız çocuklarının diri diri gömülmesiyle alakalı nakledilen şu söylenti, en katı kalpleri bile hissiyata boğacak ve gözlerini yaşartacak keyfiyettedir:

Bir gün sahâbeden biri Resûlullah (s.a.s.)geldi ve şöyle dedi:

“Yâ Resûlallah! Biz câhiliye ehliydik. Putlara tapar, kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. Benim minik bir kızım vardı ve beni çok severdi. O Kadar ancak ben onu çağırdığım vakit sevincinden âdetâ uçar ve koşa koşa yanıma gelirdi. Birgün yeniden onu çağırdım, koşarak yanıma geldi ve beni takip etmeye başladı. Yürüdüm ve âilemize ait olan yakındaki bir kuyunun yanına vardım. Kızımın elinden tutarak onu kuyuya attım. Kulaklarıma gelen son sözleri «Babacığım, babacığım» diyen çığlıkları oldu.”

Bunları duyunca acınacak şey ummânı Efendimiz ağlamaya başladı ve gözlerinden yaşlar boşandı. Orada hazır bulunanlardan biri hâdiseyi anlatan zâta çıkışarak:

“–Be adam! Sen Resûlullah’ı üzdün!” dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz:

“–Mâni olmayın! O, kendisini hüzne garkeden ve tartı verdiği bir şeyi sormak istiyor” buyurdu ve o şahsa:

“–Anlattıklarını tekrar et!” dedi. Sahâbî sözlerini tekrarlayınca Resûlullah tekrar ağladı. Gözyaşları sakallarının üzerinden aktı. daha sonra ona:

“–Allah, müslüman olanların câhiliye döneminde yaptığı hatâları affetti. Şu Anda sen hayatına yeniden başla!” buyurdu. (Dârimî, Mukaddime 1)

Mahşer günü gerçekleşecek diğer duurmlar şöyle devam ediyor:

    Amel defterleri açılacak. İnsan dünyada yaptığı minik büyük her şeyin orada belirtilmiş olduğunu görecek. İyilere defteri sağından, kötülere ise solundan verilecek. (bk. Kehf 18/49; Hâkka 69/19-28)

    Gök sıyrılıp alınacak, insanın gözü önünden engeller kaldırılacak, bu nedenle gayb âleminin bakımlı gerçekleri açığa çıkacak, insanların cennet, cehennem, melek gibi gaybî varlıkları gerçek yönleriyle görüp tanınma imkânı doğacaktır. Nitekim bu mânaya göze çarpan olarak âyet-i kerîmede: “Doğrusu sen bundan derin bir gaflet içindeydin. Fakat şimdi gerçekleri görmeni engelleyen perdeni kaldırdık; bugün bakışların pek keskindir” (Kâf 50/22) buyrulur.

    Kâfirler için cehennem kızıştırılır, harlanır. İçine cehennemliklerin atılması için hazır ayla getirilir. (bk. Şuarâ 26/91; Nâziât 79/36)

    Cennet, dünyada iman, sâlih amel, ihlas ve ihsan ile Hakk’ın rızâsını şampiyon mü’minlere yaklaştırlır. Mü’minlerin girmesine hazırlanmış hâle getirilir. Mü’minlerde oraya girecek olmanın tatlı bir telaşı başlar. (bk. Şuarâ 26/90; Kâf 50/31)

Bu Nedenle her insan, dünyada iken âhireti için ne hazırlamış olduğunu bilir, gözleriyle görür. Sonuçlarıyla hakke’l-yakîn derecesinde karşılaşır. O halde o dehşetli günle karşılaşmadan evvel gerekli gelen tedbirlerin alınması zaruridir. Bunun yolu da şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm’in son ilâhî çağrı, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in de son davetçi olduğuna inanıp, onlara kayıtsız şartsız itaat etmekten geçer. Bu sebeple buyruluyor ama:

Tekvir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tekvir Suresi 10. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/tekvir-suresi-10-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html