Telaffuz ne aramak? Telaffuz kelimesinin anlamı nedir? Telaffuz kelimesine misal cümleler...

Telaffuz: Bir harf, hece ya da kelimeyi söylenmesi gerektiği şekilde seslendirme. Telafuz. Söz söyleme anlamlarına gelmektedir.

TELAFFUZ KELİMESİNE MISAL CÜMLELER

İlâhî irâde; İslâm dâvetinin dili, Allâh kelâmının tercümânı ve teblîğ vâsıtası olma şerefini, Arapça’ya bahşetmiştir. Tüm milletlerin dilleri arasında bir
mukâyese yapılacak olursa Arapça’nın, âhenk, sözcük yapısı ve türeyişi, fiil çekimleri ve telâffuz kâideleri gibi pek çok husûsiyetiyle öteki dillere fâik olduğu görülecektir. Arapça, en minik bir teferruâtı bile zâyî etmeksizin veciz ve veciz ifâdelere imkân veren bir lisandır. Lügat sahasındaki zenginliği sâyesinde bu lisân, her çeşit fikri, takdîre şâyan bir hassâsiyet ve zarâfetle ifâde edebilmektedir. On beş asırdır kâidelerinde herhangi bir değişikliğin olmaması, Arapça’nın, daha o zaman kararlılık kazanmış ve tekâmülünü tamamlamış bir lisan olduğunu gösterir. Bu hâliyle, yeryüzünde o zaman mevcut olan diller aralarında sâdece Arapça, ilâhî irâdeyi istiâb ve ifâde edebilecek bir genişlik ve mükemmeliyete sâhipti.

*****

Kur’ân’da mânâ gibi diksiyon169 da Cenâb-ı Hakk’a âittir. Onu hadîs-i kudsîden ayıran en esaslı fark budur. Bundan dolayıdır ancak Kur’ân metnine âit bir kelimeyi, yine Arapça olan bir başka kelimeyle değiştirmek; kasıtlı olarak yapılırsa kişiyi küfre götürür, hatâ olarak yapılırsa, mânânın emin derecede değişmesi nedeniyle birçok kere ibâdeti bâtıl kılar. Böyle kasti olmayan hatalı telâffuz veya kelime değişikliklerinin şer’î netîceleri hakkında âlimler fıkıh kitaplarında “zelletü’l- kârî” başlığı aşağıda o kadar fazla hükümler beyân etmişlerdir.

*****

Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmelerde şöyle buyurmuştur:

“Onlar, ayakta dururken, otururken ve yanları üstüne yatarken (yani aralıksız) Allâh’ı zikrederler, göklerin ve yerin yaratılışı üstünde tefekkür ederler ve: «Rabbimiz! Sen bunları gereksiz yere yaratmadın. Sen tüm eksik sıfatlardan münezzehsin. Bizi cehennem azâbından koru!
» (derler.)” (Âl-i İmrân, 191)

“...Bilesiniz ama kalpler, ama Allâh’ın zikriyle kolaylık bulur.” (er- Ra’d, 28)

Allâh’ı zikretmek, lafzatullâhı sadece dil ile telaffuz etmek değildir. Allah idrâk ve şuurunu kalbe nakşetmektir. Kalp ama bu şekilde tatmîn olur, rahat bulur. Allâh’a yakınlaşmanın insana verdiği saâdet, işte bu sûretle tezâhür eder.

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/telaffuz-ne-demek-telaffuz-anlami-nedir.html