Temayüz ne çağırmak? Temayüz kelimesinin anlamı nedir? Temayüz kelimesine örnek cümleler...

Temâ­yüz: Ken­di­ni gös­ter­me, siv­ril­me, ağırlık­sel­me anlamlarına gelmektedir.

TEMAYÜZ KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Allah Rasûlü (s.a.v) mürüvvet itibârıyla kavminin en üstünü, soy itibârıyla en şereflisi, ahlâk bakımından en güzeli idi. Komşuluk hakkına en ziyâde riâyet eden, hilim ve sadâkatte en üstün olan, insanlara kötülük ve ızdırap etmekten en uzaktan duran O idi. Hiç kimseyi kınayıp ayıpladığı, hiç kimseyle münâkaşa ettiği görülmemişti. Güzel ahlâkı ile bütün insanlar aralarında temâyüz ediyordu. Cümbür Cemaat O’nu iyilik ve hoş davranışlarıyla tanıyor ve derin saygı ediyordu.,

*****

Evlenmeyi yalnız şehvet cihetinden mutâlaa etmeye alışmış basit ve sığ idrâkliler, Peygamberimiz’in evliliklerinin hakîkatini kavramaktan âcizdirler. Zihinlerini ve kalplerini nefsânî temâyüllerle dolduranların verecekleri hileli ve ahmakça hükümler, kendi karanlık dünyâlarının aksinden ibârettir. Zîrâ, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in evlilik hayâtının gençlik ve zindelik dönemine rastlayan birincil 24 senesi, yalnız Hazret-i Hatîce -radıyallâhu anhâ- vâlidemiz ile geçmiştir. Ondan sonraki evlenmeleri ise tamâmen birtakım İslâmî, siyâsî ve ictimâî gâyelere mebnî idi. Bunların çoğu, kendisinden ihtiyar ve dul hanımlardı. İçlerinde bâkire ve genç olarak evlendiği yalnız Hazret-i Âişe - radıyallâhu anhâ- idi. Bunun sebebi de, hanımlara âit fıkhî meselelerin sâbit ve zâhir olmasını temin etmekti. Doğrusu de o, zekâsı ve firâsetiyle kadınlara âit şer’î meseleleri mükemmel bir sûrette kavramış ve Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in vefâtından daha sonra uzun yıllar muammer olarak müslüman kadınları bu bilgilerle irşâd etmiş, şer’î ahkâmın bir kısmının sağlam temellerinden birini teşkîl etmiştir. Sahâbe aralarında temâyüz etmiş yedi fakîhten biri olduğu için kadınlar aralarında fıkıh ilmi daha fazla onunla yaygınlaşmıştır.

*****

Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm- birtakım hükümler getirmişti. Hazret-i Dâvud - aleyhisselâm- Allâh’a duâ ve münâcâtları tegannî etmekle temâyüz etmişti. Hazret-i Îsâ - aleyhisselâm- insanlara mekârim-i ahlâkı (hoş ahlâkı) ve zühdü bilgi vermek için gönderilmişti. İslâm Peygamberi Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ise, bunların cümlesini getirdi: Hükümler koydu. Nefsi tezkiye edip berrak bir kalp ile Allâh’a duâyı öğretti. En güzel ahlâkı bildirdi ve yaşayışı ile numûne oldu. Fânî dünyânın yaldızlı süslerine aldanmamayı tavsiye buyurdu. Özet Olarak, tüm peygamberlerin salâhiyet ve vazîfelerinin amâmı O’nda bir araya geldi. Nesep ve nezaket asâleti, cemâl ve kemâl saâdeti, her zaman O’nda toplanmıştı.

*****

Sekizinci Osmanlı pâdişâhıdır.

Küçük yaştan itibaren büyük bir ihtimamla yetiştirilmiş, henüz yedi yaşında iken Hadım Ali Paşa’nın nezâretinde Amasya vâliliğine tâyin edilmiştir. Böylece üstün bir devlet adamı olarak yetiştirilmesi sağlanmıştır.

2. Bâyezîd Han, üstün bir devlet adamı olduğu gibi, bununla birlikte artist bir huy ve şahsiyete de sahipti. Bestekâr, şâir ve hattat olarak da temâyüz etmiştir.

 

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/temayuz-ne-demek-nedir-anlami-kisa.html