«–Ey Ebû Zer! Uhud Dağı benim için altın ve gümüş olsa hepsini Allah yolunda infâk ederim, öldüğüm gün ondan bir kırat bile kalmasını istemem” hadisini nasıl anlamalıyız? Osman Nuri Topbaş Hocaefendi açıklıyor.

“UHUD DAĞI BENİM İÇİN ALTIN VE GÜMÜŞ OLSA HEPSİNİ ALLAH YOLUNDA İNFÂK EDERİM”

Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, her zaman ve her durumda dünyanın tutku u safâsından uzaktan durmuş, dâimâ âhiret hayatını îmâr etme gayreti içinde olmuştur.

Ebû Zer radıyallâhu anh şunları nakleder:

“Bir keresinde Rasûlullah’ın yanında bulunuyordum. Elimden tuttu ve:

«–Ey Ebû Zer! Uhud Dağı benim için altın ve gümüş olsa hepsini Allah yolunda infâk ederim, öldüğüm gün ondan bir kırat bile kalmasını istemem.» buyurdu. Ben:

«–Yâ Rasûlâllah! Bir kırat mı yahut bir kantar mı bırakmazdın?» diye sordum.

«–Ey Ebû Zer! Ben aza indiriyorum, sen çoğa kaçıyorsun. Ben âhireti istiyorum, sen dünyayı soruyorsun! Bir kırat bırakmazdım, bir kırat, bir kırat!» diyerek üç defa tekrarladı.” (Heysemî, X, 239)

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/uhud-dagi-benim-icin-altin-ve-gumus-olsa-hadisi.html