Vâkıa Suresi 25. ayeti ne anlatıyor? Vâkıa Suresi 25. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Vâkıa Suresi 25. Ayetinin Arapçası:

لَا يَسْمَعُونَ ف۪يهَا لَغْوًا وَلَا تَأْث۪يمًاۙ

Vâkıa Suresi 25. Ayetinin Meali (Anlamı):

Orada ne bir abes, mânasız söz işitirler, ne de günaha sokacak bir söz.

Vâkıa Suresi 25. Ayetinin Tefsiri:

İmân-ı kâmil, sâlih ameller ve hayırlı işlerle Allah’a tamamen yakınlaşmış bulanan “sâbikûn” zümresine “mukarrebûn” ünvanı verilir. Bunların birçok daha önce gelip geçmiş ümmetlerden, az bir kısmı da sonraki ümmetlerden olacaktır. Çünkü önce gelip geçen peygamberlerin ve onlarla beraber hakkın mücâdelesini veren seçkin mü’minlerin bu zümreden olacağında şüphe yoktur. Benzer şekilde Resûlullah (s.a.s.)’in ve İslâm’ın yaşanıp bütün dünyaya yayılmasında koskocoman fedakârlıklar belirten ashâb-ı kirâmın bu zümrenin içinde oldukları şüphesizdir. Nitekim âyet-i kerîmede: “Muhâcir ve ensardan iman, amel, Allah yolunda infak ve cihadda öne geçen ilkler” övülmektedir. (bk. Tevbe 9/100) Bir görüşe kadar de bunların çoğu, İslâm’ın ilk devirlerinden, az bir kısmı ise son devirlerinden olacaktır. Her iki ihtimale kadar de bizim o seçkin zümreye girebilmek için somut-manevî gücümüzün son noktasına değin Allah’ın dinini öğrenme, öğretme, yaşama ve yaşatma yolunda tarifi imkânsız bir büyüklük ve fedakârlıkla hareket etmemiz gerektiği anlaşılmaktadır. Sıradan bir kulluk ile yok “sâbikûn” grubuna girebilmek, “ashâb-ı meymene”den edebilmek bile zordur.

Öğretmen Ahmed Yesevî (k.s.) ne güzel tavsiye verir:

“Himmet kor’un can biliğa muhkem çalmaz

Mâsivânı muhabbetin özdin salmay

Göz yaşını nisâr iylâp zârın itmay

Esrâr yolun merdanlardın bilse bolmas.” 

“Bir insan; himmet kuşağını beline dürüstçe sarmaz, dünya sevgi ve bağlılığını kalbinden çıkarıp atmaz, Allah yolunda göz yaşları dökerek ağlamazsa, o adama Allah’a yakınlık sırlarının yolunu en büyük şeyhler, mürşitler bile açsa yeniden yürüyüp gâyeye eremez. Sırr-ı ilâhîye dışarı giden yolda acemi deneyimsiz bakınır, yollarda kalır.”

Ama büyük bir gayretle bu seçkin, tâlihli ve bahtiyâr zümreye katılabilenlere cennette şu nimetler ihsan edilecektir:

    Bunlar her türlü nimetlerle donatılmış cennetlere yerleştirilirler.

    Altın, inci, ipekli, yakut, elmas gibi değerli mücevherlerle işlenmiş ve birbirine yakın dizilmiş son derece hoş koltuklar üzerinde yüzleri birbirine bakacak şekilde müşterek otururlar. Biri diğerinin sırtını görmez.

    Hiç değişmeyecek, güzellikleri hiç bozulmayacak baki gençler, durmadan akıp dışarı giden meşrubat gözesinden doldurulmuş testilerle, sürahilerle, ibriklerle ve kadehlerle cennetliklerin çevresinde dolaşırlar. Onlara defalarca kadeh sunarlar. Ama bu içecekten içenlerin ne başları ağırır ne de akılları gider. Cennet içeceği müsamaha verir, lakin sarhoş etmez. İnsanın aklını alıp saçmalıklara sürüklemez. Yoksa bu içeceği içmekle sızıp ağızlarından, burunlarından salyalar akmaz.

    İstedikleri, seçip beğendikleri türlü türlü meyveler, canlarının çektiği kuş etleri…

    Hiçbir elin değmediği, üzerine tozun düşmediği, bu sebeple son derece saydam ve aydınlık olan, sedefinde sarmalanıp gizli inciler misâli iri hoş gözlü hûriler…

    Mü’minler cennette hiçbir manâsız söz, yalan, gıybet, bühtân, kınama, itham, alay ve aşağılama duymazlar.

Fena bir toplum içinde yaşamış mânevîyat ehli, selim tabiatlı insanlar, Allah Teâlâ’nın cennette mü’minlere va‘dettiği bu nimetin ne değin büyük bir nimet olduğunu gayet iyi bilirler. Mü’minler orada sadece “selâm, selâm” sözü duyarlar. Birbirlerine selâm verirler, esenlik dilerler, her zaman uzlaşma içinde bulunurlar, aralarında en ufak bir kırgınlık ve pürüz olmaz. Dostlukları günden güne ziyâdeleşir. Dahası Allah Teâlâ’nın ve meleklerin verdikleri selamı duyarlar, aldıkları manevî hoşgörü arttıkça artar.

Derhal sıra ashâb-ı yeminde:

Vâkıa Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Vâkıa Suresi 25. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/vakia-suresi-25-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html