Vâkıa Suresi 77. ayeti ne anlatıyor? Vâkıa Suresi 77. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Vâkıa Suresi 77. Ayetinin Arapçası:

اِنَّهُ لَقُرْاٰنٌ كَر۪يمٌۙ

Vâkıa Suresi 77. Ayetinin Meali (Anlamı):

Kuşkusuz o, çok değerli, pek şerefli bir Kur’an’dır.

Vâkıa Suresi 77. Ayetinin Tefsiri:

Kur’ân-ı Kerîm’in bir vasfı olarak كَر۪يمٌ (kerîm) şu mânaları ifade eder:

  Çok onurlu, yüce ve övgüye layık,

  Yardımsever ve feyizli. Çünkü o, dünya ve âhirete ait o kadar çok mühim bilgilerin esaslarını ihtiva etmektedir.

  Gayet güzel, güzel, tekrîm ve ihtirama değer.

  Allah Teâlâ katında mükerrem; değerli, onurlu.

Kur’ân-ı Kerîm, Kitâb-ı Meknûn’dadır. اَلْمَكْنُونُ (meknûn), “korunmuş, saklanmış” demektir. Bu kitap’tan gaye Levh-i Mahfûz’dur. İşte Kur’an, hiç kimse el değmesin, zayi edilmesin, kirletilmesin, lekelenmesin ve muhafaza edilsin diye böyle bir kitapta saklanmaktadır. Dünyada Kur’ân-ı Kerîm’in yazıldığı Mushaf-ı şerifler de, aslına uygun tarzda böyle mahfuz tutulmalıdır.

bununla birlikte, “Tertemiz olanlardan başka biri ona dokunamaz” (Vâkıa 56/79) âyet-i kerîmesi iki önemli hususu dikkatlerimize sunmaktadır.

Birincisi; Kur’ân-ı Kerîm’in Levh-i Mahfuz’da bulunuşu ve oradan melekler kadar alınıp Peygamberimiz (s.a.s.)’e indirilişi safhalarında cinlerin ve şeytanların onunla hiçbir teması, müdahalesi ve ilgisi olmamıştır. Sadece vazifeli melekler onu alıp en belli yollarla Resûlullah (s.a.s.)’in kalbine indirmişlerdir. Melekler için اَلْمُطَهَّرُونَ  (mutahharûn) ifadesinin kullanılmasının sebebi ise, Cenâb-ı Hakk’ın onları her türlü kötülükten temizlenmiş varlıklar kılmış olmasıdır. Bu izaha göre âyet-i kerîme, “Kur’ân-ı Kerîm’i Muhammed’e Allah değil de, cinler ve şeytanlar getiriyorlar” diye iddiada bulunan kâfirlere bir cevaptır. Nitekim bu hususta diğer bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Bu Kur’an’ı şeytanlar indirmemiştir. Bu onların yapabileceği bir meslek değildir; isteseler de buna güçleri yetmez. Çünkü onlar vahyi dinlemekten tamâmen menedilmişlerdir.” (Şuarâ 26/210-212)

İkincisi; Kur’ân-ı Kerîm Resûlullah (s.a.s.)’e indirimli, binlerce hafızlar tarafından ezberlenmiş, mushaflara yazılı ve bir harfi bile bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. O, Allah kelâmıdır ve mü’minler için fazla onurlu ve yüce bir kitaptır. Dolayısıyla âyet-i kerîme, Mushaf-ı Şerif’lere, Kur’an âyetlerinin yazıldığı sayfalara dokunmakla alakalı da bir düzenleme yapmaktadır. “Taharetsiz lekeli eller ona dokunmasın, oysa somut ve manevî pislikten taharetle arınmış, imanlı ve abdestli kimseler dokunsun” buyurmaktadır. Dolayısıyla Hanefi mezhebi bu âyet-i kerîme ve ilgili hadis-i şeriflerden hareketle, “cünüp olanın ezber ya da yüzünden katiyen Kur’ân-ı Kerîm okuyamayacağı ve abdestsiz olanın da ezbere Kur’an okuması caiz olmakla birlikte Mushaf-ı Şerif’e dokunamayacağı” hükmünü çıkarmıştır.

Kur’lahza bu değin yüksek bir değere sahip olmakla birlikte:

Vâkıa Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Vâkıa Suresi 77. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/vakia-suresi-77-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html