Vâkıa Suresi 79. ayeti ne anlatıyor? Vâkıa Suresi 79. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Vâkıa Suresi 79. Ayetinin Arapçası:

لَا يَمَسُّهُٓ اِلَّا الْمُطَهَّرُونَۜ

Vâkıa Suresi 79. Ayetinin Meali (Anlamı):

Tertemiz olanlardan başka biri ona dokunamaz.

Vâkıa Suresi 79. Ayetinin Tefsiri:

Kur’ân-ı Kerîm’in bir vasfı olarak كَر۪يمٌ (kerîm) şu mânaları ifade eder:

  Fazla şerefli, yüce ve övgüye değerinde,

  Yararlı ve feyizli. Çünkü o, dünya ve âhirete ait böylece fazla mühim bilgilerin esaslarını ihtiva etmektedir.

  Gayet güzel, güzel, tekrîm ve ihtirama bedel.

  Allah Teâlâ katında mükerrem; kıymetli, onurlu.

Kur’ân-ı Kerîm, Kitâb-ı Meknûn’dadır. اَلْمَكْنُونُ (meknûn), “korunmuş, saklanmış” demektir. Bu kitap’tan gaye Levh-i Mahfûz’dur. İşte Kur’an, hiç kimse el değmesin, zarar edilmesin, kirletilmesin, lekelenmesin ve muhafaza edilsin diye böyle bir kitapta saklanmaktadır. Dünyada Kur’ân-ı Kerîm’in yazıldığı Mushaf-ı şerifler de, aslına yerinde tarzda böyle mahfuz tutulmalıdır.

bununla beraber, “Tertemiz olanlardan başkası ona dokunamaz” (Vâkıa 56/79) âyet-i kerîmesi iki önemli hususu dikkatlerimize sunmaktadır.

Birincisi; Kur’ân-ı Kerîm’in Levh-i Mahfuz’da bulunuşu ve oradan melekler tarafından alınıp Peygamberimiz (s.a.s.)’e indirilişi safhalarında cinlerin ve şeytanların onunla hiçbir teması, müdahalesi ve ilgisi olmamıştır. Yalnızca vazifeli melekler onu alıp en kesin yollarla Resûlullah (s.a.s.)’in kalbine indirmişlerdir. Melekler için اَلْمُطَهَّرُونَ  (mutahharûn) ifadesinin kullanılmasının sebebi ise, Cenâb-ı Hakk’ın onları her türlü kötülükten temizlenmiş varlıklar kılmış olmasıdır. Bu izaha kadar âyet-i kerîme, “Kur’ân-ı Kerîm’i Muhammed’e Allah değil de, cinler ve şeytanlar getiriyorlar” diye iddiada yer alan kâfirlere bir cevaptır. Nitekim bu hususta başka bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Bu Kur’an’ı şeytanlar indirmemiştir. Bu onların yapabileceği bir meslek değildir; isteseler de buna güçleri yetmez. Çünkü onlar vahyi dinlemekten tamâmen menedilmişlerdir.” (Şuarâ 26/210-212)

İkincisi; Kur’ân-ı Kerîm Resûlullah (s.a.s.)’e indirimli, binlerce hafızlar kadar ezberlenmiş, mushaflara yazılmış ve bir harfi bile bozulmadan günümüze değin gelmiştir. O, Allah kelâmıdır ve mü’minler için fazla şerefli ve yüce bir kitaptır. Dolayısıyla âyet-i kerîme, Mushaf-ı Şerif’lere, Kur’an âyetlerinin yazıldığı sayfalara dokunmakla alakalı da bir düzenleme yapmaktadır. “Taharetsiz lekeli eller ona dokunmasın, ancak fiziksel ve manevî pislikten taharetle arınmış, imanlı ve abdestli kimseler dokunsun” buyurmaktadır. Dolayısıyla Hanefi mezhebi bu âyet-i kerîme ve ilgili hadis-i şeriflerden hareketle, “cünüp olanın ezber veya yüzünden asla Kur’ân-ı Kerîm okuyamayacağı ve abdestsiz olanın da ezberden Kur’an okuması caiz olmakla birlikte Mushaf-ı Şerif’e dokunamayacağı” hükmünü çıkarmıştır.

Kur’lahza bu değin yüksek bir değere sahip olmakla birlikte:

Vâkıa Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Vâkıa Suresi 79. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/vakia-suresi-79-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html