Hadisi şerifte Hz. Muaz'ın (r.a) sorularına karşı Peygamber Efendimiz nasıl yanıt veriyor? “Ya hayır söyle ya sus” hadisi şerifini nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hayır konuşmanın fazileti ve önemi nedir?

Bir gün Rasûlullah Efendimiz devesinin üzerinde, arkadaşları da O’nun önünde yürüyorlardı. Muâz bin Cebel:

“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Sen’i rahatsız etmeyeceksem, yanına yaklaşmama müsade verir misin?” diye sordu. Efendimiz:

“–Yaklaş, yaklaş!” dedi. Yan yandan ilerlemeye başladılar. Hazret-i Muâz:

“–Canım Sana fedâ olsun, yâ Rasûlâllah! Cenâb-ı Mevlâ’dan niyâzım, bizim emânetimizi Sen’den önce almasıdır. Allah göstermesin, eğer Sen bizden önce vefât edersen, Sen’den sonradan hangi ibadetleri yapalım?” diye sordu.

Rasûlullah Efendimiz bu soruya yanıt vermedi. Bunun üstüne Muâz:

“–Allah yolunda cihâd mı edelim?” diye sordu. Efendimiz şöyle buyurdu:

“–Allah yolunda cihâd çok hoş şeydir; ama ırk için bundan daha şanslı ameller vardır.”

“–Yani oruç yetişmek, zekât tahsis etmek mi?”

“–Oruç yetişmek, zekât saptamak de güzeldir.”

Muâz, bu minvâl üzere insanoğlunun yaptığı bütün iyilikleri sayıp döktü. Rasûl-i Ekrem her defasında:

“–İnsanlar için bundan daha hayırlısı vardır.” diyordu. Hazret-i Muâz:

“–Anam, babam Sana kurban olsun yâ Rasûlâllah! İnsanlar için bunlardan daha hayırlı ne olabilir?” diye sordu. Yani hepsini döktüm, saydım dedi.

Efendimiz ağzını gösterdi:

“–Hayır konuşmayacaksan sus.” buyurdu. Muâz:

“–Yâ Rasûlâllah! Konuştuklarımızdan dolayı hesâba mı çekileceğiz?” diye sordu.

Bunun üzerine Rasûlullah Efendimiz, Muâz’ın dizine hafifçe dokundu, şunları söyledi:

“–Allah hayrını versin Muâz! İnsanları yüzüstü Cehennem’e sürükleyen, dillerinin söylediğinden başka nedir ki? Kim Allâh’a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya yararlı laf söylesin veya sussun, zararlı laf söylemesin!..” (Hâkim, IV, 319/7774)

"YA HAYIR SÖYLE VEYA SUS" HADİSİNİN AÇIKLAMASI

"Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Allah'a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin veya sussun." (Buhârî, Edeb 31, 85, Rikak 23)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

 Nevevî, konu başlığında her ne dek önce gıybetin haram olduğunu sonradan dili koruma gereğini zikretmiş ise de, konuyla ilgili hadisleri sıralarken bunun bütün somurtkan bir uygulama yapmış, önce dilin korunmasına sonra gıybete dair hadislere yer vermiştir. Gerçekte uygun olan da budur. Çünkü önce genelde dilin korunması ve onun önemi anlatıldıktan daha sonra gıybet ve gıybetin zararlarından söz etmek daha mâkul, mantıklı ve kavranabilir bir uygulamadır.

Allah'a ve âhiret gününe inanan kimselerin engin bir mesuliyet duygusu taşıdığı açıktır. Hepimizin bildiği gibi disiplin, âhiret sorumluluğu ile yakından alâkalıdır. Hesaba, cezâ ve mükâfata inanmış bir insan, hesap günü mahcup olmamak için ilk kez diline sahip olacak ve hayatını daha titiz yaşayacaktır. Hadisimizde işte bu temel gerçeğe dikkat çekilerek, dili korumanın, ya hayır söylemek ya da sükût etmek gibi iki yolu olduğu bildirilmektedir. Her mükellef insanın, iyilik ve hayır olduğu açıkca belli olan sözlerin dışındaki bütün sözlerden dilini koruması yerinde olur. Hatta yerine tarafından konuşmanın ve susmanın eşit bir durum arzetmesi halinde, susmak sünnettir. Çünkü Nevevî'nin de işâret ettiği gibi, mübah bir söz bile bazan haram  ya da  mekruh bir durumla neticelenebilir. Halkımızın "Korkulu rüya görmektense açıkgöz durmak yeğdir" dediği gibi, böyle olası bir tehlikeden uzaktan kalabilmek için sükût etmek daha akıllıca olur.

Şuna da işâret edelim ki, hayır anlatmak  veya sükut eylemek, imanın aslının değil, olgunluğunun göstergesidir. Hadisimizin ifadesi, ya doğru konuşmak veya susmak konusuna son derece uyarı edilmesini tenbih maksadına yöneliktir.

"Allah'a ve âhiret gününe inanan" diye başlayan daha bir çok hadis bulunmaktadır(Bk. Ali el-Kaarî, Mirkâtu'l-mefâtîh, VIII, 70). Bu, Resûl-i Ekrem Efendimiz'in bir eğitim ve irşad üslûbudur. Bu üslûbun, ehemmiyetine binâen dilin korunması konusunda da kullanıldığını görmekteyiz.

Bu hadis 707 numara ile daha önce de geçmiştir.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir?
Peygamber Efendimiz konuların özelliklerine kadar üslûb kullanır. Hayır anlatmak ya da sükut eylemek, müslümanın ağız disiplinin gereği ve iman bakımından olgunluğunun göstergesidir. Konuşmanın ya da susmanın hangisi uğurlu ise, onu gerçekleştirmek gerekir. Denklik halinde susmak sünnettir." (Kaynak: Erkam Yayınları, Riyasizssalihin)

Hoş Söz Söylemenin Hikmeti

Konuşmanın Önemi Nedir?

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/ya-hayir-soyle-ya-sus-hadisi.html