“Yedi şey gelip çatmadan iyi işler yapmaya bakın” hadisini nasıl anlamalıyız?

Ebû Hüreyre’den radıyallahu anh rivayet edildiğine kadar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Yedi şey gelip çatmadan iyi işler yapmaya bakın. Yahut siz insana görevlerini unutturan fakirlikten, azdıran zenginlikten, halsiz bırakan hastalıktan, bunaklaştıran ihtiyarlıktan, birden yakalayan ölümden, gelmesi beklenen şeylerin en fenası deccâlden, belâsı daha büyük ve daha acı olan kıyametten diğer bir şey mi gözlüyorsunuz?” (Tirmizî, Zühd 3)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Peygamber Efendimiz bu hadisinde, insanların muhtelif sıkıntılarla sınav edileceğini belirtmekte ve bu imtihan sorularından yedisine sinyâl etmektedir. Dünyanın bir test yeri olduğunda şüphe yoktur. Farklı Alanlara Yönlendirilmiş denemelerden geçmeden Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna ulaşmak olası değildir.

Muhtelif âyet-i kerîmelerde belirtildiğine kadar, insan “iman ettim” demekle kuytu bırakılmayacak, mutlaka bir denemeden geçecektir. (Ankebût sûresi, 2) Birazcık nefret edilen şey, azıcık açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden azaltma yapılmak suretiyle yâni yokluk ile sınav edilecektir. (Bakara sûresi, 155) Zenginlik ve çoluk çocuk da birer imtihan vesilesidir. (Enfâl sûresi, 28)

7 ŞEY GELMEDEN ÖNCE ACELE EDİN

Hadisimizde işte bu imtihan şekillerinden yedisine sinyâl edilmektedir:

Bunlardan birincisi yokluktir. Kendisinin ve çocuklarının karnını beslemek, gerekli ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalan kimse kendisini işe öylesine verebilir fakat, hâtırına ne ibadet görevi ne de âhiret hazırlığı gelebilir. İnsan böyle bir gaflete düşebileceğini hatırından çıkarmamalı ve fırsat elde iken zamanını iyi değerlendirmelidir. İkinci bir imtihan şekli insanı azdıran ve her tarafta çıkaran zenginliktir. Mânevî yönü güçsüz olan kimseleri, para ve mal varlığı her tarafta çıkarabilir. Onları keyfince yaşamaya, gününü gün etmeye, dinin yasaklarına aldırmamaya özendirme edebilir. Nefse güzel gelen bu işleri yerine getirmek ne kadar günahsa, elindeki serveti  yerli yerince kullanmamak, zekât ve sanki sorumlulukları yerine getirmemek de aynı şekilde günahtır. Üçüncüsü insanı bitkin bırakan hastalıktır. Rahatsızlık bedenî olabilir, aklî olabilir. Bir yeri ağrıyıp sızlayan kimse, Allah’a ve insanlara karşısında görevini yapacak mecâli kendinde bulamayabilir. Şâyet hastalık aklî ise, Allah korusun, o zaman da insan, yapması gereken görevleri olduğunu bile düşünemez. Dördüncü sınav şekli, insanı bunaklaştıran ihtiyarlıktır. Böyle bir imtihana yakalanan ihtiyarlar, sağlıklı düşünme melekesini yitirirler. Nerede ne söylenmesi ve nasıl davranılması gerektiğini bilemezler. Âdetâ tekrar çocukluk çağına inerler. İşte bu sebeple insan yarın ne hallere düşebileceğini hesap etmeli ve sağlığını iyi değerlendirmelidir. Beşincisi aniden yakalayan ölümdür. Günahlarımı ileride affettirmeye çalışırım; yaş kemâlini bulunca namaza, niyâza başlarım diye kendini avutan kimse, tövbe etmeye bile fırsat bulamayabilir. Hatta borcunu, harcını söylemeye, vasiyetini yapmaya bile zamanı kalmayabilir. Bu sınav şekli ne saydıklarımıza, ne sayacaklarımıza aynı. Dünyaya gelen hiç kimse bu sonuçtan kurtulmamıştır. Vefat düşüncesi, bizi daha açıkgöz ve itinalı olmaya sevk eder. Altıncısı deccâlin tuzağına düşmektir. Deccâl ile karşılaşmak, imtihan şekillerinin en çetinidir. Ondan sadece Allah Teâlâ’nın koruduğu bahtiyarlar kurtulacaktır. Çünkü deccâl, insanları ayartmak ve kendisinin ilâh olduğuna inandırmak için pek hârika şeyler gösterecektir. “Ben ancak gördüğüme inanırım” diyerek dine ve dinî düşünceye iltifat etmeyen kimseler, acaba görecekleri o akıllara durgunluk verecek gözbağcılıklar aleyhinde ne yapacaklar? Cenâb-ı Adalet bizleri onun şerrinden muhâfaza buyursun. Yedinci sınav şekli, yukarıda sayılanlara göre belâsı daha büyük ve daha acı olan kıyamettir. Kıyamet, hiçbir acı, hiçbir elem ve kederle ölçülemeyecek dek dehşet bir olaydır. Kur’ân-ı Kerîm’deki kıyamet tasvirleri bunu tüm açıklığıyla göstermektedir. Bu sebeple kıyametin koptuğu süre hayatta olanlar, en çetin imtihana uğrayacaklardır. Mevlâm bizleri bu fenâ âkıbetten de korusun (Âmin).

Hadisten Öğrendiklerimiz

Sağlığı ve manâsız zamanı en büyük fırsat bilmeli, bunları âhirete yatırım yaparak değerlendirmelidir. Aşırı derecede fakirlik, zenginlik, hastalık ve ihtiyarlık iyi işler yapmaya imkân bırakmaz. Az Önce bunlarla sınav edilmeyenler, zamanlarını iyi kullanmalıdır. Ölümden kurtuluş olmaması, ibret almak için tatmin edici bir sebeptir. Deccâli ve kıyameti görmek imtihanların en çetinidir. Bunların her lahza gelmesi de mümkün olduğuna kadar, oyalanmaktan vazgeçmelidir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ŞU YEDİ ŞEY GELMEDEN HAYIRLI İŞLER YAPMAKTA TELAŞ EDİN

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/yedi-sey-gelip-catmadan-iyi-isler-yapmaya-bakin-hadisi.html