MHP grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından satırbaşları şöyle,

"Türkiye ekonomisinin gerek duyduğu yapısal reformları hayata geçirerek kriz severleri şaşkına çevirebiliriz. Dövizdeki artıştan istifade eden kaymak tabaka ülkesi ve milleti için fedakarlık yapsın. Türkiye'nin böylesi döneminde bende varım desinler. Reel sektörün dış borcu korku salmaktadır. Sorunlar ağırdır. Ekonomideki sorunlar hepimizi ilgilendirmektedir. Türkiye ekonomisini tedavi etmek, hep birlikte fedakarlık şemsiye altına girmek tek seçenektir. Küresel sermaye Türkiye'nin siyasal parametrelerine odaklanmıştır. Pes etmeyeceğiz, etmemeliyiz. Milli paramızın namusunu müdafa etmeliyiz. Hükümet Türk lirasının güçlenmesi için aldığı karar ve tedbirleri derinleştirmelidir. Kararlı durursak hep birlikte bir millet olduğumuzu unutmassak helal lokmamızı gaspetmeye kimse cesaret etmeyecektir."

BATI'YA RAĞMEN TERÖRLE MÜCADELE DEVAM EDECEKTİR
"Sınır ötesine devam eden operasyonlar kesinlikle ara verilmeden devam etmelidir. Türk milleti varlığını ve egemenlik haklarını savunurken ağır bedeller ödemektedir. Şehit haberlerimiz gelmiştir. Milletçe bir kez daha yandık. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Halen tedavi altında bulunan yavrularımıza acil şifalar diliyorum. Mücadelemiz gerekirse Türk milletinin son ferdine kadar devam etmelidir. Karşımızda sadece terör örgütleri değil, kiralık örgütler aracılığı ile fitne odakları fırlatanlar vardır. Sahte demorkasi bekçileri, canileri silahlandırıp kışkırtarak Türkiye'ye karşı kullanmakta ve sonrada insan haklarından bahsetmektedirler. Batı'ya rağmen terörle mücadeleye devam etmeliyiz. Bağımsızlığımızda gözü olan varsa gözünü çıkarmayı biliriz. Komşu coğrafyalar allak bullaktır. Haşdi Şabi PKK ile ortaktır. PKK Murtaza Ali dağına namertçe adını yazmıştır. 98 gündür Fırat Kalkanı devam ediyor. Bu harekatta 18 vatan evladımız şehit olmuştur. Terör örgütleri kaynağında yok etmek için olağanüstü bir çaba sarfetmektedir."

SURİYE YANAN ATEŞE BENZİN DÖKÜYOR
"TSK, askerlerimizi şehit eden katil uçakların Suriye rejimine ait olduğu kanaatine varmıştır. Hava desteği sayesinde karadan ilerleyen TSK veÖSO El Bab'a yaklaşmışlardır. El Bab'ın teröristlerden temizlenmesi için gerekli çaba sarfedilmektedir. El Bab stratejik bir noktadır. Türk vatanının Halep ve Şam'a açılan kapısıdır. Buranın kontrol altına alınması bölgesel denklemin yeniden kurulması demektir. Eğer El Bab alınırsa peşinden Menbiç alınacak ve PYD YPG'ye ağır darbe vurulacaktır. Suriye'nin saldırı ve provokasyonları yanan ateşe benzin dökmektedir. Türkiye'nin güvenliği için terör örgütleri ile mücadele edilmektedir. Esasen Şam yönetimi El Bab'ı kullanmaktadır. Esed, Halep'te katliam yapmaktadır. Son günlerde Halep'e düzenlenen saldırılarda 600'ü aşkın sivil katledilmiştir. Halep'te cinayet vardır. Halep'in ölüme terkedilmesi mili haysiyetimizin sükutu tarihimize yüz çevirmektedir. Esed bir yandan Türkiye'nin sabrını test etmekte, bir yandan terör örgütlerine destek olmuştur. Halep'ten yeni bir göç tufanı an meselesidir. Güney sınırlarımızda çizilmek istenen ihanet sınırlarına asla izin verilmemelidir."

AP KİME NE ANLATIYOR? NE KONUŞUYOR?
"24 Kasım'da AP'nin aldığı karar tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. 15 Temmuz'da Türkiye'yi görmeyen zihniyet lafta yürüyen müzakerelerin durdurulması için tavsiye kararı almıştır. AP'nin bu kararının hukuki bağlayıcılığı yoktur. Bu sakat karar AB'nin samimiyetsiz tavrının yeniden dışa vurumudur. Aralık ayında toplanacak olan konsey bu kararı terkrar görüşecektir. Ülkemizdeki OHAL uygulaması eleştirilmiştir. Bu bir tehdit ve korkutma teşebbüsüdür. AP madem idam cezası istemiyor o zaman yarından tezi yok AK Parti idam cezası ile ilgili kanun teklifini meclise taşımalıdır. El mi yaman bey mi yaman gösterelim. Yaşlı kıta temsilcilerine ispat edelim. OHAL'i eleştirirken hiç utanmıyorlar mı? AP kime ne konuşuyor, ne anlatmak istiyor. Haçlı kafilesinin son kalıntılarına bu toprakları bırakacak mıydık? Bu ne utanmazlıktır? PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi terör örgütlerine zırh oluyorlar. Terör örgütlerine vatanı peşkeş çekseydik övgülerden başımızı kaldıramayacaktık. AB müzakerelerinin ne tadı ne de tuzu kalmıştır. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi kendi yolunu çizebilir. Şartlar oluşursa bizim de kapıları açmak en doğal hakkımızdır. İnsanların seyahat özgürlüğünü engellemenin manası olmayacaktır. Türkiye'nin egemenlik hakkı vardır. Avrupa kaderimiz değildir. Biz AB'ye muhtaç olmadığımız gibi Şanghay meraklısı da değiliz. Türk'üz, Türkçüyüz; Turan'ın sevda ve hedefindeyiz. Ne Avrupa Birliği ne Şanghay İşbirliği; biz diyoruz ki sonuna kadar Türk birliği."