Sadakanın önemi ve fazileti nedir? Hadisi şerifi nasıl anlamalıyız? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

“Sadaka vermekle mülk eksilmez. Allah Teâlâ affeden kulunun değerini artırır. Allah rızâsı için yüce gönüllü olanı Allah yüceltir."(Müslim, Birr 69. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 82)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Hadisimizde üç ahlâk esasına bağlantı edilmektedir.

Birinci sadaka vermekle ilgilidir. Bütün cimrilerin elini kolunu bağlayan, başkasına takviye edince servetinin azalacağı korkusudur. Peygamber Efendimiz bu düşüncenin hatalı olduğunu vurgulayarak sadaka vermekle malın eksilmeyeceğini belirtmektedir. Sadaka vermekle malın nasıl eksilmeyeceğini bana kalırsa Allah Teâlâ açıklamakta ve kendi rızâsı için harcanan malın yerine yenisini koyacağını va’detmektedir Sebe’ sûresi (34), 39. 549. hadiste, ilgili meleğin, her Allah’ın günü, “Allahım! Verene yenisini ver!” diye dua ettiğini, 550. hadiste Allah Teâlâ’nın “Âdem oğlu! Ver oysa, sana da verilsin!” buyurduğunu okumuştuk. Bütün bunlardan şunu öğreniyoruz ki, Cenâb-ı Mevlâ, eli açık kulunun malını bereketlendirmekte, eksiğini kapatmakta, harcananın yerine yenisini vermektedir. Sadaka vermekle malın eksilmeyeceğini böyle kavramak olası olduğu gibi, Allah için verilen mala karşılık Cenâb-ı Hakk’ın sevap vereceğini dikkate almak de mümkündür. Bu anlayışa tarafından, maddî yönden malı azalan kimse mânevî yönden sevap kazanmak suretiyle şanslı bir alış veriş yapmış olmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de bu uğurlu alış verişe temas edilmekte, Allah Teâlâ’nın kullarına cenneti vereceği, buna karşılık onlardan canlarını ve mallarını alacağı belirtilmektedir Tevbe sûresi (9), 111.

Hadisimizdeki ikinci ahlâk esası, affedip suç bağışlamakla ilgilidir. Kullarını fazla seven Allah Teâlâ, onlardan birini affeden, hatasını görmezden gelen kimsenin değerini, diğer kullarının yanına yükseltir. Gönüllerin dizgini onun elinde olduğu ve gönüllere dilediği gibi hükmettiği için, affeden ve kabahat bağışlayan kimseyi diğer kullarına sevdirip saydırır. Allah Teâlâ’nın insanın değerini yükseltmesinin bir şekli de, kulunu cennetine alması, cennet nimetlerini ona sunması ve böylece kendisine değerinde verdiğini göstermesidir. 644-648. hadisler açıklanırken bu konu çoğu âyetin ışığında ele alınacaktır.

Buradaki üçüncü ahlâk esası ise, Allah rızâsı için yüce gönüllü olanı Cenâb-ı Mevlâ’nın yücelteceğidir. Bir mü’min, yalnızca iyi bir mü’mine karşısında yüce gönüllü davranacaktır. Buna karşılık kibirli, kendini beğenmiş, burnundan kıl aldırmayan, insanlara yukarıdan bakan ve onlara hileli davranan kimselere aslâ tevâzu göstermeyecektir. Böyle kimseler ile gönlünü dünyaya kaptıran, her şeyi parayla ölçen kimselere tevâzu göstermeye kalkmak, İslâm’ın izzetinden fedakârlık yapmaktır ama, buna kimsenin hakkı yoktur. Tevâzu menfaatperestlik değildir. Tevâzu korkaklık hiç değildir. Tevâzu hak karşısında boynu kıldan ince olmaktır. Hakkına razı olmaktır. Mü’min ancak saygıyı haketmiş bir büyüğünün önünde Allah rızâsı için eğilir. Tevâzu gösterirken aklından hiçbir çıkar geçmez. İşte böyle olan kulunu Allah Teâlâ hem millet yanında yükseltir hem de cennetini ve cemâlini ikrâm ederek onu melekleri katında değerli kılar.

Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir? Sadaka malı eksiltmez. İnsanları bağışlayan kimsenin değerini Allah Teâlâ artırır. Allah rızâsı için tevâzu bildiren kimse, Cenâb-ı Hakk’ın yardımıyla insanların yanına değerli ve itibarlı bir mü’min olur.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/allah-rizasi-icin-alcak-gonullu-olani-allah-yuceltir.html