İnsan Suresi 2. ayeti ne anlatıyor? İnsan Suresi 2. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

İnsan Suresi 2. Ayetinin Arapçası:

اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعًا بَص۪يرًا

İnsan Suresi 2. Ayetinin Meali (Anlamı):

Açık Konuşmak Gerekirse biz insanı baba ve anneden gelip birleşen karışık bir nutfeden yarattık. Onu sınav etmek istiyoruz; bu sebeple kendisini işiten ve görebilen bir varlık kıldık.

İnsan Suresi 2. Ayetinin Tefsiri:

İnsan, âlem sarayının en kıymetli misafiridir. Allah Teâlâ gökleri, yeri ve bunların içinde yer alan bütün varlıkları yarattı. Son olarak insanı var edip, tüm varlığı onun hizmetine verdi. İşte bu yaratılış sürecinde böylece uzun zamanlar geçti ama, ola ki bunu rakamla tarif etmek muhtemel olmayabilir. Bu başı sonu muhakkak olmayan uzun zamana اَلدَّهْرُ  (dehr) denilir. ح۪ينٌ (hîn) ise sınırlı herhangi bir süre, bir vakit anlamındadır. Dehr dediğimiz bu uzun süre içinde böylece bir vakit oldu ki, insan henüz o vakitte zikre değer bir varlık değildi. Âlem onun için yaratılıyor, her şey onun için hazırlanıyordu, ama o az önce apaçık yoktu. İlm-i ilâhîde insan denen varlığın yaratılacağına karar verilmişti, ama onun az önce ilimden fiile geçip gün yüzüne çıkma zamanı gelmemişti. Yani insan fakirlik içinde bulunuyordu, yoktu.

İnsanın henüz zikre değer bir varlık olmadığı vakit, toprak ve çamur safhasından başlayıp, ana rahmindeki safhaları geçerek çok iyi insan halinde dünyaya gelmesine kadar geçen vakit de olabilir. Nitekim devam eden âyetler insanın bu yaratılış sürecini anlatır:

Nutfe, menî içindeki milyonlarca spermden biridir. İnsanın tohumudur. Burada “emşâc” olarak sıfatlanmıştır. اَمْشَاجٌ (emşâc), burnunu sokmak, karıştırmak mânasındaki اَلْمَشْجُ (meşc)in, yahut karışım anlamındaki اَلْمَش۪يجُ (meşîc)in çoğuludur. Burada erkeğin suyu ile kadının suyunun karışımına, yani spermin kadının suyuyla birleşmesi durumuna نُطْفَةٌ اَمْشَاجٌ (nutfetun emşâc) denilir. Bu Nedenle âyette insanın, menî hayvancığının yumurta ile birleşmesiyle yaratıldığına işaret edilmiş olur. Allah Teâlâ, nutfe safhasından başlayarak aşama aşama insanı yaratmış, gerçekleri sezgi edebilmesi için onu işitme ve görme melekesiyle donatmıştır. Bundan niyet, onun önünü sonunu düşünecek, duyup gördüklerinden ders ve ibret alacak akıllı bir varlık olmasıdır. Çünkü Allah Teâlâ’nın muradı, onu imtihan etmektir. Bu sebeple imtihanın bütün şartlarını düzenlemiştir. Bunlarla birlikte peygamber göndermek ve kitaplar indirmek suretiyle insana cennete ve cemâlullaha varan doğru yolu da göstermiştir; onu cehenneme sürükleyecek çarpık yolu da. Bu durumda insan için iki yoldan birini seçmek düşer:

    Ya tüm bu nimetlerin sahibine inanır, O’nu tanır ve kendine lütfettiği nimetlerin şükrünü yerine getirmeye çalışır;

    ya da kalbinin kapılarını hidâyete kapatarak küfür ve nankörlük yolunu tutar.

Fakat bu değin lütf u inâyetten daha sonra küfür ve nankörlük yolunu tutanları, cehennemde ayakların bağlanacağı zincirler, ellerin boyunlara takılacağı demir halkalar ve ateş alev yanan deli bir alev beklemektedir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Cehennemlikler, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler, kaynar suyun içine! Sonradan da ateşte cayır cayır yakılacaklar.” (Mü’min 40/71-72)

Şükreden mü’min kullara gelince:

İnsan Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

İnsan Suresi 2. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

Kaynak: www.islamveihsan.com URL: https://www.islamveihsan.com/insan-suresi-2-ayet-meali-arapca-yazilisi-anlami-ve-tefsiri.html