Beklenmedik anda ya da zamanla biten ilişkilerin kişilerde aşık olma korkusuna yol açtığını belirten Bilinçaltı Uzmanı Lily Lale Yılmaz ‘’Ayrılık sonrası yaşanan negatif olaylar bilinçaltında aşık olma korkusunu geliştiriyor. Bu korkuyu yaratıcı esas duygular, terk edilme ve aldatılma korkusudur’’ dedi.

Hepimizin geçmişte yaşadığı, unutamadığı bir aşk hikayesi mutlaka vardır.  Ama ilişkiler kimi süre istenildiği gibi ilerlemediğinde, kişilerde travmalara neden oluyor. Yaşam kalitemizi fazlasıyla etkileyen bu şart şehvetli çöküntülere, özgüven kaybına ve en önemlisi de baştan aşık olma korkusuna davetiye çıkarıyor. Aşık olduğumuz kişinin bilinçaltımızda bir kimlik oluşturduğunu dile getiren Yılmaz ‘’Aşk çok kuvvetli bir duygudur. Yoğun duyguların yaşandığı ilişkiler, kimi süre istenildiği gibi ilerlemez ve dağıtılmış sebeplerden dolayı ayrılıklar yaşanır. Ayrılık sonrasında mutsuzluğa kapılan birey bilinçaltına ‘’bir daha aşık olma’’, ‘’artık katiyen mutlu olamayacaksın’’ gibi kodlamalar yapar. İşte tam da bu noktada yapacağımız bilinçaltı arıtma çalışmaları ile bireylerin aşk duygusu hakkında oluşturduğu olumsuz duyguları, pozitif düşüncelere dönüştürüyoruz. Bu sayede geçmişte yaşanılan negatif duyguları geride bırakıyor ve tekrar aşık olabileceğinin farkına varmalarını sağlıyoruz’’ dedi.

Bilinçaltı Çalışmaları Duyguları Yeniden Dönüştürüyor

Aşk kişiden kişiye farklılık gösterirken maddesel ve ruhsal yapımızda değişikliklere sebep oluyor. Bilhassa kandırılma ve terk edilme sonucu ayrılan çiftlerde, terk edilen kişide ‘’değersizlik’’ hissi oluşuyor. Bu koşul ileriki süreçlerde kimseye güvenmeme ve kimseye aşık olamama korkusunu oluşturuyor. Aşk acısının yeni bir fobinin habercisi olabileceği üzerinde duran Yılmaz ‘’ Uzun süredir aşık olduğunuz biriyle yollarınızı yarmak natürel oysa basit olmayacaktır. Partnerimizle yaşadığımız negatif anılar duygu dünyamızda depolanır. Bu olumsuz düşünceler sosyal hayatımızı ve tavır şekillerimizi etkiler. Sonrasında ise kişiler hayatla bağlarını kesip aşık olmama kararları alırlar. Öfkeyle alınmış bu kararlar, şüphesiz fakat dinç kararlar değildir. İşte aşk acısını iyi idare etmek bu noktada başlıyor. Ilk Kez bu düşüncenin değiştirilip dönüştürülmesi gerekiyor. Bu da bilinçaltı temizliği çalışmaları ile bir ya da iki seansta gerçekleşiyor. Sonrasında ise bir nadas süreci öneriyorum. Altı ay ile bir sene içerisinde yeni bir ilişkiye başlanmaması gerekiyor. Bu süreçte birey kendini dinlemeli. Kendini dinleyen birey bir zaman geçtikten sonra tekrardan aşkı deneyimlemeye hazırlanmış olur. Aşk kayda değer ve değerli bir duygudur. Ne mutlu aşık olabilene, aşkı bulabilene. Bu yüzden aşkı doymuş doymuş yaşamak gerekiyor. Bu duyguyu yaşarken önümüze meydana çıkan bir takım kalıplarımızı yok ederek daha sağlıklı bir şekilde aşk duygusunu yaşamaktır dürüst olan’’ diye belirtti.

 

Kaynak: www.milliyet.com.tr URL: http://www.milliyet.com.tr/pembenar/ask-acisi-yeni-bir-fobinin-habercisi-olabilir-6471089