"Sezaryen sonrası bayağı doğum, her anne adayı için uygun olmasa da tıbbi durumları ve önceki hamilelik ve doğum öyküleri sebebiyle yüksek tehlike aşağıda bulunmayan gebelerde seçim edilebilir” diyen Doç.Dr. Mehmet Serdar Kütük, "Sezaryen sonrası sıradan doğumun güvenilirliği, yapılan çalışmalarla kanıtlanmış, bunun sonucunda bütün dünyada ve Türkiye’de tekrarlayan sezaryen sayıları azalmış, sezaryen sonrası alışılagelmiş doğum olgularının sayıları da çabucak artmıştır” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

Riskin yüzde 1'in altında olduğu ortaya konuldu

"Sezaryen ameliyatında hasarlanan rahim duvarının, takip eden doğumlarda yırtılacağı varsayımı ile benimsenmiş olan ‘bir sezaryen defalarca sezaryen’ ilkesi, son yirmi yılda çürütülmüş ve gerekli teknik donanıma sahip kliniklerde, uygun hasta seçimi ile riskin yüzde 1’in aşağıda olduğu ortaya konulmuştur. Bilhassa Batı literatüründen elde edilen veriler, daha önce bir sezaryen geçirmiş kadınlarda sezaryen sonrası olağan doğum başarısının yüzde 60 ila 80 aralarında değiştiğini göstermektedir. Avrupa’da sezaryen sonrası olağan doğum tatbik oranı yüzde 29 ila 55 aralarında değişirken Amerika ve Avustralya’da bu oran yüzde 12 ila 14 dolayındadır. Ülkemizde de sezaryen sonrası sıradan doğumun tehlikesiz bir seçenek olarak sunulup uygulandığı durumlarda annelerin kabul oranları, yukarıda sıraladığımız diğer ülke kadınlarından farklı değildir."

Türkiye'de de etkili ve güvenilir bir yöntem 

Doç. Dr. Mehmet Serdar Kütük, "Anne adaylarımızdan gelen talebi yanıtlayabilmek için 2019 yılından itibaren sezaryen sonrası alışılagelmiş doğum ile ilgili zorunlu çalışmaları başlattık. Sezaryen sonrası olağan doğum için hastanemize başvuran anne adaylarına tercihleri doğrultusunda; kılavuz olmak, eğitim imkanları temin etmek, şüphe ve korkularını gidermek, mümkün komplikasyonlarda müdahale etmek için takviye oluyoruz. Kliniğimizin sezaryen sonrası bayağı doğum konusundaki ilk bir yıllık deneyimi, dünyadaki verileri doğrulamakta, sezaryen sonrası alışılagelmiş doğumun ülkemiz koşullarında da oldukça etkili ve güvenilir bir usul olduğunu ortaya koymaktadır. Elde ettiğimiz klinik deneyim ile sezaryen sonrası olağan doğum başarısı ve komplikasyon riskini öngörmeyi amaçlayan ultrasonografik yöntemler ile web-tabanlı ‘SSVD başarı şansı hesaplayıcı’ uygulaması geliştirme çalışmaları halen devam etmektedir” diyerek sözlerini tamamladı. 

Kimler sezaryen sonrası bayağı doğum yapabilir?

Doç.Dr. Mehmet Serdar Kütük, sezaryen sonrası adi doğum imkanının kimlere sunulabileceği ile ilgili detayları aktardı:

"Anne adayının arzusu ve tercihi her şeyden önemlidir ve birinci koşuldur. Bunun yanı sıra daha önce yalnızca bir sezaryen geçirmiş kadınlar, sezaryen sonrası sıradan doğum için alışılmış adaylardır. İki ve üzerinde sezaryen geçirmiş kadınlarda da alışılagelmiş doğum mümkün olmakla beraber anne ve bebek için hayati riskler 3 kat daha fazladır ve fazla özel durumlar dışında tercih edilmemelidir. Keza daha önceki sezaryen ameliyatları olağan insizyon dediğimiz düşey kesi ile yapılan, 28 haftanın altında sezaryen geçirmiş olan, bebeğin ağırlığı 4500 gr üzerinde olan, daha önce rahim yırtılması sorunu yaşamış olan gebeliklerde sezaryen sonrası bayağı doğum seçim edilmez. Gebelikler arasında geçen süre tek başına doğumun olağan yoldan gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini belirlemez ve sezaryen sonrası adi doğum için engel değildir."

 

Kaynak: www.milliyet.com.tr