Milliyet Gazetesi'nden Mert İnan'ın haberine göre Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Gözlem Evi ve Zelzele Araştırma Enstitüsü’nden yapılan açıklamada, saat 16.55’te alana gelen zelzelenin Marmara Denizi’nin 4.8 km derinliğinde olduğu kaydolundu. Sarsıntı özellikle İstanbul’un Esenyurt ve Avcılar gibi kıyı ilçelerini sezildi.

Mikro ölçekli olduğu belirtilen zelzelenin ardından Bilim Yüksekokulu azası Prof. Dr. Naci Görür, Twitter’dan, “Dostlar, bugün Marmara’da alana gelen 3.2’lik zelzele, beklediğimiz Kumburgaz fayı üzerinde. Gerçi Marmara’da bu büyüklükteki zelzeleler çökel içerisinde neticeyi de büyüyor ama onlar daha çok Tekirdağ fayında görülüyor. Bu saatten sonra kilitli olan Kumburgaz fayı üzerinde olan zelzeleler hiç güzel değil, rahatsız edici” açıklaması yaptı.

Kamuoyunda evhama yol açan bu açıklamaya uzmanlar tepki gösterdi.

‘GÜNDEM OLSUN DİYE’

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Kısmı’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak ise her mikro ölçekli zelzele sonrası sosyal medya üzerinden yapılan açıklamalara tepki göstererek şunları söyledi: “Marmara Denizi ve etrafında her sene suratlarca zelzele etkinliği alana geliyor. Her ufak sarsıntıdan sonra aynı şeylerin tekerrür edilmesinden bilim insanı olarak rahatsız oluyorum. Sosyal medya üzerinden her ufak zelzeleye devamlı ‘Eyvah büyük zelzele mi geliyor’ biçiminde yorum yapılmasını doğru bulmuyorum” dedi.

Bilimsel araştırmalara yatırım yapılıp, Marmara özelinde çalışacak bir yapı oluşturulması gerektiğine dikkat toplayan Prof. Dr. Yaltırak, “Mevcut sistem yeterli değil. 17 Ağustos’tan sonraki 21 seneyi iyi değerlendiremedik. Bazı insanlar gündemde kalabilmek için her zelzele etkinliğinden sonra paniğe neden olan açıklamalar yapıyor. Sonra taraftarları ‘O öğretmen bu işe senelerini vermiş, elbette öğrenecek’ diyor. Bu etraf dar bir etraf ve herkes herkesi öğreniyor. Ne Yazık Ki sosyal medya izleyicileri bu işi ekip yakalamaya dönüştürmüş. Bir sözü alıp yayıyor.”

‘YUVARLAK, DENENEMEYEN FİKİR BEYANLARI’

Prof. Dr. Cenk Yaltırak, son zelzele etkinliği üzerinden yapılan yorumlara müteveccih şu bilgileri paylaştı: “Şayet söylediğinde bilimsel bir şey var ise yazdığından anlaşılır. Ancak bu yok. Yalnızca yuvarlak, denenemeyen fikir beyanları. Bunun için de kağıtta çizili bir çizgi değil, üç ebatlı bir harita gerekir. Konuşanların elinde var ise göstersinler. AFAD üzerinden bilgi indirip, zelzelelerin yerine bile bakamayanlar nasıl konuşuyor kavramak olası değil. Medya üzerinden devamlı yorum yapanların, azıcık da oluşan etkinlikler ve fay haritaları ile bilimsel yayın yapmalarını bekliyoruz. İki hekime talebemle beraber 22 bin km bilgi ile Marmara’yı üç ebatlı haritaladık. Fayların derindeki geometrisini sürat modelleriyle normalize ettik. Bunları yapmayanların hâlâ tek fay demesi ve her zelzeleyi buna yorması yanlış bir manipülasyon.”

‘ENERJİ BİRİKTİREN DÖRT FAY VAR”

Prof. Cenk Yaltırak, “Marmara Denizi’nin içinde 240 ile 500 sene arası kırılmayan dört fay parçası bulunuyor. Bunlardan en tehlikeli olanı ve kırılmasını öngördüğümüz fay hattı Osmangazi Köprüsü’nün olduğu yerden başlayıp, İmralı Adası kuzeyine uzanan 110 kmlik hat. Biz tarihsel olarak tüm fihristleri bir araya getirerek, devirici ve devirici olmayan zelzeleler biçiminde bir tasnif yaptık. Tarihsel süreçte İzmit Körfezi, İstanbul, Tekirdağ, Yalova, Gaziköy, Gelibolu, Şarköy hattı üzerinde kayıt altına alınan 38 zelzelenin imhalara neden olduğu sarih. Tarihsel bilgiler birkaç kaynaktan okumakla çözülebilecek bir iş değil. Yaptığımız modellemeye göre, İstanbul’da büyüklüğü 7.2 ile 7.6 arasında değişen ve şu an enerji biriktiren dört ayrı fay parçası bulunuyor. Bu faylardan biri kırıldıktan sonra bir sonrakinin hemen kırılması veya surat sene beklemesi gibi bir salt bilgi mevzubahisi değil. Bu fayların ne kadar zaman aralığını kırılacaklarını öğrenmiyoruz” dedi.

‘HER SEFERİNDE AYNI MUHABBET’

Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Kısmı öğretim azası Prof. Dr. Şerif Barış, Marmara Denizi ve İstanbul etrafında her sene binlerce zelzele etkinliği olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Her 3 Büyüklüğündeki zelzeleden sonra oturup, facia senaryoları çizeceksek işimiz var! Son zelzele etkinliğine bakarak, ‘Çok büyük zelzele olacak, bu sarsıntı liderdir’ diyemeyiz. Zelzeleyi konuşmak yerine, daha az hasarla zelzeleyi nasıl atlatırız kısmını konuşmuyoruz. Evet, büyük zelzele olacak. İstanbul ve etrafını sallayacak. Üstelik bir hayli imha yaşanacak. Ancak altını çizerek söylüyorum, anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Büyük zelzelenin hangi gün, hangi saatte olduğunu söyleyecek bir teknoloji henüz buluş edilmiş değil. Her seferinde aynı muhabbet yeter artık!”

Kaynak: www.sacitaslan.com