DAHA ÖNCEKİ NİŞANLISI, OYUNCU MÜJDAT GEZEN:

Masallara uyuz oluyorum, mesela Pamuk Prensesin o yedi cüceyle ne işi var

Ayşen Gruda ’yla ilk karşılaşmanızı anımsıyor musunuz?
1963 ’te Muammer Karaca Tiyatrosu ’na hoş bir kız geldi. ‘Çirkin Kraliçe ’, ‘Domates Hoşu ’ filan gibi lakapları oldu ama gençlik hallerine bakarsanız fantastik tatlı, hoş olduğunu görürsünüz.
 ‘Domates hoşu ’ lakabına bozulur muydu?
- O lakabı kendisi koydu. Ayşen ’in onun ötesinde bir oyunculuğu vardı. Domates Hoşu, Ayşen ’i kesmez.
O ilk karşılaşmada mı etkiledi sizi?
- Evet, 1964 ’te kendimize yüzük alıp aramızda nişanlandık. Askerden izne gelmiştim. O yarıyıl.
Sonra n ’oldu nişan?
- Askere geri döndüm. Bir gün Ayşen mektup yazdı, “Yılmaz Gruda ’yla evleniyorum. Sen askersin, uzaklardasın” dedi. Ben de “Hayırlı olsun, o zaman parmağımdaki yüzüğü tuvalete atıyorum” diye yanıt yazdım. Gerçekten de gidip tuvalete attım.
Aşk bitti!
- Evet ama askerden geldikten sonra arkadaşlığımız 56 sene devam etti. Geçen yıl tiyatromda ‘Sevgi Müzikali ’nde birbirine âşık iki ihtiyarı canlandırdık. Seneler sonra o gelin oldu, ben damat.
Sizce oyuncu olarak farkı neydi?
- Yazılan metne öyle ilaveler yapardı ki çok beğeni alırdı. Sana en popüler mizahını anlatacağım: Kamer Genç, Ankara ’da çapkınlık yaparken gazetecilere tutuldu. “Ne yapıyorsunuz efendim bu saatte” dediler, “Çiçekleri sulamaya geldim” dedi. Ayşen Gruda ve Ateş Haşereyi Ercan ‘Yedi Kocalı Hürmüz ’de karşılıklı oynuyorlar. Sahnede eşini canlandıran Ercan ’a “Sen neredesin” diye bir repliği vardı. Ercan da “Geciktim azıcık, çiçekleri suluyordum” diye doğaçlama yanıt verdi ve beğeni kıyamet...
Ayşen Hanım ne yaptı?
- “Ben bu adama yarın nasıl karşılık vermeliyim” diye uykuları kaçtı. Ertesi gün yeniden Ercan ’a “Neredesin?” diye sordu. Ercan, “Çiçekleri suluyordum” dediğinde Ayşen yanıtı patlattı: “Sen evvel konuttaki çiçekleri sula!” Ortalık beğeniden yıkıldı.
Çok dobra olduğu anlatılıyor...
- Düzdü. Fikirlerini, tenkitlerini söylerdi. Demokrattı. Kendi emsalleri içinde benim için duruşu en sağlam olan oydu.
Aşka değer katan bir bayanmış...
- Flörtleri olurdu. Hastalığının başladığı 5-6 sene hariç yaşamında kesinlikle bir dostu vardı. Ama ailesine çok bağlı olduğu için o ilişki hiçbir zaman yaşamının merkezi olmazdı.
 Parasal güçlükleri oldu mu?
- ‘Darbukatör Baryam ’ı sürüklerken bir gün geldi, “Mustafa Alabora evini satıyor, almak istiyorum, param yok” dedi. Oynayacağı 13 kısmın parasını peşin verdim. Konutu aldı ve uzun seneler orada oturdu. Adaletliye Naşit ’le altlı üstlü otururlardı. Hatta Adaletliye Abla kanser olunca her şeyiyle o ilgilendi. İşine taksiyle gider kazançtı. Otomobili, sürücüyü lüzumu da yoktu.

OYUNCU ŞENER ŞEN YAZDI

Masallara uyuz oluyorum, mesela Pamuk Prensesin o yedi cüceyle ne işi var

En makûs vaziyetlerde dahi
tebessümdürecek bir ayrıntı bulurdu
Ayşen ’le 1975 ’te Arzu Film ’de başlayan bir dostluğumuz, arkadaşlığımız var. Çoğunuzun bildiği gibi bir hayli filmde toplandık. Ayşen ’in kimselere benzemeyen apaçık bir zekası ve espri kavrayışı vardı. Oyunculuğundaki natürellik, canlandırdığı şahsiyetlerin hepimizin bildiği, tanıdığı şahıslar gibi idrak edilmesi, onu değişik oyunculardan ayıran en ehemmiyetli özelliğiydi. Arzu Film setleri takım ruhunu yansıtan, sevinçli etraflardı. Ayşen de bu takıma her mevzuda yaptığı yorumlarla kahkaha attıran, ışıltılı biriydi. En makûs vaziyetlerde dahi hiçbirimizin göremediği paradokslardan tebessümdürecek bir ayrıntı bulurdu. O günleri özlüyorum. O takımdan geriye kalanlar çok eksildik. Vefat de doğum kadar natürel ama insanlık bir cinsli vefata alışamıyor. Her vefat yakınlarını sallamaya devam ediyor. Hepimiz kendimizin de bir ‘hiç ’ olduğunu kavrayana kadar bu sarsılma devam edecek. Ayşen hoş yaşadı. Son anlarına kadar üretmeyi sürdürdü. Ülkemizde alışkın olmadığımız bir şekilde düşüncelerini dobra dobra, sarih sarih söyledi. Ayşen Gruda ’ya biz dostlarına yaşattığı hoş anlar için, canlandırdığı kişilikler için hepimizin teşekkür borcu var. Allah rahmet eylesin...
OYUNCU İLYAS SALMAN YAZDI
Masallara uyuz oluyorum, mesela Pamuk Prensesin o yedi cüceyle ne işi var

İstediği gibi bir yaşam yaşadı
40 seneden fazladır bağımı koparmadığım insanların başında geliyordu. Ben kendime boşboğaz tenim. Ama iş Ayşen ’e, Şener ’e Şen ve Tarık Akan ’a gelince çenem kitlenir. Zira jenerasyonumuz yavaş yavaş tükeniyor. Biz, yaşamla akraba olan bir sanat yapıyorduk. İstediği gibi bir yaşam yaşadı. En son bir buçuk- iki ay kadar evvel görüştük. Sırdaşımdı. Aramızda konuşulmadık hiçbir şey kalmadı. Ama yaşasaydı daha çok şey konuşacaktık.
KEMAL SUNAL ’IN EŞİ GÜL SUNAL YAZDI
Masallara uyuz oluyorum, mesela Pamuk Prensesin o yedi cüceyle ne işi var

Bana Kemal ’in yadigârı gibiydi
Geriye bir tek ben kaldım. Onları istiyorum, onlarla birlikte olmak istiyorum. Ayşen ’in dostluğu tartışılmazdı, çok sadakatliydi. Kemal ’i kaybettikten sonra birbirimize daha yakın olduk. Saatlerce telefonda konuşurduk, birbirimize çok bağlıydık. Duyarlı biri olmamasına karşın onunla konuşurken sözcüklerime dahi dikkat ediyordum. Bana Kemal ’in yadigârı gibiydi.
class='cf'>

*Sanat ve bilim bizi yönet edenlerde büyük bir fobi uyandırıyor. Oysaki onları düze çıkaracak olan gerçekten sanat ve bilimdir. Herkesin sanata ve bilime lüzumu var. Neredenezaman.com, 2013
*Muammer Karaca ile siyasi oyunlar oynuyorduk. ‘Aman Adnan Bey Dinlemesin ’ı oynadığımız senelerde, Adnan Menderes oyuna gelip bizi ayakta alkışlıyordu. Ne günlerdi! Hürriyet, 2015