Sosyal medyada gezinirken şunu söylemeyen kaç kişiyiz? 'Ben ne okudum az evvel, hatırlamıyorum!' Korkmayın demans değilsiniz. Değerlendirmeden net olarak bilemesem de yüksek ihtimalle değilsiniz yani. Fakat bir cins dissosiasyon yaşıyorsunuz. Dissosiasyon psikolojide kullanılan bir terimdir. Çoğu türü vardır. Burada bahsedeceğim haliyle bir nev-i 'bulunduğunuz andan soyutlanma' halidir. Bu bakış açısı çok yeni ortaya atıldı. Bunu ortaya atan University of Washington'ın insan-bilgisayar arayüzü üzerine çalışmaları yer alan araştırma ekibi. Ekip bu görüşlerine delil olarak, bu yıl nisan ayında ACM CHI Conference on Human Factors in Computing Systems'da yaptıkları sunumdaki yeni araştırmalarını gösterdiler. Bu konu böylece dikkat çekti ama bu ay Scientific American Mind dergisine konu oldu. Araştırmanın yürütücüsü Alexis Hiniker sosyal medya bağımlılığına hedefe kilitlenmek yerine sosyal ağ kullanımının sebep olduğu dissosiyatif durumun önemini anlamak ve çözümler üretmek gerektiğini savunuyor.

Çok basit olarak büyüyen dissosiyatif durumu şöyle açıklayayım; Düşünün ki bulaşık yıkıyorsunuz ya da yemek yapıyorsunuz. O arada hayaller kuruyorsunuz (daydreaming) ve vaktin nasıl geçtiğini anlamayıp arada geçen zamanda yaptıklarınızı ayrıntılı hatırlamıyorsunuz. Hatta yemeğe tuz koyup koymadığınızı bile hatırlamayıp tadına bakarak test ediyorsunuz. Bu edilgen normatif dissosiasyondur. veya fazla sevdiğiniz bir filmi izlediğinizi/kitabı okuduğunuzu düşünün. Kendinizi öyle kaptırıyorsunuz ancak çevrenizde olan biten hiçbir şeyin farkında olan değilsiniz. Bu da etkin normatif dissosiasyon. Sosyal medyada sayfa kaydırırken de aynı şekilde oluyor. Vakit kavramını kaybettiğiniz gibi, birkaç saniye önce yukarıda okuduğunuz tiviti/gönderiyi de unutuyorsunuz. Aşağıya içten kaydırdıkça, benzer ilk-insanın yemek yemek bulmayı beklemesi ya da süper lotodan ikramiye kazanmayı umması gibi beynin ödül sistemi aktive oluyor. Dr. Hiniker, tüm sosyal ağ uygulamalarının bu sistemi aktive etmek üzere geliştirildiğini söylüyor. İnsanlar gerçekten bunu yaparken aynı zamanda rahatsızlık da duyuyorlar. Bunu da '30-Minute Ick Factor' olarak tanımlamışlar. Bu tanımın açıklaması şu; sosyal medyada gezindikten 30 dakika sonra bunu ayrım ettiğimizde, ne dek çok zaman harcadığımız ve anlamlı hiçbir şey yapmadığımız için vicdan azabı duyuyoruz.

Zihnimizde ileri derecede dağınıklık ve unutkanlığa yol açan bu sosyal ağ alışkanlıklarından vazgeçmenin tek yolu sosyal medyayı bırakmak mı? Dr. Hiniker böylece düşünmüyor. Sosyal medyayı akla yatkın kullanmanın olası olduğu ve bunun kullanıcının sorumluluğunda yok sosyal ağ şirketlerinin sorumluluğunda olduğunu dile getiriyor. Yaptıkları araştırmada Twitter kullanımı üstüne çalışmışlar. 43 katılımcının Twitter kullanımını takip eden Chirp adında bir program geliştirmişler. Twitter kullanımı esnasında belli aralıklarla katılımcılara 'Şu anda sosyal medyayı gerçekte ne yaptığımın haberdar olmadan kullanıyorum' cümlesine 1-5 arası puan vermeleri istenmiş. 1 puan; 'hayır şimdi bir amaca yönelik olarak, okumak istediğim bir konu/haber üzerinde kullanıyorum', 5 puan; 'şimdi belirlenmiş bir amacım değil. Birbiri ile ilgisiz tivitleri okuyorum', aradaki puanlar da bu durumların ara derecesini gösteriyormuş. Katılımcılara Twitter'da bulunan konulara kadar akışı listeleme özelliğini kullanmaları öğütlenmiş. Bu Nedenle spor, bilim, siyaset, sinema gibi başlıklar oluşturarak tek bir konuya odaklanmaları, akıl dağınıklığının önlenmesi amaçlanmış. Keza Chirp programı vasıtasıyla oluşturduğu listelerin dışına çıkıp gayesizce tivitleri okumaya başlayan katılımcılar uyarılmış ve konuya geri dönmeleri sağlanmış. Sonrasında katılımcılarla yapılan görüşmelerde, katılımcıların twitterı bu şekilde kullandıklarında daha güvende ve iyi hissettiklerini, daha az zihin dağınıklığı yaşadıklarını ve zamanlarını daha manalı geçiriyor düşüncesi taşıdıklarını belirtmişler. Dr. Hiniker bu konuda sosyal ağ şirketlerine uyarıda bulunuyor. Yapılabilecek düzenlemelerle insanlarda çoğalan bu dissosiasyonun önüne geçilebileceğini vurguluyor. Mevcut şirket politikaları bunun bütün tersi yönünde. İnsanlarda artan bu düşünce dağınıklığı hayatın her alanına yansıyor ve artan bir şekilde her işin savsaklandığı, geri kalan her şeyin önemi yitirdiği bir dünyaya evriliyoruz.

DR. SEVDA SARIKAYA / AKŞAM GAZETESİ

Kaynak: www.sacitaslan.com URL: https://www.sacitaslan.com/sosyal-medya-zihnimizi-nasil-dagitiyor-haberi-554175