Magazin dünyasının meşhur ismi Sacit Aslan, sosyal ağ üzerinden bir takım bahis ve iftiralarda bulunan Muhammed Yakut isimli kişiyle bağlantısı olan Uçankuş’un eski sahibi Can Tanrıyar hakkında uyarı çeken bir yazı yayınladı.

“‘Dostlarım dediklerini’ çıkarı bozulunca anında satan Can Efendinin bitmek bilmeyen etap oyunlarının sonu gelir mi bilinmez lakin yolun sonunun geldiği gün gibi bariz.” diyen Aslan yazısının devamında şunları yazdı.

Türkiye’nin önünde kritik bir tercih var. Son derece kritik bir evreye girdiğimiz bugünlerde sosyal ağ üzerinden bazı ‘iddia ve iftiralarda’ yer alan Muhammed Yakut vakasında nedense necip medyamızın gözden kaçırdığı bir olgu var. O da Can Tanrıyar gerçeği…

Doğrusu bütün bu ‘Bizans oyunlarının’ fitilini ateşleyen Tanrıyar’ın hala kendisini ‘sütten çıkmış ak kaşık’ gibi göstermesi aslında incelenmesi gereken bir konu. ‘Daima mağdur, daima haklı olan’ magazinci Can Tanrıyar’ın ‘hırsızlıktan gaspa kadar 14 farklı sabıkası’ bulunan ve az kalsın bir suç makinası olan Muhammed Yakut ile girdiği ilişki son derece ibretlik. Yıllardır bu ülkede gazeteci kimliği ile fütursuzca at koşturan ve yarattığı nefret edilen şey imparatorluğu içinde kimlerle ne nesil ilişkilere girdiği bir ibret vesikası olarak karşımıza çıkıyor…

Peki, Can Tanrıyar- Muhammed Yakut ilişkisi ve kurdukları kumpas nasıl patladı?

Sahiden her şey bundan 4 yıl önce başladı…

Magazinci Can Tanrıyar, Uçankuş TV için 4 yıl önce meşhur meslek insanı H.E’nin kendisine yatırımcı karşılıklı olmasını istedi ve birçok vaatte bulundu. Tanrıyar’ın aydınlık vaatleri sonrası ünlü meslek insanı H.E, Uçankuş TV’ye kontrat çerçevesinde yatırım yaptı.

Uçankuş TV için ünlü iş insanı Ali Ağaoğlu’nun sahibi olduğu Maslak 1453’te yapı kiralandı ve geniş bir yayın ekibi kuruldu. Ama gün geldi ortağı H.E, Can Tanrıyar’ın harcamalarında bir acayiplik tespit ederek defterlerin bağımsız denetçiler kadar incelenmesini istedi. İşte bu arzu Can Tanrıyar’ı öfkelendirdi ve defterlerin incelenmesini engelledi.

TEHDİT, ŞANTAJ VE ASPARAGAS HABERLER

Can Tanrıyar’ın hesapların incelenmesini engellemesi üzerine ortağı H.E anlaşma gereği hukuki haklarını seslenmek için mahkemeye gitti. Bu durumu hazmedemeyen Can Tanrıyar, ortağından intikam almak için akla zarar bir yönteme başvurdu. aynı zamanda ortağının dayısı olan meşhur iş insanının ailesi ile ilgili yalan yanlış haberlere imza attı. Aile yalan yanlış bu haberler üzerine soluğu mahkemede alarak Tanrıyar’a ‘tehdit ve şantaj’ yaptığı gerekçesiyle fiziksel ve manevi tazminat davası açtı.

Ona kadar egemen denetçiler ‘mafyaydı’ ve Uçankuş TV’yi basarak Tanrıyar’ı darp etmişti! Hayal mahsulü bu yalanın aslı fazla geçemeden ortaya çıktı tabii ki! Pandemide işten çıkardığı onca çalışan işyerine gelerek haklarını aramaktan diğer bir şey yapmamışlardı. Haksız yere kanun tanımadan işlerine son verdiği çalışanlarını kulak vermek yerine onlara ‘hakaret edip tehditler savurunca’ bir çalışanın kendisine tepki göstermesi atacağı kötüleme için Can Efendiye çok iyi bir pas olmuştu. Emniyet’da dürüst söyleyen Can Efendi daha sonra kendi paylaşımları ile kendi kendini ele vermişti…

Neyse devam edelim asıl meselemize…

Can Tanrıyar yaptığı bu asparagas haberlerle 6,5 milyon dolar dolandırdığı ortağını açtığı davadan vazgeçirmeye çalıştı. Ancak keza ortağı keza de ortağının dayısı Tanrıyar’ın “korkutma ve şantajlarına” boyun eğmeyerek davalarından vazgeçmedi. Yasal süreçler sonrasında duruşma davayı karara bağladı ve Tanrıyar’ı ‘korkutma ve şantaj’ yaptığı gerekçesiyle suçlu buldu. Mahkeme kararına tarafından Can Tanrıyar, ‘korkutma ve şantaj’ suçundan tazminat ödeyecek.

Derhal gelelim Muhammed Yakut – Can Tanrıyar ilişkisine…

Bugüne kadar elindeki medya organlarından ilk önce sanat dünyası olmak üzere çok sayıda iş insanına birtakım yaptırımlarda bulunan Tanrıyar ‘hukukun üstünlüğünü’ kabul etmeyerek ‘intikam’ almak için devreye geçmişi karanlık Muhammed Yakut’u sokmayı yerinde fark etti. Ama, ‘can kurtaran’ olarak sarıldığı bu kişi başına daha büyük felaketler açacak gibi görünüyor…

Muhammed Yakut ile Youtube üzerinden yaptığı yayın sonrası gözaltına alınan gazeteci Serdar Akinan, Muhammed Yakut- Can Tanrıyar ilişkisini ise şöyle anlatıyordu;

Ben gözaltından çıktıktan sonradan gazeteci arkadaşlarımla oturdum konuştum. Ve uyarı ediyorum ortalığa birtakım bilgiler saçılmaya başladı. Bunlardan en ilginci Muhammed Yakut’un ilişkileri. Acilen hatırlar mısınız benim yayında bir kelime kullandı, bir ifade kullandı. Dedi oysa; “Bunu giderken ben konuşmadım. Ben dedi Can Tanrıyar ile beraber, Can Tanrıyar bir gazeteci giderken biliyorsunuz. Uçankuş diye bir sitesi var. Ben Can Tanrıyar ile Doğan Şentürk’e yani FOX Haberin Genel Yayınlama Yönetmenine gittim. Bu videolarda anlattığım her şeyi onlara anlattım Can Tanrıyar ile beraber. Orada ben uyanamadım işi. Eeee ve bunlar yayınlamadı. Bunu yayında söyledi hatırlarsanız. Okey, o anda ben keşke bunun üstüne bir soru sorabilseydim. Diyorum ya soracağım çok şey var aslında, lakin ortaya da çıktı…

Akinan’ın anlatımlarında görüyoruz ki, Can Tanrıyar kabahat makinası Muhammed Yakut’u FOX Haber’e götürüyor. Tanrıyar ve Yakut FOX Haber Genel Yayınlama Yönetmeni Doğan Şentürk ve Haber Koordinatörü Murat Keskin’e videolarda anlattıklarını önce burada dile getiriyorlar. Akinan’ın bu görüşmeye ilişkin şunları söylüyordu;

Muhammed Yakut’a Doğan’a gidiyor randevu alıyor. Doğan’dan randevuyu Muhammed Yakut nasıl alabilir? Ne tanır. Doğan (Doğan Şentürk) ona niye randevu versin? Vermez fakat. Can Tanrıyar devreye girmiş. Can Tanrıyar abi bir şey var görüşebilir miyiz? Amaçları ne? Aslında bir işlem çekecekler, M.G’yi sıkıştıracaklar. Bunları anlatacaklar bu anlattığı gibi anlatıyor olasılıkla Doğan’da diyor fakat, o da kurt gazetecidir, “ben bu topa girmem” diyor. Murat (Murat Keskin) diyor fakat; “Söylediklerinin hiçbirine ben inanmıyorum” diyor. Bu da diyor ama kalktım Murat’a sarıldım ve oradan çıktık diyor. Güldüm ve çıktım diyor…

Akinan’ın anlattıkları üzerinde düşünülmesi ve bence savcıların bu konuya el atması koşul… Niçin mi? Ülkemizin en saygın kurumlarına ve onların başındakilerine fazla bakımlı ‘hakaret ve küfür’ edebilen bir kriminal figürün hafıza hocalığını Can denilen bu zatın yapmış olması. sırası gelmişken, Serdar Akinan’ın bu gerçekleri söylemesi Tanrıyar ailesini rahatsız etmiş olacak oysa, karı-koca Akinan’a telefon açıp ‘hakaretler yağdırıp, gözdağı’ cüretinde bile bulunabiliyordu!

Gençler ve çocuklar bilmeyebilir ama, yirmi, otuz yıl önce Türkiye’de “Mazhar Osman” diye bir kavram vardı… Birisi antin kuntin meslek mi yapıyor, veya abuk, sabuk laflar mı ediyor: “Adam bütün Mazhar Osmanlık!” denirdi.

Bir gün Mazhar Osman’a sormuşlar: “Delilerden korkar mısın?” O da şöyle demiş:

“Ben delilerden değil, zeki geçinenlerden korkarım, hele psikopatlardan çok çekinirim. Onlar vefasızdır, onların dostluklarına hiç şüpheli. Kendilerini dev aynasında görüp, başkalarını küçümserler, bu sayede büyüyeceklerini sanırlar. Tek amaçları kısa zamanda şöhretin yolunu bulabilmektir. Bunu başarabilmek için, şeytani zekalarıyla, her şeye başvurabilirler.”

Mazhar Osman’ın bu anlatımı, umarım size, bugünlerde birini ve birilerini hatırlatıyordur umarım. Bütün “Mazhar Osmanlık” olanları, ya da Mazhar Osman’ın bile korktuklarını…

Bilmeyenler olabilir, Mazhar Osman, ruh ve asap hastalıkları uzmanı olup, Türkiye’de ilk modern ruh sağlığı hastanesini kuran Türk hekimidir. Adı, psikiyatri ile özdeş tutularak halk müziği aralarında ruhsal sorunu olanlar için, “Mazhar Osmanlık” deyimi kullanılmıştır.

Evet, magazinci Can Efendi de yaptıklarıyla tam ‘Mazhar Osmanlık…’ Gün kazanç ‘alevi’ olduğunu hatırlar ve ‘alevi kartını’ hiç acele ile kullanarak ‘duygu sömürüsü’ yapar… Ona tarafından kendisine yapılanların nedeni alevi olmasıdır…! Yerseniz emrindeki! Onun ‘ahlak anlayışına’ kadar kendi çıkarı laf konusu ise her türlü, ‘yalan, dolan ve iftira’ mübahtır…

Fakat gel gelelim Can Efendi nedense pandemi döneminde kapı önüne koyarak mağdur ettiği 80 çalışanının tazminatlarını niçin ödemediğini açıklamaz! Borç sarmalı içindeki Tanrıyar keza, 2 yılı aşkın süredir Ali Ağaoğlu’na ödemediği kira borcu yüzünden de davalık. Tahliye davası ise hala sürmekte…

Kıymetli okurlar, nereden tutsanız elinizde kalan bir profil…

Ve gazeteciyim diyen millete etik dersi veren bu kişi “mafya ile iş tutarak, kumpaslar” kurmasını kendisine yakıştırabiliyor. Bu ayı ile yatağa girmeye aynı! Arkadaş bile olsa ayı, yatakta insanı ezer mi, tırmalar mı, ısırır mı, belirlenmiş olmaz! Çıkarları bozulunca ne yapacağı belirlenmiş değildir. O yüzden bu işin yarınlarını da göz önünde bulundurmak gerekli.

‘Dostlarım dediklerini’ çıkarı bozulunca derhal satan Can Efendinin bitmek bilmeyen ayak oyunlarının sonu kazanç mi agnostik lakin yolun sonunun geldiği gün gibi anlaşılır.

Kaynak: www.superkulup.com URL: https://www.superkulup.com/sacit-aslan-can-tanriyari-bombaladi.html