MHP Genel Başkan adayı ve ve Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın otoriter yönetim anlayışını 'partili cumhurbaşkanı' yapısıyla güçlendirmek istediğini belirtirken, "Bu kabul edilebilir bir teklif değildir. Toplumdaki tüm demokratik güçler ve MHP'nin de buna karşı çıkacağını düşünüyorum" dedi. MHP Genel Başkan adayı Ümit Özdağ bugün Balıkesir'e gelerek, "Karesi Alışveriş Merkezi Toplantı Salonu'nda "Türkiye'nin Çıkış Yolu" konulu konferans verdi. Özdağ, Konferans öncesi et lokantasında partililerle biraraya gelen Özdağ, daha sonra gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"BU TEKLİFİN ERDOĞAN'DAN GELMESİNE HAYRET ETTİM"
Son günlerde başkanlık sistemi tartışmalarına bir de partili cumhurbaşkanı tartışmalarının eklendiğini hatırlatan Özdağ, "AKP'den gelen son teklif, partili cumhurbaşkanı değişikliğinin yapılması ve bundan sonra cumhurbaşkanlarının partiyle bağının kopmaması yönünde oldu. Türkiye'de bu sistem zaten vardı. Bu sistem Atatürk, İnönü ve Bayar döneminde yani 1961'e kadar uygulandı. Ben bu teklifin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gelmesine hayret ettim. Çünkü Erdoğan sürekli olarak İnönü dönemini, 'Milli Şef Dönemi' olarak nitelendirdi. Her vesile ile bu dönemi gündeme getirip, bu döneme saldırdı. Şimdi eleştirdiği dönemin anayasal düzenlemesine benzer bir düzenlemeyi arzu ederek toplum karşısına çıkıyor. Bunu bir şekilde anlamak mümkün. Bu otoriterleşme talebinin sonucudur. 2011 yılında yayımlamış olduğum bir siyaset bilimi kitabında, AKP'nin esasında ikinci tek parti dönemi kurma hevesinde olduğunu söylemiştim. Kitabımın adı da 'İkinci Tek Parti Dönemi'ydi. Şimdi bu konuda ilerleme kaydetmiş olan Erdoğan zihniyetinin bu otoriter yönetim anlayışını, bir de partili cumhurbaşkanı yapısıyla güçlendirmeyi hedeflediği görünüyor" dedi.

"BAŞBAKAN SİYASİ DARBEYLE TASFİYE EDİLDİ"
Esasen Cumhurbaşkanı Erdogan'ın anayasal rejime karşı darbe yapmak gibi bir alışkanlığı var" diyen Özdağ şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı ve hükümet tarafından 17-25 Aralık'ta anayasaya karşı bir darbe gerçekleştirilmişti. Şimdi yeni bir aşamaya taşınıyor ve Başbakan anayasaya aykırı bir şekilde tasfiye ediliyor. Doğrusu bir apartman yöneticisini görevden almak dahi daha zorken, Davutoğlu inanılmaz bir hızla cumhurbaşkanı tarafından bir siyasi darbe ile tasfiye edildi. Ve şimdi bu fiili duruma bir de hukuki kılıf sağlamak ve Milli Şeflik Dönemi'ni güçlendirmek, yeni bir Milli Şef olmak amacıyla partili cumhurbaşkanı talebinde bulunduğunu görüyoruz. Bu kabul edilebilir bir teklif değildir. Toplumdaki tüm demokratik güçler ve MHP'nin de buna karşı çıkacağını düşünüyorum. Kişisel olarak ben de karşı çıkıyorum. Çünkü cumhurbaşkanı bütün milleti temsil etmelidir. Cumhurbaşkaşkanının önünde bütün milleti temsil ettiği düşünüldüğü için Türk sancağı eğilir. Türk sancağı başka hiç kimsenin önünde eğilmez. Gerçekten tek partinin olduğu dönemde bu anlaşılabilir bir şeydi. Ancak demokrasiye geçer geçmez 1950'li yıllardan itibaren bunun sakıncaları ortaya çıktı. Ve ondan dolayı 1961 ve 1982 Anayasaları'nda cumhurbaşkanının bütün milleti temsil eden sistemdeki tek kişi olması gerektiği doğru bir şekilde tasarlandı. Bunun bugün de doğru olduğuna inanıyorum. Ancak Recep Tayyip Erdoğan ne yazık ki siyaseti bölme, gerginlik ve yabancılaştırma üzerinden anladığı için böyle bir teklifle milletin karşısına geliyor."